''Kalkmak istemiyoruuuuuuuuum''
Laçin,umutsuz çırpınışlarıma aldırmadan sürükleyerek beni kaldırdı.Dejavu! Daha bir sene önce aynısını annem yapıyordu ve ben o zamanlar içimden ''Bir yıl daha sabret,üniversiteye başlayınca hepsi geçecek'' diyordum.Gel gör ki,değişen tek şey beni yataktan sürükleyenin Laçin oluşuydu!
Yüzümü yıkadım,pijamalarımla mutfağa gittim.Canım kahvaltı yapmayı hiç istemiyordu.Kendime biraz süt ısıtırken,Laçin'e seslendim.
''Süt içer misin?''
''Yok,ben geç kaldım,çıkıyorum hemen.''
Dolaptan mısır gevreği çıkararak sütü bir kaseye boşalttım,üstüne de gevreği.Bu beni birkaç saat tutardı.Sonra da okulda birşeyler atıştırırdım nasıl olsa.
Son kaşığı da alıp bulaşıkları makineye dizdim.Dişlerimi fırçalayıp giyinmek içi odama geçerken Laçin'in sesi geldi.
''Ada ben çıktım!''
''Tamam,akşama görüşürüz!''
Ne giysem diye dolabımı karıştırırken,bugünün güneşli bir sonbahar günü olmasını göz önünde bulundurarak küçük çiçek desenleri olan askılı elbisemi giydim.Üstüme ince bir ceket aldım.Kulaklarıma minik küpeler taktım.3'e 2 deldirmiştim geçen kış.Küpe takmayı seviyorum! Göz kalemi çekip dudaklarıma pembe rujumu sürdüm.Saçlarımın doğal dalgasını bozmadan elimle şekil verdim.Saçlarımı tutması için güneş gözlüğümü kafama taktım.Anahtarımı,telefonumu,kulaklığımı ve cüzdanımı yanıma aldığımdan emin olduktan sonra elimde çantam, ayağıma bej rengi babatlerimi geçirip evden çıktım.Hava çok güzeldi.Kollarımı güneşe uzatarak gülümsedim.Antalya'dan Ankara'ya gelince sudan çıkmış balığa dönmüştüm ve hava iki haftadır kapalıydı.Kulaklarımı takarak Zaz-La fee'yi dinlemeye başladım.
Otobüse ucu ucuna yetiştim,okula girdiğimde hoca kapının önünde bir öğrenciyle sohbet ediyordu.Başımla selam verip içeri girdim.Gözlerimle sınıfı tararken koca amfide kendime uygun bir yer arıyordum.Sonunda,orta basamakların birinde sağ tarafta oturan bi kızı gözüme kestirdim ve hızlıca yanına gidip oturdum.Kız,bana bakıp gülümseyince ben de ona gülümsedim.
''Meraba,ben İlkim.''
''Memnun oldum,ben de Ada.''
''Ben de memnun oldum Ada.'' dedi içten bir gülümsemeyle. Sonra sohbet etmek için bedenini bana çevirdi. "Ankaralı mısın,yurtta mı kalıyosun?"
"İkisi de değil.Kuzenimle ayrı evde kalıyoruz."
"Aaaa ne kadar güzel."dedi gözlerinde sevinçli bir parıltıyla. "Ben de ayrı evde kalmayı çok isterdim ama malesef ailem de burada olduğu için onlarla kalıyorum."
İlkim'e ilk bakışta ne kadar konuşkan ve içten olduğunu anlıyordunuz.Kısa kıvırcık saçları vardı.Sanırım doğal hali siyah ama o kızıla boyatmıştı ama yakışmıştı.Gözleri çikolata kahveydi ve bakışları çok candandı.
"Sen hangi şehirden geliyorsun?"diye sordu ilgiyle.
"Antalya."
"Deniz kenarında yaşayanları çok kıskanıyorum.Bizim anca tatilde gittiğimiz yerde oturuyorlar."dedi oflayarak.
Bu hali beni güldürmüştü.
İçimden tam 'Hadi Ada,fırsat bu fırsat ilerlet konuşmayı'diye geçirirken hoca içeri girdi ve muhabbetimiz son buldu.
1,5 saatlik blok dersin ardından eşyalarımı çantama koymaya başlamıştım ki,İlkim bana döndü.
"Benim derslerim bitti,sen ne yapıyorsun?"
"Bir işim yok,eve gidiyordum"dedim ne diyeceğini merak ederek.
"Aaa olmaz! Benimle gelsene seni bizim grupla tanıştırayım."
'Eh,körün istediği bir göz,allah verdi iki göz' diye içimden geçirerek başımı salladım.
"Tamam,bana uyar."
Merdivenlerde ayakta durmuş İlkim'in çantasını toplamasını bekliyordum ki arkadan bir el omzuma dokundu.Sert bir erkek sesi "Geçebilir miyim?"dedi.Yolu tıkadığımın farkında değildim.
"Ah,tabi pardon."diyip yol vermek üzere geri çekildim.
Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktığımda göz göze gelmiştik.Bal rengi gözler karşısında nefesimi tuttum.Renginin sıcaklığına karşın,bakışları çok soğuktu.Dipsiz bir kuyuya bakar gibiydim.Karanlık bir cennet...Bana bir an baktıktan sonra,gözlerini karşıya çevirdi ve basamakları inerek tek elinde kıvrılmış bir defterle amfiden çıktı.Bense kımıldayamadan arkasından bakakaldım.Gözleriyle uyumlu olacak şekilde açık kahve saçları dağınıktı.Burnu,dudakları,geniş omuzları,sert ve erkeksi çenesinin kusursuzluğuna karşın beni içten içe rahatsız eden birşeyler vardı.Sanki bir çeşit merkezkaç kuvveti gibiydi.Bir anda hem ona yaklaşmak,hem de ondan köşe bucak saklanmak istedim.
İlkim,arkasından bakarak "Ne kaba çocuk,insan bir teşekkür eder."dedi kaşlarını çatarak.
Omuzlarımı silktim.Aklım hala gözlerindeydi.İlkim'in "Dünya'dan Ada'ya.! Huhuu ben hazırım."demesiyle kıpırdandım.İlkim koluma girdi ve beraber kapıdan çıktık.
Okulun içindeki kafeye geldiğimizde, İlkim heyecanla 5 kişilik bir grubun oturduğu masaya yöneldi.
2 kız 2 erkek kendi aralarıda konuşuyorlardı.Onlara yaklaştığımızı farkedince başlarını kaldırıp bize baktılar.
"Merabaaa! Bakın sizi kiminle tanıştıracağım çocuklar."
Herkes beklentiyle bakıyordu.İlkim devam etti,
"Arkadaşım Ada."
Hep bir ağızdan "Merhaba Adaa"diye gülüştüler.Şamata bir grup oldukları belli oluyordu.
Ben de onlara "Merhaba"diyerek selam verdim.
İlkim'in yanına oturup yerleştim.Bu sırada,karşımda oturan sarışın çocuk konuşmaya başladı.
"Meraba,ben Ekrem.Yarışmaya Ankara'dan katılıyorum.19 yaşındayım.Ekibi eğlendirmekten ben sorumluyum."dedi gülerek.Sonra masadakilere dönüp "Sıradan ilerleyelim arkadaşlar."diyerek yanındaki çocuğa mikrofon niyetine elini uzattı.
Çocuk, Ekrem'e gözlerini devirip eli itti.Sonra bana dönüp gülümseyerek "Onur"dedi çok hoş bir ses tonuyla.Siyah saçları ve yeşil gözleri vardı.Başımı memnun oldum dercesine salladım.Sıra kızlara gelmişti.
"Ben Tuğçe."dedi sarışın olan.
"Ben de Beren." Beren biraz aykırı duruyordu.Burnuna ve kaşına piercing takmıştı.Boynunun sağ tarafında aşağı doğru inen bir dövme vardı,rengarenk giyinmişti.Saçları ise MORdu! Bu tarz benim için fazla çılgındı doğrusu.Ben bu halimle bile üzerimde toplanan bakışlardan çekinirken,Beren'in yerine kendimi koyamıyordum!
İkisine de gülümsedim ve memnun oldumlaştık.
Tuğçe, Beren ve Onur hazırlıktan tanışıyorlardı.Tuğçe ve Beren aileleriyle kalıyorlardı.Onur'un nerede kaldığını sorunca Beren atılarak "Bunu 1 yıldır biz de kendimize soruyoruz!"dedi.Onur,çapkın bir sırıtışla ellerini iki yana açtı.
Ekrem ise Samsun'dan gelmişti ve yurtta kalıyordu. "Of abi ya,bu yurt giriş çıkış saatleri daha çok başımı ağrıtacak galiba."diye yakındı.
"Niye,ebeveyn izniyle istediğin gibi girip çıkılıyor diye biliyorum?"diye sordum.
"Ohooo,kızım sen paralel evrende yaşıyorsun herhalde.İmzaları olsa dahi son giriş saati BİR! Biri şunlara eğlencenin 12'de başladığını söylesin.Bu sıkılığa daha ne kadar dayanırım bilemiyorum.Gece hayatımı başlamadan bitirdiler resmen!"diyip suratını astı.Onun bu haline gülmekten kendimizi alamadık.
Laf bana gelince, nerede kaldığımı,nereli olduğumu ve eski hayatıma dair sorular sordular ve böylece tanışmış olduk.
Artık,okula geldiğimde selamlaşacak birilerinin olduğunu görmek çok hoştu.Ve ben bu yeni grubumu Laçin'e anlatmak için sabırsızlanıyordum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR TUTAM SEN LAZIM
RomanceSoruyorum size.. Kötü bir çocuk ve normal bir kız.. Çocuk okulun en popüleri.. Kızsa şehirde yeni.. Her şey peri masalı gibi.. Kız çocuğa aşık olur, Çocuksa deli gibi kıza.. Peki ben böyle bir hikaye yazar mıyım? Hayır fazla klişe.. Ne toz pembedir...