Sınıftan çıktıklarında Arda'ya döndüm.
"Sizde öküzlük bulaşıcı mı?"
"Çok konuşmada yürü." dedi kolumu tutarak.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum çıkışa ilerlerken. Cevap vermedi tabi.Çıktığımızda bahçe kapısının önünde bekleyen kızlar dikkatimi çekmişti. Dün de var mıydı bu kızlar?
Okuldan çıkanları kesiyorlardı resmen.
Evimin olduğu sokağa girdiğimde apartmanın önünde bekleyen bir adet Ece ile karşılaştım.
Beni görünce bana doğru koşmaya başladı. Aklıma Türk filmlerindeki yavaşlatılmış sahneler geldi."Nerede kaldın kızım? Bir saattir burada bekliyorum." dedi
"Niye aramadın?"
"Bilmem."İlerideki çardağa oturup her şeyi ayrıntısına kadar anlattım.
"O Semih öküzü sürükledi resmen beni." dedi sinirle.
"Buraya kadar sürükledi mi?" dedim gözlerimi pörtleterek.
"Saçmalama. Arabayla bıraktı." dedi havalı havalı. Anlamayan gözlerle ona baktığımda gülüp omzuma vurdu."Ben de o güzelim arabayı gördüğümde aynı tepkiyi verdim. Arda'nınmış. Kaçacaktım elinden ama arabayı görünce vazgeçtim." İç çekti.
O zaman Arda denilen zibidi zengin miydi? Oysaki okuldaki o dağınık görüntüsü gayet yoksul görünüyordu. Yoksul ama çekici. Galiba dövmesi de vardı. Saçmalama Derin! Neler düşünüyorsun böyle.
Ece ile vedalaşıp eve girdim. Her zamanki karşılaştığım manzara ile karşı karşıyaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaya Erkek Lisesi
ChickLitYüzü kandan gözükmüyordu. "Aptal." dedim. "Aptalsın!" Güldü yine. Bu durumda hâlâ nasıl gülebiliyordu? "Sana verdiğim sözü bir daha tutmamazlık yapmam Derin." Sesi boğuk çıkmıştı. "Seni asla bırakmam." "Değdi mi peki onca yaşananlara?" "Belki de hay...