4. Bölüm

349 15 0
                                    

Kaya Erkek lisesi
'İçindeki öğrencilerle ünlü, efsaneler yaratmış bir okul. Her günü olaylarla dolu olan bu okulda mezun olmak epey zor. Bu neden...'

Çalan zilin sesiyle telefonumun ekranından gözlerimi ayırdım. İnternette bile bu okul hakkında bir tane güzel şey yoktu! Öğrenciler dışında.

Birkaç kişi sınıftan çıkarken diğerleri yine etrafımıza toplanmıştı.
Ben ne olduğunu anlamadan sınıf bir anda dolmuştu. Ah tabii, okula yeni gelen kızları merak ediyorlardı. Ece kulağıma doğru eğildi.

"Bunlar yiğecek gibi bakıyorlar."
Onu kafamla onaylayıp kalabalığa baktım. Hepsi ayrı telden çalıyor, kendilerini tanıtıyorlardı. Hiç kız görmemiş gibi davranmaları komikti fakat burada mağdur olan bizdik.

"Okulu gezdirelim mi kızlar?"
"Sana ne oluyor lan! Ben gezdiririm."
"Ben de sarışını alayım. Dokunanı sikerim!"

Kendi aralarında bizi bölüşürken ben hayretle onlara bakıyordum. Aniden ayağa kalktığımda hepsi susmuş diyeceğim şeyi bekliyorlardı.

"Biz okulu kendimiz gezeriz. Çekilin!" diyerek Ece'nin kolunu tuttuğum gibi sınıftan çıktık.

"Kızım bu okulda bir tane çirkin olmaz mı be? Seçmese sanki hepsi." Ece 'nin sesi fazla heyecanlı çıkıyordu.
"Onu bırak da ben acıktım ya..." O da kafa salladıktan sonra kantini bulup içeri girdik.

Bir kantinin önündeki kalabalığa baktım, bir de eteğime. Hayatta giremezdik o kalabalığın içine.

"Ne alacaksınız?"
Sesin geldiği tarafa kafamı çevirdim. Oha artık! Bu okul benim kalbime indirmek için yapılmış resmen.

Karşımda kumral, kahverengi gözlü bir adet taş duruyordu. Bakışları sertti ve 'Hey çekilin yolumdan ben çok karizmayım' diye bağırıyordu resmen. Ellerini, kıçından düşecek gibi duran pantolonunun cebine sokmuştu.
Salyalarını akıttın Derin!

"İki tost ve çay alacaktık." dediğimde çocuk kafasını sallayıp kalabalığa girdi. Sıraya bile girmeden dediklerimi alıp kalabalığın arasından çıktı. Kimsenin, önüne geçmesine laf etmediğide gözümden kaçmadı tabii. Aldıklarını bize verdikten sonra hiçbir şey demeden uzaklaştı. Bari parasını verseydik be!
Ece de benim gibi çocuğun arkasından hayran hayran bakıyordu

" O neydi lan!" diye bağırdı. Evet bağırdı, hem de öküz gibi.
"Senin sesinin tellerine sıçayım Ece!"

Boş masalardan birine gidip oturduk. Yine etrafımızda topluluk oluştuğunda birkaç kişi masamıza yerleşti. Dört ay hep böylemi geçecekti yani.

"Boşaltın burayı!!" diye biri bağırdığında sesinin gürlüğü tanıdık geldiği için, sesin geldiği tarafa döndüm. Sınıftaki esmer çocuktu. Yine aynı şeyi yapmıştı.

Sözü geçen biri olduğu belliydi. Etrafımızdakiler dağıldığında gelip masaya oturdu. Tam gözlerimin içine bakan koyu kahve gözleri dikkatimi fazlasıyla dağıtıyor, huzursuz hissetmeme neden oluyordu. Suratındaki o sert ifadesi de açıkçası korkutucuydu.

Kaya Erkek LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin