Selam!! Yeni bölümle karşınızdayız. Kitabımızın kapağı nasıl olmuş? Bu bölümü kitabımızın kapağını yapan MikemmelPremses 'e ithaf ediyorum :) İthaf isteyenler yorum atabilirler!! Arkadaşlar bol bol vote ve yorum bekliyoruz, lütfen sadece bir dokunuşla vote verin.. Yorum olarakta '' :)'' gülücük bile koysanız yeterli!! Yeter ki yorum yapın bak çok yalnızız.. Esra ve Ayşegül :)
Multimediadaki yakışıklı Koray'ın ta kendisi!! :)
*
Nefeslerimizi tutmuş heyecanla maçı izliyorduk. Koray 3-0 öndeydi. Ve maç böyle biterse canım arkadaşım bir günlüğüne köle olacaktı ne acı.
Koray galibiyet sevincine başlamıştı bile. Ama az sonra olacaklardan haberi yoktu. Işıl'ın bir takıntısı vardır. Doksan dakikaya beş dakika kala yani seksen beşinci dakika oluyor. İşte tam o dakikalarda gol atıyordu. İnanılmaz ama gerçek. Hatta bir keresinde bana tam beş gol attı insafsız.
Seksen beşinci dakikaya gelmiştik ama hala gol sesi gelmemişti. Gülümsememe hakim olamadım. Işıl'ın yanına giderek bağırdım:
"Sarıııı"
Işıl gözlerini oyundan ayırmadan gülümsedi. Ve " Kırmızııı" diye bağırdı.
"En büyüüük"
"Cimboooom"
Koray bize sırıtarak:
"Cimbom bile kurtaramaz onu" dedi kendinden emin bir şekilde.
O kadar emin olma be kuzen, sen daha Işıl'ı tanımazsın
İşte tam bu dakikalarda olanlar yine oldu. Işıl ilk golünü attı. Herkes merakla olanları izliyordu. Işıl tam beş gol ard arda attı. Ve iddiayı kazanan o şanslı kişi oldu. Ee kimin arkadaşı.
Işıl hemen ayağa kalkıp bana doğru koştu.
Emir ve Koray şaşkın şaşkın biz bakıyordu.
Öyle bakarsınız tabi.
Işılla ben iki yuvasız kuş olarak pembe diziler yerine maç izlemeyi tercih ediyoruz kış günlerinde. Bazı akşamlarda ise pes oynarız. Diğer günlerde ise ders çalışırız zaten.
Emre de gülerek bize koştu.
" Şayışınlar hep biyinciii." diyerek Işıl'ın boynuna atladı.
"Şayışın abla cimbom ne demek?"
Ne demek cimbom ne demek? Abisi öğretmiyor mu bu miniğe?
Işıl gülümseyerek cevap verdi:
"Galatasaray, sen bilmiyor musun?"
"Biliyoyum, en biyinci takım. Abim öyle dedi."
Işıl diğer yanagına ben ise öteki yanağına aynı anda bir öpücük kondurduktan sonra , Işıl Emre'yi yatağına götürmüştü. Her zaman bu saatlerde uyurmuş küçük beyimiz.
*
Gitgide alışıyordum Emir'e. Kokusu , sesi, gözleri, saçı, yürüyüşü. Her şeyi hafızama kazılmıştı teker teker.
Gün geçtikeçe vazgeçmek imkansızlık kazanıyordu. O'nun olmadığı bir dünyayı hayal bile edemiyorum. Zaten o olmazsa dünya da olmaz. Eğer gözleri olmazsa nasıl tutunabilirim ki hayata? O'nsuzluk kelimesi silinmeli Türkçe'den. Mesela 'Seninleyim' kelimesi sonsuza kadar yaşamalı. Yaşatılmalı.
Emir başını önüne eğmis ders çalışıyordu. Ders çalışırken hep kalemi tepesini dişlerinin arasına alırdı. Saçlarını sıkça karıştırdığı için bir süre sonra dağılıyordu.Dağınık saçlarının da aşığıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞEKE
Romans"Benimle olmanı istiyorum. Her gün,her saat,her saniye." "Seni sevmiyorum." "Ben seni çok seviyorum." "Seni hiç sevmeyeceğim." "Benim sevgim ikimize de yeter" "Seninle hiç öpüşemem, sevişemem." "Olsun,ben sana sarılıp kokunu içime çekerek de uyuyabi...