9. Bölüm

266 10 0
                                    

Dersin başlamasına birkaç dakika vardı ve çoğu kişi bahçedeydi.
Sınıfa girip kısa bir günaydın faslından sonra sıralarımıza geçtik. Bir şeyler yemem gerektiğini fark edip kantine doğru yol aldım.

Kantin kalabalık değildi fakat yine de sıra vardı. Sıra bana geldiğinde iki tost alıp çıktım.
Kantin kapısına dikilen bir adet Arda görünce duraksadım. Sen ne kadar tatlısın be çocuk.

"Selam."dedi yanından geçip gidicekken.
" Ne var? "dedim. Onunla iyi bir muhabbetimiz olamazdı değil mi?
" Cezana kadar verdim. "dedi sırıtarak.
" Hâlâ ceza diyor! Bana bak sen! "diyordum ki dudağımın üstündeki parmakları beni susturdu.
" Çok konuşuyorsun. Çıkışta az işimiz var. Sakın kaçayım deme. "dedi ve göz kırpıp merdivenlere yöneldi.

Çıkışta? Anam bu kesin beni dövecekti! Şeyine vurmamın intikamını alacaktı benden. Salak kafam! Sen ne diye çocuğun malum yerine vuruyorsun ki! Güya bugün şanslı başlamıştım güne değil mi?

Söylenerek merdivenleri çıkarken kafamı bir gövdeye çarptım. Arkaya doğru yuvarlanacakken belimden sıkıca tutan eller kurtarıcım oldu.

"Hey dikkatli ol."diyen  Muharrem'e minnet dolu bakışlarımı gönderdim.

" Düşmedim değil mi? Sağlamım?"diyerek üstüme baktım.
Muharrem gülmeye başladı. Elleri hâlâ belimdeydi. O gülüş....

" Ne değişik kızsın sen ya. "diyerek yine güldü. Kaşlarımı çatıp sahte bir sinirle ona baktım.

" Bu hakaret miydi? "dedim sesimi sert çıkarmaya çalışarak.

" Hayır, Hayır! İltifattı. "dedi.

Onun bu halini görünce daha fazla ciddi duramayıp kahkaha attım.

" Peki, bu seferlik affettim. " O da gülmeye başladı. Arda denen zibididen daha sevecen olduğu kesindi. Ama Arda...
Kesinlikle sorunları vardı. Tanımadığı biriyle uğraşacak kadar sorunlu.

"Neyse ben sınıfa gideyim. Görüşürüz." dedikten sonra arkamı dönüp ilerlemeye başladım.

"Beraber gidelim. Ben de arkadaşa bakacağım." deyip yanımda yürümeye başladı. Kafamı salladım.

Sınıfa beraber girmemiz fazla göze batmıştı sanki. Sınıftakiler bize bakarken Arda gürültüyle sıradan kalktı.

"Ne yapıyorsun lan sen burada?" dedi Muharrem'in üstüne yürürken. Bana da sinirli bir şekilde bakmayı ihmal etmiyordu.
Ben ne yaptım şimdi?

"Ama Arda hiç yakışıyor mu sana? Sadece arkadaşıma sınıfına kadar eşlik ettim." dedi bana bakarak. Eşlik?

"Siktir git sınıftan!" diye kükredi. Muharrem omuzlarını silkip umursamaz tavırlarla çıktığında Arda yanıma gelip kolumu tuttu.

"Ne işin var onun yanında?"

"Sana ne be! Çek elini. Sana hesap verecek değilim." deyip kolumu kurtarmaya çalıştım. Ama daha fazla sıkması canımı yakmıştı.

"Ulan ben senin..." diyordum ki içeri hocanın girmesiyle  yarıda kaldı.

Ellerini üzerimden çekip bana 'sonra görüşeceğiz' bakışı atarak kapı kenarında olan sırasına oturdu. Ben de sırama oturup Ece'ye baktım. Ortama benim gibi alışamamış, benim aksime sessizliğini koruyordu.

"Daha demin ne oldu?" dedi sanki görmemiş gibi.
"Bir anlasam." deyip deftere kalemle işgence etmeye başladım.
"Kıskanıyor." dedi.
"Ne diye kıskanacak kızım? Salak salak konuşma."

Gözlerimi defterden ayırıp sağ tarafımda oturan Arda'yı izlemeye başladım. Dağınık saçları hoş duruyordu. Suratı gerilmiş bir şekilde tahtaya bakıyordu. Dersi dinlemeyip bir şeyler düşündüğü belliydi. Kesin bana çıkışta nasıl işkence yapacağını düşünüyordu.

Sanki ona baktığımı fark etmiş gibi aniden kafasını bana çevirdi. Birden panikleyip kafamı Ece'ye doğru çevirdim. O çoktan uyku moduna geçmişti, salyaları akıtıyordu. Birkaç dakika sonra dayanamayıp geri o tarafa baktığımda Arda'nın hâlâ bana bakmakta olduğunu gördüm...

Kaya Erkek LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin