5~ Siz Benim Gardenya'msınız

804 88 34
                                    

Gardenya; "Beni Unutma, Sen Benim Gerçek Aşkımsın" Demek Şovalye...

   Düşünmek. Belki de insanı insan yapan en önemli unsur. Bizleri diğer varlıklardan ayıran özel bir güç belki de.

   Prens bütün gece düşündü. Uyumayı dileyerek girdiği yatağında aklına gelen her şeyi düşündü. Geçmişi, geleceği, hatırladığı hayatını, hatırlamadığı hayatını, buraya geldiğinden beri hayatına giren herkesi, yatağa girmeden önce komidinine koyduğu tuhaf kitabı, kafasını karıştıran sırları. O kadar fazla şey düşündüki hem uyuyamamış hem de baş ağrısı çekmişti uzun bir süre. Sabah Jiwondan ağrısını hafifletecek bir ilaç istemiş ve yemeğe inmeyeceğini, bütün gün kimsenin onu rahatsız etmemesini istemişti. Saraydaki herkes Prens için endişeliydi fakat Jimin'in kesin emri yüzünden kimse ona ne olduğunu soramamıştı.

   Oturduğu sandalyeden elindeki kitapla kalkıp penceresinin karşısına geçti. Sabahtan beri yaptığı tek şey bu tuhaf kitabı incelemekti. Her şey o kadar detaylı çizilmiştiki eğer mümkün olsaydı Jimin kitaptakilerin canlı olduğunu düşünecekti. Tekrar ilk sayfayı açtı. Kaçırdığı bir detay vardı belki. Bir yerlerde onu bir şeye ulaştıracak önemli bir ipucu...

   İlk sayfa normaldi, sonraki birkaç sayfa daha. Her şey yaşandığı gibiydi. Jiwon'la çarşıya gittiği gün, ellerindeki poşetler, arkalarındaki askerler, halkın şaşkın bakışları, her şey aynı ve olduğu gibiydi. Sinirle gözlerini yumdu Jimin. "Bu kitabı son inceleyişim" diye düşündü. Belliki istediği şeyleri burada bulamayacaktı. Kalan sayfaları yavaşça inceledi.

   "Dur bir dakika.."

   Jimin hızla eski sayfaları açtı. Dikkatini çeken bir şey bulabilmişti sonunda. Arabadan indikleri sayfayı açtı. Prens etrafı incelerken aynı zamanda Jiwon'un anlattığı şeyleri dinliyordu. Jimin sayfayı biraz daha inceledi. Herkesin gözü onlardaydı. Ama içlerinden biri saklanmayı seçmişti. Yol kenarına kurulmuş tezgahlardan birinin arkasında yıkılmaya yüz tutmuş bir evin duvarı vardı. Bir kadın dikkatini çekti Jimin'in. Kadın diğerlerinin aksine saklanarak Prens'i izlemeyi seçmişti.

   Prens sayfanın köşesini daha sonra tekrar incelemek için katladı ve sonraki sayfalara geçti. Aynı kadın Jimin'in her bir adımında arkasından saklanarak onu izliyordu. Sayfalar ilerledikçe Jimin şaşkınlığına engel olamadı. Birkaç sayfa sonra Jimin kadını hiçbir yerde göremedi. Sayfaları çevirmeye devam etti. Köprüde karşılaştığı kadınla olan sayfalara gelince durdu.

   Kral ve Kraliçe o gün çok telaşlanmıştı. Jeongguk da o kadının adı geçtiği zaman Krala kafa tutabilecek kadar sinirlenmişti. O gün fazlasıyla şüphelenmişti Prens. Kadını iyice inceledi. Sonra köşesini katladığı sayfaları açtı. Tam tahmin ettiği gibi onu takip eden kadınla, köprüde karşılaştığı kadın aynı kişiydi. Prens hızlıca kapattı kitabı. Üstündeki saçma pijamalarından kurtulup eline ne geçerse onu giyindi ve odasından çıktı. Bir süre duraksadı. Saraydan çıkması için bir bahaneye ihtiyacı vardı ama ne olursa olsun kimsenin ona izin vermeyeceğini biliyordu. Birinden yardım almalıydı. Namjoon'un odasına koştu hızlıca. Kapıyı çalıp içeri girdi. Namjoon önündeki birkaç kağıtla ilgileniyordu.

   "Hyung, bana yardım edebilir misin?"

   Namjoon önce şaşırdı Jimin'in söylediği her kelimeye. Sonra kendini toparladı. Minik kardeşi ondan yardım istemişti ne de olsa.

   "Elbette. Sorun nedir?"

  "Hyung bak."

En el Libro ~{Jikook}~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin