-11- 🎮

6.2K 626 1.3K
                                    

|Abel Gyu|

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Abel Gyu|

Birkaç gündür Min Ho'nun kafesine gitmiyordum. Oraya uğramadan işe gitme durumuna alışmış değildim. Lia yüzünden gitmiyordum aslında. Ama Min Ho'ya ayıp olduğu düşüncesi ile bugün gitmeye karar verdim.

Zaten artık şirkete gitmeyeceğim için sabahları erkenden kalkıp yola çıkmak zorunda kalmayacaktım. Byun Holding ajansına kayıt olmuştum, oraya sadece çağrıldığım günler gidecektim. Ve maaşım otomatikmen yatacaktı hesabıma. Yattığım yerden para kazanacağımı düşünüyordum ama Ryujin bu işlerin o kadar kolay olmayacağını, hatta şirketteki günlerimi özleyebileceğimi dahi söylemişti. Modellik öyle basit değilmiş. Ne bileyim ben? Hayatımda kaç kere modellik yaptım sanki...

Evde boş boş oturmaktansa Min Ho'ya gitmek daha mantıklı gelmişti işte bu yüzden. Muhtemelen yarın bir basın toplantısı yapmak için beni çağıracaklardı Bay Byun'un emri ile. Bundan haberdardım. Yarın dolu bir gün olacağından hiç değilse bugünü kendime ayırmalıydım. Cumartesi günü de Hyunjin'in doğum günü vardı zaten, şu kıçımız adam akıllı oturamayacaktı bu hafta.

Kafeden içeri girdim. Tezgaha yaklaştığımda kahve hazırlayan Min Ho'yu gördüm. Beni fark edince gülümsedi işine devam edip.

"Hoşgeldin."

"Selam..." etrafa baktım, Lia yoktu. "O yok mu?"

Gülüşünü sildi yavaşça.
"Artık burada çalışmıyor."

Şaşkınlıkla; "Kovdun mu?"

"O kadar şeyden sonra nasıl yanımda barındırabilirdim onu? Yaptıkları affedilir türden değil."

Kafamı salladım.
"Burayı tek başına işletebilecek misin peki?"

Gözlerini bana çıkarıp gülümsedi. "Tek olduğumu kim söyledi?"

Dediğine anlam vermeyerek kaşlarımı çattım. O sırada personel odasından tanıdık bir sima çıktı. Çatık kaşlarım düzelmiş, şaşkın bir ifadeye bürünmüştüm. Yok artık!

"Kim Seungmin!"

Seungmin gülümseyip karşı taraftan tezgaha yaklaştı ve elini yumruk yapıp bana uzattı. Aynı şekilde ben de ona uzattım elimi ama şaşkınlığım devam ediyordu. Çok uzun zaman olmuştu onu görmeyeli. Lisede aynı sınıftaydık üçümüz, çok yakın olsak da sonradan iletişime geçememiştik.

Beni taklit ederek; "Abel Gyu!"

Bu hareketine gülüp kollarımı tezgaha yasladım.
"Nasıl burada olabilirsin? Seoul'de mi yaşıyordun?"

Ruminate | Lee Felix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin