'' Kabul edersen benimsin , kabul etmezsen seninim.''

596 33 16
                                    

Multimedia ''Murat Yürük- Kıyamet''


*
Bergüzar karşıdaki parka doğru ilerliyordu. Ben de sanki onun peşine takılan kötü bir adammış gibi, onu takip ediyordum. Parka girerek bir banka oturdu. Burada ne yaptığını anlayamamıştım. Öylece onu izliyordum. Az sonra Bergüzar'ın yanına oturan adam gözlerimin faltaşı gibi açılmasına neden oldu.. Dakikalar geçmesine rağmen adam Bergüzar'ın yanından ayrılmıyordu. Bergüzar adama bakarak gülümsüyordu. Sen bana aitsin, başkasına böyle güzel gülemezsin! O'nu herkesten kıskanıyordum. Ve aklımdaki düşüncelere engel olamıyordum.
O'nu çok iyi tanımama rağmen o lanet düşünce beynimi ele geçirmişti bile...

Yoksa Bergüzar beni aldatıyor muydu?


Bu lanet olası düşünceye son vererek Bergüzar'ın olduğu tarafa doğru yürümeye başladım. Bergüzar beni gördüğünde yüzündeki gülümseme solmuştu, hareketlerinden tedirgin olduğunu hissetmiştim.

Adımlarımı hızlandırarak Bergüzar'ın yanına vardığımda Bergüzar aniden ayağa kalktı.

''Hoşgeldin sevgilim.'' dedi sessizce ve bana sarıldı.

Bende ona sımsıkı sarıldım ve '' senin burada ne işin var?'' diye merakla sordum.

''Ben, ben mi? Hiç sadece bir arkadaşla buluşacaktım ama gelmedi.''

''Ya öyle mi? Peki yanında oturan adam kim?'' diye kulağına fısıldadım. Bergüzar adama kısa bir bakış atarak gözlerini gözlerime dikti.

''Şu arkadaki ağacın oraya gidelim mi?''

Söylediğini kafamla onayladım. Bergüzar eğer ağacın orada konuşmak istiyorsa o zaman adam hakkında bir şeyler söyleyecek ve o adamın duymasını istemiyor..

Ağacın yanına geldiğimizde Bergüzar adamı izleyerek konuşmaya başladı:

''Adamı tanımıyorum. Küçükken geçirdiği bir kaza sonucunda gözlerini kaybetmiş. Her hafta ben buraya gelirim, o da burada olur. Bana bir kere bile ismimi sormadı. Ben de ona sormadım. Her hafta bana hayal ettiği dünyayı anlatır, hayallerindeki dünyayı. Ben ise ona gerçek dünyayı anlatırım. Parkta ki çocuklardan bahsetmemi ister çoğunlukla. Ben de anlatırım.''

''Sen her hafta neden geliyordun ki buraya?'' diye sordum merakla.

''Dikkatini sadece bu mu çekti?'' diye sordu gözlerini adamdan bana çevirerek. Gülümsüyordu. Sakindi.

''Evet.''

''Şey, çok önemli değil..'' dedi eliyle ensesini ovuşturarak.

''Benim için çok önemli.''

Bergüzar sanki bir şeyler saklıyor gibiydi. Aslında gibi değil kesinlikle bir şeyler saklıyordu. Gözlerini gözlerimden çekmiş düşünceli bir şekilde parkta oynayan çocuklara bakıyordu.

''Çok önemli değil Emir, gerçekten.''

''Seni ilgilendiren her şey benim için çok önemli Bergüzar.' Dememle Bergüzar'ın çocuklara doğru koşması bir oldu. Yere düşen sarışın bir kız çocuğunu kaldırarak üstündeki tozları eliyle çırptı. Az sonra küçük kızın elinden esmer bir kadın tutarak uzaklaştı. Annesi olamazdı, çünkü hiç benzemiyordu. Daha çok Bergüzar'a benziyordu kız. Sarı saçlı ve mavi gözlü. Küçücük. Çocuğa bakınca geleceğimizi gördüm. Bergüzar ben ve kızımız. O'nu beraber parka götürürüz, böyle yere düşerse hemen yanına koşarız. Pamuk şeker yeriz, lunaparka gideriz, çocuk tiyatrolarına gideriz..Hayali bile güzelken gerçeği kim bilir nasıldır..

AŞEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin