5.Bölüm ~Seçmeli Ders

267 17 5
                                    

"Ada,bak yine daldın."

Boş bakışlarla İlkim'e bakıyordum.

"Hı? Evet şey bir şey mi demiştin?"

"Hala Onur'u mu düşünüyorsun?"

O geceden sonra Onur'a hem teşekkür hem de özür borçluydum.Hala olanları sindirememişken bir de Tuğçe her seferinde pis bakışlarla "Senin yüzünden çocuğun başına açılan dertlere bak!"diye sinirimi bozuyor,olanları unutmama fırsat vermiyordu.Evet,haklıydı ama ben suçluluk duymuyor muyum sanıyordu! Arada İlkim ve Onur olmasa bu kıza bir dakika dahi katlanmazdım.

O tatsız olayın üzerinden beş gün geçmişti.Onur'la Poyraz'ın kavgasından sonra artçı şok olan Poyraz'ın oranın sahibi olması işleri daha da karmaşıklaştırmıştı.Ankara'daki mekanları avcunun içi gibi bilen Onur,bu sefer bir detayı atlamıştı.Hem de büyük bir detayı..

Kendimi bir türlü affedemiyordum.Daha yeni arkadaş olduğum bir insan benim yüzümden tekme tokat dövülmüştü ve buna rağmen bana gülümseyerek "Lafı bile olmaz Ada,kim olsa aynı şeyi yapardı."diyebiliyordu.Bu hali beni daha da utandırıyor ama elimden bir şey gelmiyordu.Geriye nefretimi kusabileceğim tek bir isim kalıyordu.O kibirli,egoist,ukala ve pislik herif. Poyraz Gürkan.

Bu hafta onu sadece iki kez görmüştüm.Birinde dışarıda arkadaşıyla konuşurken,diğerinde de amfide donuk bakışlarla hocaya bakarken.

"Ada özür dilerim,o gece çok sarhoştum.Ne yaptığımın farkında değildim.Beni affedebilecek misin?"

Ha ha ha.Bu cümleyi onun dudaklarından dökülürken düşünemiyordum bile! Hayır! O manyak bırak kuru bir özrü,yüzüme bile bakmamıştı. Onun bu vurdumduymazlığını gün geçtikçe unutup sakinleşeceğime,daha da sinirlenip kuduruyordum.Kabul,çok yakışıklı olabilirdi,çok zengin de olabilirdi.Ama bu her istediği kıza asılma hakkı vermiyordu ona!

Bardağı taşıran son damla ise dün,okulda yaşandı.

İlkim'le dersten çıkmıştık.Tam bizimkilerin yanına gidiyorduk ki aklıma hala onaylatmadığım seçmeli ders geldi.Okulun sitesinden halletmeye çalışmıştım ama sürekli takılıp duruyor,bir türlü açılmıyordu. Merdivenlerden inerken,çantamdan telefonumu çıkartıp siteye tekrar girmeyi denedim.Öğrenci işlerinin önündeki iki metre kuyruğu beklemek istemiyordum.İnterneti kapatıp açtım,telefonu kapatıp açtım,bir türlü bağlanamadım.Sonunda kaderime razı gelip sıranın sonuna geçtim.

Lanet ederek telefonumu çantama attığımda ben tam on beş dakikadır o kuyrukta bekliyordum önümde 2 kişi kalmıştı.Sonunda neyi seçeceğime karar vermiştim.Türk halk bilimi,bilişim teknolojileri,resim,müzik ve danstan en çok ilgimi çeken dans olmuştu.Bu tarz seçmeli dersler neredeyse hiçbir okulda ciddiyetle yapılmadığından çok da önemli değildi zaten..Sadece seçmekle kalıyordunuz.

Sonunda sıranın bana geldiğini görünce yüzümde sevimli bir ifadeyle görevliye yürüdüm.Adam sabahtan beri yüzlerce öğrenciyle muhattap olmaktan bitkin düşmüştü.

"Evet,nasıl yardımcı olabilirim?"

Tam ağzımı açmıştım ki telefonum çalmaya başladı.Hayır,sıra tam da bana gelmişken olmazdı.Hiç zamanı değildi.Özür dileyen bakışlarla "Bir saniye" diyerek telaşla çantamı karıştırmaya başladım.Neredeydi bu kahrolasıca telefon! Ben içimden küfürler ederek aranırken biri beni iterek önüme geçti.Şaşkın ve kızgın bakışlarla kafamı kaldırdım! Ah,tabi..Koca okulda bu kabalığı yapabilecek başka kim vardı ki? Poyraz bey beni görmezden gelerek görevliyle konuşmaya başlamıştı bile..

"Çok acelem var.Buradaki uyuşukları bekleyemeyeceğim."

İnanamıyordum! Ben ona gözlerimi irice açmış bakarken,sonunda beni farketti.

BANA BİR TUTAM SEN LAZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin