Poyraz, arabaya biner binmez ısıtıcıyı açtı. CD çaların tuşuna bastığında, arabanın içine sıcacık bir müzik yayıldı. Ortam bir anda yumuşamıştı. Şaşırarak ona döndüm. "Caz mı seviyorsun?" Cazla ilgili saatlerce muhabbet edebilirdim! "Evet" diye kısacık bir cevap verdi. Eh,ben de farklı bir şey yapacağını tahmin etmemiştim zaten. Gözleri yola bakarken ben de gözlerimi kapatıp başımı koltuğa yasladım. Caza bayılırdım.
Kıyafetlerimiz üzerimizde kurumuştu. Başımı yana çevirip onu izlerken "Teşekkür ederim." dedim.
"Bana borçlandın." Nasıl? Evet, tamam hayatımı kurtarmıştı ama yine de ben 'kim olsa yapar,önemli değil' gibi bir cevap beklerken o, ona borçlandığımı mı söylüyordu?
Şaşkın gözlerle ona baktım. "Bu arada, nereye gidiyoruz?"
Dudaklarında alaycı bir gülümseme oluştu. "Seni kaçırıyorum."
"Ha ha." Aslında bunu söylerken içimde küçük bir korku oluşmadı değildi.. İstese yapabilirdi, kim engel olacaktı ki? Laçin de evde yoktu.. Kimse yokluğumu farketmezdi... Beynim acı gerçeği görürken yavaştan tırsmaya başladım..
"Sahi, nereye gidiyoruz?" Arabayı durdurup bana baktı.
"Geldik." Dışarı baktığımda arabanın evimin önünde durduğunu gördüm. Tam ona benim evimi nereden bildiğini soracaktım ki, sanki ne soracağımı anlamış gibi "İyi geceler." dedi. Bana değil,önündeki yola bakıyordu. Kaşlarımı çatarak ona baktım. Laflarımı hep ağzıma tıkıyordu! Emniyet kemerimi çözdüm. Üzerimdeki ona ait olan ceketi çıkardım. "Sana da iyi geceler." Tam kapıyı açıp çıkacaktım ki hapşurdu. Birden kendimi suçlu hissetmiştim..
"Benim yüzümden hasta olmanı istemem. İstersen yukarı çıkalım,ısınırsın. Hem sıcak bir şeyler içeriz." dedim. Kabul etmeyeceğine adım gibi emindim. O Poyraz'dı. Hani cool'luğundan taviz vermeyen, bütün kızların hayran olduğu, heykel gibi yakışıklı, zengin adam filan...
Kaşlarını çatarak bana baktı. "Borcunu bu şekilde ödeyebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun." E yuh ama yani! Şurda insanlık namına yardım teklif etmiştik, adamın düşündüğü şeye bak!
"Sen bilirsin o zaman." diyerek arabadan indim.Kapıyı çarparak kapattığımda,ardından bir çarpma sesi daha duydum.Arkamı döndüğümde,Poyraz'ın da arabadan inmiş olduğunu gördüm.Kaşlarımı kaldırıp inanamayarak ona bakarken, elleri pantolonunun ceplerinde omuzlarını silkti. "Senin yüzünden hasta olmak istemiyorum."
Poyraz arkamdan ilerlerken,apartmanın kapısını açtım.Merdivenleri çıkarken hala sessizce arkamdan geliyordu.Yüzümde bir gülümseme oluştu. Şuan,Poyraz Gürkan'ı eve atıyordum. Ahahahahaha!
Evin kapısını açarken,yanımda durmuş yüzüme bakıyordu. "Niye gülüyorsun?" diye sorduğunda "Hayatımda ilk defa bir erkeği eve atıyorum." diyemeyeceğim için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Gülmüyorum."
Kapıyı açıp içeri girdiğimde yüzümde gene istemsiz bir gülümseme oluşmuştu. Buraya o kadar aykırı duruyordu ki! Salona geçtiğimde,peşimden geldi.Evi inceliyordu. Gözü kitaplığıma çarpınca,yanına gitti. O kitaplarımı incelerken,ben de onu inceliyordum. Eline bir kitap alarak tekli koltuğa oturdu. "Bu kadar eski basımını bulmana şaşırdım." dedi. Dikkatlice baktığımda,elinde 1984 romanının, bulmak için bitaraflarımı yırttığım eski baskısının olduğunu gördüm."Evet,gerçekten çok aradım." Ben hala onu izlerken,elindeki kitabı bıraktı. "Ne içersin?" diye sorduğumda omuzlarını silkerek "Farketmez." diye cevap verdi.
Mutfağa gittim. Meyve çayı yapacaktım.. Cezveyi çıkarıp tezgaha koyduğumda, dalga geçer gibi bir ses tonuyla "Çok şeker." diyen sesini duydum. Ellerini mutfak masasının yanındaki kırmızı sandalyelere yaslamıştı, kaşlarını çatmış mutfak süslerimize bakıyordu. Bu haliyle çok tatlı gözüküyordu. Ah, asıl şeker olan sensin, diye içimden geçirerek önüme döndüm. "Laçin aldı." Sorarcasına "Laçin?" dediğinde ev arkadaşım diye yanıtladım. "Aynı zamanda kuzenim." Su kaynarken,sırtımı mutfak tezgahına yaslayarak ona döndüm. Sandalyeye oturmuş, beni izliyordu. "Nasıl bir kız Laçin?" Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Laçin'den mi bahsedecektik gerçekten? "İyidir. Kardeş gibiyiz." Gözlerinde anlamadığım bir parıltı belirdi. Bir süre konuşmadan bakıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR TUTAM SEN LAZIM
RomanceSoruyorum size.. Kötü bir çocuk ve normal bir kız.. Çocuk okulun en popüleri.. Kızsa şehirde yeni.. Her şey peri masalı gibi.. Kız çocuğa aşık olur, Çocuksa deli gibi kıza.. Peki ben böyle bir hikaye yazar mıyım? Hayır fazla klişe.. Ne toz pembedir...