-14- 🎮

5.5K 625 1.7K
                                    

|Abel Gyu|

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Abel Gyu|

"Sırada, renk balonu patlatma oyunumuz var! Katılmak isteyenler şöyle gelsin lütfen."

Yanımdaki Min Ho'ya döndüm.
"Renk balonu patlatma ne?"

"Platformun üstüne çıkıyorsun, görevli, sana sırayla balon atıyor. Sen de iğne ile onları patlatıyorsun. Ama bazılarının içinde renk tozları var. Balonu patlattığında üstüne dökülüyor. Onları patlatırsan kaybedersin."

"Hangisinin içinde renk tozu olduğunu nereden bileceğim peki?"

"Renkleri biraz daha koyu oluyor. Patlatmadan önce dikkatle bakmak gerek. Kolay aslında, balonların hepsi bebek mavisi olduğundan hangisinin dolu olduğu anlaşılıyor."

Kafamı iki yana sallayarak gözlerimi tekrar kalabalığa çevirdim. "Çok saçma. Buna kim katılır ki?"

Hyunjin ellerini birbirine çarptı.
"Ay çok eğlenceli!"

Salak bu çocuk...
Zıplaya zıplaya oyuna ilerledi oyuna katılmak isteyenlerin olduğu tarafa. Umarım gökkuşağı renklerine boyanır da millet onu gay sanar.

Zaten buraya geldiğimizden beri bir sürü kişi yanımıza gelip onunla ve Felix'le fotoğraf çektirmişti, ben yorulmuştum ikisinin yerine resmen. Ama onlar alışık olduğu için rahattılar. Bir iki kişi de ben ve Ryujin ile çekinmek istemişti ama onlarınki bambaşka bir boyuttu. Kızlar adeta tapıyordu bu ikisine. Sinirim tepeme çıkmıştı bir ara ama çaktırmıyordum. Bana ne sonuçta onun fanlarından.

Bana ne Felix'e resmen yapışarak fotoğraf çektiren kızlardan

Güzel olan tek şey; Seungmin ile Ryujin'in karşı karşıya gelmesi. Ryujin o kadar şaşırmış ve mutlu olmuştu ki, çığlık atıp zıplayarak Seungmin'in boynuna atlamıştı. O sırada fotoğraflarını çektim. Yakın arkadaşın ile uzun zaman sonra tekrar bir araya geldiğinde hissettiğin mutluluk gibisi yoktu. Ryujin'in bir ara gözleri dolmuştu hatta.

"Abel, gelsene şuraya bakalım."

Seungmin seslenince Felix'in üzerindeki bakışlarımı çekip ona döndüm. Felix'i izlediğimin bile farkında değildim o zamana kadar. Ben, Seungmin ile oradan ayrılmadan önce onun da gözleri beni bulmuştu.

Dev bir oyun konsolunun olduğu kısıma gittik. Bunun kartondan yapılma bir maket olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Birkaç bilgisayar oyununu tanıtıyorlardı. Aslında eski, hatta doksanlı yılların oyunlarıydı bunlar. Bir nevi nostalji gibi. Bu oldukça hoşuma gitmişti. Oyunları anlatan çocuğu dinlerken gözlerimi bizimkilere çevirdim.

Ruminate | Lee Felix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin