İkimizin Hayali...

857 49 19
                                    

Emir'in yanımda olması bana iyi gelmişti. Eğer o yanımda olmasaydı toparlayamayabilirdim.Aslında her şeyin sebebi Emir. Ya da benim ilk başta Emir'i reddetmem. Ah aptal kafam, niye kabul etmedin ki o gün?

Emir kafamı göğsüne yaslamıştı. Kalp atışlarını duyabiliyordum. Ölene kadar bu şekilde kalabilirdim. Şu an dünya dursa, ve biz hep böyle kalsak. Ne güzel olurdu.

Gözlerimi kapatmıştım ve anın tadını çıkarıyordum. Bu anın bozulmamasını diliyordum.

Bir ses kulağımı dolduruyordu, topuklu ayakkabı sesi bu. Ama sanki birisi yere basmıyor, bir insanın üzerinde zıplıyordu. Yani demek istediğim şu ki, ayakkabının sesi çok şiddetliydi.

Birden o şiddetli ses kesildi. Omzumda bir el hissettiğimde gözlerimi hızla açtım.

Emir'in kollarını açarak arkama baktığımda karşımda Melek'i gördüm.

Sinirden yüzü gerilmiş, kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Suratı kırmızı görmüş kızgın bir boğayı andırıyordu.

Hiçbir şey demeden yüzüme bir müddet baktı. Sonra ise hiç beklemediğim bir anda suratımda bir acı hissettim. Okkalı bir tokat yemiştim. Haketmiş miydim? Kimisi için evet , kimisi için hayır.

Bu oyunda haklı kimse yok.

Herkes kendince suçlu ya da suçsuz.

Bu hayatta masum yok.

Herkes beyazdaki siyah.

Yani beyazın üstünde bir leke oluşsa, o leke çıksa bile izi kalır. Hani çok alıştığın biri hayatından çıkar ya. Hani unutamazsın aklına hatıralarınız kalır. Gülümsemesi kalır beyninin en ücra köşesinde

Kokusu gelir burnuna. Ya da sesi gelir kulaklarına. Hepsi hafızanda kalır değil mi? Beyazın üzerinde siyahın izinin kaldığı gibi.

Yanağımın acıyan kısmını tutmuştum. Gözlerimi yere sabitledim. Ama bir kaç saniye filan. Sonra ise koşarak oradan uzaklaştım. Çıkışı göremedim. Gözlerimden akan yaşlar yolu görmeme mani oluyordu. O nedenle çıkışa ulaşmak yerine lavaboya girdim. Tuvaletlerden birini seçerek oraya girdim. Ve kapıyı kilitledim. Burada sadece ben vardım. Bir de hıçkırıklarımın sesi.

Ağlamayı bırakalı çok mu olmuştu?

İnsan içten içede ağlayabiliyordu. Gözyaşları hep içine içine akıyordu mesela.

Sessiz sessiz.

''Şşşşt .. Sessiz olun kimse duymasın'' diye uyarıyordu içinden bir ses. Ve sen sessiz sessiz ağlıyorsun. Ağlama.

Bırak duyulsun artık sesin. Bırak ne varsa gitsin terketsin bugün seni. Bırak ta dert yerine neşe gelsin yüreğine.

Kolay değil değil mi?

Her şeyi unutuvermek..

Unutmalısın.

Unutmalısın.

Unutmalısın.

Ben sessizce ağlamıyordum bu sefer. Bırak kim duyarsa duysun sesini.

Emir'in ağzından..

Olanları şaşkınca izlemiştim.

Kendime o kadar çok kızmıştım ki!

Melek Bergüzar'a tokat attı ve ben hiçbir şey yapamadım.

O benim sevdiğime nasıl tokat atabilir?

AŞEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin