'İnsan sevgiye biri yanımızda olmadığından acı çekene dek dayanır; oysa gerçek yalnızlık dayanılmaz bir hücredir.'*
Geçmişten bugüne kolay gelmedi hiçbir insan. Acılarıyla doğdu ve bu insanların hepsi acı ile öldü. Kimisi fiziksel acı çekerek kimisi ise ruhuna acı çektirerek.Daha hayata gözlerini açtığın anda önce çırpınır nefes almak istersin ve canın yanar. Bu yabancı dünya da daha ilk günden canın yanarken merhaba dersin geleceğe. Çekilen onca acı hüzün keder hepsi bir sona çıkar ölüme.
Ölüm bir kurtuluştur aslında acılarla büyüdüğün, pek çok tecrübe edindiğin bu yaşamın sonudur. Ve herkes gibi bende acılarla büyüdüğüm bu yaşamımda bir gün ölümü tadacak ve kurtulacaktım.
Arkamı dönmemle Emir abim olduğunu anlamam bir oldu.
"Noldu" diye sorduğumda derin bir
nefes aldı. "Bana bahsetmediğin birşeyler var mı" dediğin de acaba dedim anlamış olabilir miydi?Fukanı sevdiğimi, gergince alt dudağımı ısırdım ve başımı olumsuz anlamda salladım eğer haberi olsaydı bu kadar sakin kalamazdı ama yine de şüpheye düşmüştüm "Hayır Emir birşey olsa söylerim" kafasını onaylar biçimde salladı lakin yine de devam etti "Beyza umarım aynı şeyler değildir ve bunu benden saklamıyorsundur"
Dediğinde içimde bir burukluk oluştu ne kadar yansıtmamaya çalışsam da mutsuz olduğumu bir şeylerin olduğunu anlıyordu.Başımı olumsuz anlamda sallayıp gülümsemeye çalıştım "İyiyim Emir sadece biraz yorgunum bu aralar."
"Peki Beyza ama hazır olduğunda benimle paylaşabilirsin."
Bu anlayışlı tavrına başımı salladım uzun zaman sonra ilk defa kavga etmeden böyle konuşuyorduk mutlu olmuştum, yanağına kondurduğum öpücükle evden ayrıldım.Bazen duygularım çok ağır geliyor ve bunlara karşı koyacak gücüm kayboluyordu. Evet ihtiyaç duyuyordum birilerine ve etrafım o kadar kalabalık olduğu hâlde yine de yüküm azalmıyordu.
Çoğu zaman duygularımı Ceren ve Sinem'le paylaşıyordum fakat aklıma sadece benim değil onlarında sorunları olabileceği geliyordu. Dertlerini paylaşmak konusunda benim kadar iyi değillerdi, bende herşeyimi paylaşamazdım elbette, sadece abilerimle kavga ettiğimiz zamanlarda.
Özellikle Ceren her şeyi içinde yaşar atlatırdı ve bu yönü beni kendine hayran ediyordu benimle paylaşmaması ilk zamanlar canımı sıksa da artık alışmıştım ne kadar anlatması için diretsem de olmuyordu bazı şeyler içinden gelerek olduğuna kanaat getirmiştim.
Sinem ise bizim aksimize daha hafif atlatıyordu onun da sorunları vardı herkes gibi.
Evet hepimizin bir yaşam öyküsü vardı ve bizler birbirimize destek olmak için vardık öylede oluyorduk.Sinem ve Ceren olmasa o günleri atlatamaz o anları silemezdim.
Tam yürümeye başlamıştım ki
"Beyza bekle ben bırakırım seni." Furkan'ın seslenmesiyle
arkama döndüğümde Emir abimin yanında ayakkabısını giydiğini gördüm.Ne kadar istemesemde abimin bir şeyler olduğunu anlamaması için kabul etmek zorunda kaldım zaten bir şeylerden şüpheleniyor gibiydi daha da şüpheye düşürmek istemiyordum.
Yanıma ulaştığında birlikte yürümeye
başladık. Aramızda sessizlik hakimken ne onun ne de benim konuşmaya niyetim vardı.Arkamızdan gelen sesle bu defa içimi kıskançlık duygusu kapladı.
"Furkan." Elif abla koşar adımla bize yaklaşırken tabi ki sevgilisine sesleniyordu.Yanımıza ulaştığında onları yanlız bırakmanın doğru olacağını ve buna dayanamayacağımı bildiğimden bir şey söylemeden yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia 'Ölüm Çiçeği'
Literatura FemininaHer hikaye mutlu sonla bitmezdi. Masallarda anlatılan o harika aşklar sadece masallarda kalırdı.. Hayatın bana oynadığı acımasız bir oyundu meğer aşk. Gözyaşlarına ya da kırık kalplere aldırmadan yaşadık ve bitirdik bizde bu oyunu. 'Benim âşkım bit...