Arkadaslar hepinizden ne kadar özür dilesem az.
Bölümün ne kadar çok geç geldiğinin farkındayım ama aklıma kurgu gelmiyor tıkandım.O yüzden bölüm de biraz kısa . Ama en yakın zamanda yeni bölüm gelecek. Ve yakın zamanda da final planlıyorum nasip bakalım.
Neyse şimdilik bu kadar iyi okumalar.
Bölüm şarkısı: Ellie Goulding - Love me like you do
Hızla mutfaktan çıkıp Kayra'nın yanına geldiğimde uyuyor olmasını umursamadan kolunu sert bir şekilde dürtmeye başladım.
Caitlin midir nedir onun hakkında acil bir kaç şey öğrenmem gerekiyordu.
Kayra tuhaf bir surat ifadesiyle "Bitti mi film?" dediğinde sabırsız bir şekilde "Bitti. Bitti hadi kalk birşey konuşacağız ." deyip kolundan tutarak az da olsa benden destek almasını sağladım.
"Ne acelen var ?" dediğinde onu umursamadan çoktan film izleyenlerin arasından çıkmış ve mutfağa geçmiştik.
"Caitlin'i anlat bana hemen. Kimdir ? Neyin nesidir? Hepsi hemen."
"Hangi Caitlin?"
İlk önce kaç tane tanıyor diye düşünüp sonra yüzündeki bilmiş ifadesini görünce beni çoktan anladığını fark ettim.
"Hemen sökül."
"Niye sordun ki bunu durduk yere şimdi? Hem beni bu gereksiz konu için mi uyandırdın?"
"Anlatıyor musun?"
"Biz Almanyada tanıştık işte. Çok yakındık eskiden . Ben buraya geldikten sonra daha görüşmedik işte. Bu kadar. "
"Sevgilin değildi yani?"
"Yani şey . Çıkmak demeyelim de . Hani şey gibi. Anlarsın ya . Böyle..."
Tıslayarak geveleme dediğimde kendini toparlayarak " Gibi gibi ." dedi.
Bu kızın benden istediği neydi ki? Kendini gizleme gereği bile duymuyordu. Ondan da garibi ise nereden öğrenmişti.
Bilen benden başka kişi yoktu ki.
"Benden bunu ne diye sakladın.?" dedim bu sefer masum sevgili rolüne bürünerek.
" Dediğim gibi öyle ciddi birşey yoktu . Sadece biraz fazla samimiydik. Buraya geldiğimden beri de hiç konusmadım zaten onla."
"İnanıyım mı?"
"Sana yalan söylemem . Sadece buna inansan yeter."
KAYRA
Hazar'ın sebepsiz yere sorduğu soruları anlamaya çalışırken aklıma aksam için verdiğim söz gelince hızla kafamı saate çevirdim.
Elif teyzeyle buluşmak için yarım saarim kalmıstı ve ben burada boş konular hakkında tartışıyordum.
"Benim simdi bir yere gitmem gerekiyor . Döndüğümde yine konuşacağız. Tamam mı?"
Hazal kaşlarını kaldırıp "Ne işin var ?" dediğinde "Birine söz verdim." dedim.
Sonuç olarak doğruydu yalan söylememiştim.Annesiyle bulusacağımı soylememe gerek yoktu değil mi?
"Hadi git." dedi elini kapıya doğru sallayarak . Fazla mı kolay olmuştu bu?
Onu ikiletmeden kollarımı ona sarıp saçlarına bir öpücük bırakarak hızla mutfaktan çıktım. Diğerlerine birşey dememe gerek yoktu herhalde.
---------
Hızla Mona kafeye girdiğimde gözüme kestirdigim Elif teyzeyle hızla o tarafa yürümeye başladım. Yarım saat gecikmiştim bile.
"Aa Kayra geldin mi?" dedi elif teyze beni fark ettiğinde nazikçe ayağa kalkarak.
Tam geç kaldığım için özür dileyecektim ki karşımda gördüğüm kişiyle bir an duraksama ihtiyacı hissettim.
Onun burada ne işi vardı ?
"Caitlin." dedim gözlerimi onun üzerinden ayırmadan.
Aynı şekilde "Kayra . " dedi. Ardından da ondan çıktığına inanamayacağım kadaf soğuk bir ifadeyle " Hoşgeldin." diye ekledi.
Elif teyzenin uyarı amaçlı öksürügünü duyunca Caitlin'in bana uzattığı elini fark ettim. Hızla elimi uzatıp alaycı bir tavırla konuşmaya başladım.
"Artık sarılmıyor muyuz?"
"Oturalım mı artık?" dedi benim aksime ciddi bir tavırla .
Elif teyze de onu onaylayıp yerine geçince bende karşılarına geçtim.
Masada oluşan sessizliği bozarak "Caitlin ne zaman geldin ? " dedim.
"Bir ay olmuştur. "
"Haber verseydin en azından."
"Sen giderken haber verdin mi ki ben gelirken haber vereyim."
Bu hala orada mıydı? Ne var yani Almanyadan buraya kimseye haber vermeden geldiysem.
"Aceleye geldi ." dedim uzatmamasını umut ederek.
" Sevgiline ondan ayrıldığını hatta ülkeden ayrıldığını söyleyemeyecek kadar mı aceleydi işin?"
"Biz sevgili değ-" sözümü toparlayamadan elif teyze elini yıkayacagını söyleyerek nazik bir şekilde masadan kalktı.
" Biz sevgili değildik ." dedim dürüst bir şekilde. " Sen beni zaten terk etmiştin."
"Öyleydik." dedi "Senin Hazar takıntın başlamadan önce."
Ben takıntılı değildim. Sadece Hazar'ı uzun zamandır seviyordum.
"Hazar 'ı karıştırma. "
"Bence o çoktan karışmış bile." dedi kaşlarını kaldırarak."Hem elif teyzenin kızı, hem Yüksel Arıcan'ın torunu .Hem de yalancı biri."
Masada ona doğru eğilerek "Onu tanımıyorsun bile " dedim.
Aynı şekilde eğilip "Senden daha iyi tanıdığıma eminim ." dedi.
Ukala bir gülüş takınarak "Mesela" dedim.
" En sevdiği renkten falan bahsedeceksen hic konuşma."
Yüksek seste bir kahkaha attı.
"Mesela onun senden gizledigi şeyler var biliyor musun? Önemli sayılacak şeyler hem de . Misal şu Okul Radyosu denen şeyin o olduğunu biliyor muydun?"
Bu muydu önemli sayılacak şey bunu geldiğim günden beri biliyordum zaten.
"Başka?" dedim tek taraflı bir gülüş atarak.
"Bunu biliyor muydun ?" dedi şaşırdığını belli eden bir ifadeyle.
Büyük ihtimal benden bu tepkiyi beklemiyordu.
"Onun hakkında herşeyi biliyorum bilmedigim bir şey söyle ." dedim
Kollarını masaya dayayıp yüzünü avuçlarının içine alarak
"Pekala. Yakında başka bir ülkeye kaçacağını de biliyorsundur herhalde. " dedi.
Başka bir ülke.
Hazar.
Benden gizli.
En kötüsü de bensiz.
"Yorum bekliyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okul Radyosu ღ
Roman d'amourBir radyo düşünün;Sunucusu belli olan,düzenli aralıklarla yayın yapan ve şarkılar çalan. Şimdi bu düşüncelerinizin hepsinden aynı anda kurtulun. Çünkü; Benim radyom kesinlikle böyle değil. Sunucusu kimse tarafından bilinmeyen, istediğinde yayın yapa...