18.Bölüm

568 36 19
                                    

Medya: Esra'nın üzerindeki kıyafet. Tabi kızıl saçlı ve mavi gözlü hayal etmeniz gerek.

Keyifli okumalar...

Esra Belis Aksoy

Gözlerim dolmuş, taşmak üzereydi. Serdar'sa bu halime dayanamamış olacak ki hemen ayağa fırlayıp beni de kaldırmıştı. Beni kapıya doğru çekiştirmeye başlamıştı. Ne olduğunu anlamadan üzerime kalın bir şeyler almamı sağlamış ardından evden çıkmamızı sağlamıştı. Kapıyı kapatmadan önce dedesine açıklama yapmayı unutmamıştı.

- Dede bugünün işini yarına bırakmamaya karar verdim. Siz bizi beklemeyin.

Kapıya çıkmamızla bir asker dibimizde bitmişti. Hiçbir şey söylemeden Serdar'ın eline bir araba anahtarı vermiş, ardından ikimize de başıyla selam vererek yanımızdan ayrılmıştı.

- Hadi gel gökyüzüm. Seninle bir yere gitmemiz gerekiyor.

- Neden bu kadar acele ediyoruz Serdar? Ne oluyor?

- Senin bir daha ağlamanı istemiyorum. Ne olursa olsun bir daha ağlama Belis.

Gözleri çakmak çakmak olmuştu. Sanki aksini söylesem tüm dünyayı yakacakmış gibi bakıyordu.

- Tamam çok önemli bir durum olmadığı sürece ağlamayacağıma söz veriyorum. Oldu mu?

- Oldu hadi gel.

Bulunduğumuz sokakta 100 metre kadar ilerledikten sonra sağa döndük. Bu sokağın içinde bir sürü çocuk neşe içinde oynuyordu. Evlerin bahçeleri envaiçeşit çiçek ve ağaçla doluydu. Ağaçlarda salıncaklar asılıydı. Biraz daha ilerlediğimizde gözüme dışı pembe badanalı bir ev çarptı. Bu ev de diğerleri gibi renk renk çiçek ve çeşitli meyve ağaçlarıyla doluydu. Evin sağ tarafında bir çardak bulunuyordu.

Serdar'ın zoruyla neler olduğunu anlamadan evin içine girdik. Evin ilk göze çarpan özelliği duvarların beyaz oluşuydu. Evin eşyaları ya beyaz ya krem rengiydi. İnsanın bu evde içi açılırdı. Salona giriş yaptığımızda bir süre dondum kaldım. Bu ev bizim eski evimizdi. Aynı şömine yerli yerindeydi, aynı fotoğraflarla doluydu duvarlar.

- Sen, sen bu evi nasıl buldun?

- Baban biraz yardımcı oldu diyelim. Nasıl buldun yeni evimizi? Tabi daha üst kata hiç bakmadık. İlk izlenimine göre ev nasıl olmuş diye sormam gerekiyordu sanırım.

- Burada yaşayacağız yani?

- Tabi ki güzelim burası varken başka nerede yaşayacağız? Hadi gel üst kata çıkalım.

Merdivenleri hızlıca çıkıp hatırladığım kadarıyla eski odam olduğunu düşündüğüm bir odanın önünde durduk. Serdar kapıyı benim açmam için geriye çekilirken ellerim titreyerek kapı kulpuna uzandım. Kapıyı açmamla ilk önce karşıma duvarda bulunan ağaç resmi çıkmıştı. Ağacın dalları tüm duvar boyunca uzanıyordu. O dallarda ise doğduğum günden bu yaşıma kadar olan her anımın fotoğrafları yer alıyordu.

Sol tarafta yatağım yer alırken yatağın karşısındaki duvarda boydan boya kitaplık vardı. Yatağımın hemen yanında çalışma masam yer alırken masam pencereye bakıyordu. Burası benim hayal dünyamdı. Yanımdaki adam ise tekrar hayallerime kavuşmamı sağlamıştı.

Serdar Sargın

Aslında bu evde yaşamak istememin sebebi hem babaannemlere yakın olmak hem de Esra'yı koruma altına almak istememdi. Burada yaşayan insanlar genel olarak önemli kişiler oldukları için burada üst düzey güvenlik önlemleri bulunuyordu. Kerim Komutanıma bu durumdan bahsettiğimde bana bu evi önermişti. Esra'nın şu anki mutluluğu bile doğru bir karar verdiğimi gösteriyordu. Bir hafta kadar babaannemlerle vakit geçirip sonunda onları da alarak Çanakkale'ye geri dönebilmiştik. Evimizde bazı eksiklikler vardı lakin daha sonra annemler Ankara'ya giderek halledecekti.

Muallim Hanım ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin