13. Bölüm

221 10 0
                                    

Halaya dayanamazdık ikimiz de. Canımız sıkıldığında hep dans ederdik. Çocukların aralarına girdiğimizde kahkaha atıyor, halay çekiyorduk. Daha da hızlanmışlardı ve abuk subuk oynuyorlardı. Şu an çok eğleniyordum. Hepsi ayrı ayır hareklerde oynuyor halayın içine ediyordu. Ece ile kahkahalar eşliğinde onlarla aynı şeyi yaptık.

Hep bir ağızdan gülerken sınıftaki herkesle kaynaşmıştık. İsimlerini yavaş yavaş öğreniyorduk. Herkes yorulmuştu. Bazıları kendini yere, bazıları da sıranın üstüne atmıştı. Biz de nefes nefese gülerek sıramıza geçtik.

Arda'yı yeni fark etmiştim. Ne zamandan beri duvara yaslanmış, dikiliyordu?

Bir an Arda'yla halay çektiğimi düşündüm. Gülmeye başladığımda Ece bana tip tip baksa da bir şey demedim. Arda'nın gözü üstümdeydi. Ve sırıtıyordu yine.

Sırıtması, Muharrem sınıfa girince solmuştu. Şimdi gözleri öfkeyle bakıyordu. Muharrem elindeki iki tostla bize doğru geliyordu. Tostu görünce acıktığımı hissettim. Sabahları kahvaltı yapmıyordum çoğu zaman.

Selam! Diyerek önümüzdeki sıraya oturdu.

Selam. Diye karşılık verdik biz de.

Size tost aldım. Diyerek uzattı.

Teşekkürler, ne gerek vardı? Deyip aldım tostu elinden. Diğerini de Ece aldı hiç itiraz etmeyerek.

Sizi o kantin sırasına sokmam. Dedi ciddi ifadesiyle. Sevimli çocuk...

Arda'ya baktığımda sinirle soluyor, her an saldıracakmış gibi duruyordu. Yanındaki Semih ona bir şeyler söylüyordu ama gözü buradaydı.

Muharrem gitsen iyi olur. Tost için sağ ol. Dedim. Biraz bozulmuştu galiba.

Arda'yı takma sen. Dedi gülerek. Biri şu çocuğa gülmemesini söylemeliydi çünkü çok güzel gülüyordu.

Aralarındaki mevzu neyse öğrenmem lazımdı. Tam bir şey söyleyecektim ki Arda gelir Muharrem'in yakasını tutarak kaldırdı. Muharrem de sanki bunu beklermiş gibi sırıtmaya başladı...

Kaya Erkek LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin