5. Bölüm

332 13 0
                                    

Karşısındaki sandalye çekilip biri oturduğunda, oturan kişiye baktım bu sefer. Bize tostları alan çocuktu.

Ece'ye 'Ne oluyor?' bakışını attım. O da benimle aynı bakışı atıyordu. Kantindekilerin gözü ise bizim masadaydı.

Karşı karşıya oturmuş bu iki taş, birbirlerine nefter dolu bakışlar atıyorlardı. Birbirlerini sevmedikleri birkaç kilometre öteden bile anlaşılabilirdi. Aralarında esen soğuk rüzgâr beni dondurmuştu.

"Ne o Arda? Direkt kızları korumalar falan?" dedi kumral çocuk. Sesinde iğneleyici ve eğlenen bir ton vardı.

"Siktir git Muharrem." dedi Arda.
"Ya gitmezsem?" diyerek güldü Muharrem.

" Bana diyorsun da, asıl sen ne ayak? Benden önce korumaya geçmişsin." dedi Arda. Burada korudukları şey biz miydik? Kimden koruyorlardı? Bir grup azgın bebelerden mi?

"Birinin bunu yapması lazım." dedi Muharrem masaya eğilerek.
"Ben yaparım. Sen gidebilirsin."

Ani hareketle ayağa kalktım. Sandelyem ise bana hiç yardımcı olmamış yere düşmüştü. Havalı bile olamıyordum, lanet!
İkisinin de gözleri bana dönerken Ece'ye 'kalk' işareti yaptım.

"Size bizi korumanızı söyleyen oldu mu? Aranızda ne bok varsa bizi karıştırmayın." deyip Ece'yle kantinden çıktık.

"Bu da ne böyle?" dedi Ece. Merdivenlerden çıkarken arkamızdan bir çocuk koşuyordu.

"Kızlar bekleyin." dedi kıvırcık saçlı sempatik çocuk.

"Ne oldu?" dedim. Çocuk nefes nefese kalmış ve diğerleri gibi bizi yiyecek gibi bakmıyordu.

"Ben Ömer." diyerek elini uzattı. Tanıştıktan sonra bizi kolumuzdan tutarak dışarı sürükledi.

"İçeride olanları merak ediyorsunuzdur." diyerek başladı söze. Ona kafamızı salladıktan sonra devam etti. "Arda ve Muharrem. Okulun liderleri olurlar. Bilirsiniz bu sıralar her okulun bir lideri var." deyip dil çıkardı. Halleri sevimliydi keratanın.

"Arda bizim sınıfta görmüşsünüzdür. Muharrem 12. Sınıf. Normalde aynı yaştalar fakat Arda sınıfta kalmış."

"Hayat hikayelerini boş ver de aralarındaki sorun ne?" dedi Ece sabırsız bir şekilde.

"Aralarındaki sorunun okulun liderliği olduğunu düşünüyoruz. İkisi de kendini kanıtlama çabalarında. Kimsenin bulaşmak istemeyeceği kişilerdir. Pezevenkler çok iyi kavga ediyorlar."

Dediği şeye gülmeye başladım.

"Saçma bir şey yüzünden mi düşmanlık yani?" dedim Ömer'e bakarak.

"Önceden çok yakın olduklarını duymuştum. Aralarında ne geçtiğini kimse bilmiyor."

O sırada zilin çalmasıyla dedikodumuzu bitirmek zorunda kaldık.

Sınıfın kapısının önünede Muharrem denen çocuk dikiliyordu. Bizi görünce yanımıza doğru gelmeye başladı. Elle hâlâ cebindeydi. Yüzüne sevimli bir gülümseme yerleştirip tam önümüzde durdu...

Kaya Erkek LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin