15. Bölüm

206 8 0
                                    

Ece ben gelirim birazdan. Deyip çıktım sınıftan. Merdivenleri çıkıp teras diye tahmin ettiğim kapıyı açtım. Doğru tahmin. Biraz ilerlediğimde onu gördüm.

Siyah okul pantolonu uzun bacaklarında güzel duruyordu. Pantolonunun bir cebine elini sokmuştu. Şu an arkasından poposunu inceliyordum. Yaptığın ayıp bir şeydi ama bende bu sıralar takıntı hale gelmişti erkeklerin popolarına bakmak. Hepsi Ece yüzünden.

Ay bak bak işte erkek dediğinde böyle popo olucak. Diye birilerini göstermesi yüzünden alışkanlık olmuştu.

Havadaki gri dumanı gördüğümde sigara içtiğini anlamıştım. Bir de sigara mı içiyordu?

Yanına gittim yavaşça. Beni fark etmemişti.

Ne yapıyorsun burada? Dediğimde şaşırmıştı?

Sen ne yapıyorsun asıl. Yalnız bırak beni. Dedi her zamanki sert tavırlarıyla. Buzdan heykeldi sanki.

Yanlış bir şey mi söyledim Arda? Çok tepki göstermiyor musun sence? Dediğimde bana döndü.

Kaşlarını çatmıştı ve hâlâ sert sert bakıyordu. Bu bakışı beni korkutuyordu.

Bu okulun kuralları var Derin! O çocuğun bizim sınıfa girmesi yasak lan! Diye bağırdı.

Kim koydu bu yasağı? Sesim onun aksine sakin çıkıyordu. Bağırıp daha fazla sinirlenmesini istemiyordum. Aksi halde beni bu terastan aşağı atabilirdi. Ya da ben onu.

Ben koydum! Bu okuldaki kuralları bilmediğin için böyle konuşuyorsun. Diğer okullara benzemez burası.

O zaman söyle de bileyim Arda. Şu boktan kurallarınıza uyayım ben de şu 4 ay boyunca.

Buradaki her sınıfın bir lideri olur. Bir tane de okul lideri. Onun sözü geçer ve herkes onun koyduğu kurallara uyar. Dedi.

Sen misin lider? Neye dayanarak seni lider yaptılar?

Kendi aralarında kurdukları saçma kurallardan başka bir şey değildi.

Bunu anlayacağını sanmıyorum.

Peki şu lider saçmalığı...

Saçmalık falan değil tamam mı? Böyle bir okulda lider olmazsa ne olur biliyor musun? Polis yapının önünden ayrılmaz! Burası sandığın gibi normal bir erkek lisesi değil! Çevredeki diğer erkek liselerindeki piçler açığımızı yakalamaya çalışıyor! Sesi daha fazla yükselmişti.

Okulunu böyle sahiplenmesi güzel bir şeydi ama... Aması yoktu.

Ne bağırıyorsun be! Diye bağırdım ben de. Çirkefliğim tuttu tutacaktı. Kimse bana bağıramaz!

Ya kızım bela mısın sen? Git o savunduğun Muharrem'in anlatsın sana.

Benim kimseyi savunduğum yok. Ama doğru, Muharrem en azından bana bağırmaz. Gidip onunla konuşayım ben. Deyip arkamı dönmemle beni kolumdan tutup geri çekmesi bir oldu.

Ne yapıyorsun be! Hayvan! Kolumu sıkıyordu. Kesin parmağının izi kalacaktı.

Onunla konuşmanı istemiyorum. Dedi dişlerinin arasından.

Ya dengesiz misin sen? Daha demin git diyordun! Dedim bağırarak. Sinirlerimi çok bozmuştu.

O lafın gelişiydi. Onu tanımıyorsun bak! İkinizi yan yana görmek istemiyorum.

Senin o boktan kurallarına uyacağımı sanıyorsan çok beklersin lider bozuntusu.

Kızım bak benim sabrımı zorlama! Onun neler düşündüğünü bilmiyorsun.

İyice sinirleniyordum. Gözlerim dolmaya başlamıştı.

Ne düşünüyormuş? Dedim titrek sesimle. Kolum acıyordu ve bakışları.. Ahh.

Beni yıkmaya çalışıyor. O yüzden sana yakınlaşıyor! Diye bağırdı.

Benimle ne alakası var bee?

Çünkü benim sınıfımdasın! Ve kızsın!

Bu yeterli bir sebep miydi? Hayır.

Daha yaratıcı şeylerle gel. Muharrem sadece arkadaş olmaya çalışıyor. Dediğimde kolumdaki elini çekti. Gözlerimin içine kırgınlıkla bakıyordu.

Ne olur, bir kere de beni savunsan?

O an ona verecek bir cevap bulamamıştım. O kadar içten bir şekilde söylemişti ki sanki tüm duvarlarımı yıkmıştı. Cevap vermeme fırsat vermeden arkasını dönüp gitti.

Arkasından bakakalmıştım sadece. Bende fazla beklemeden sınıfa gitmem gerektiğini hatırladım...

Kaya Erkek LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin