Ertesi gün,hem Laçin'den,hem de alarmdan önce kalkmış,yatağımda mutlulukla gülümsüyordum.Ah,ne kadar güzel bir gün! Canım biran önce hazırlanıp kampüse gitmek istiyordu.Bunda yeni arkadaşlarımın rolü büyüktü.O çocuk mu? Hıh! Bana ne canım!
Bu sabah güzel bir kahvaltıyı hakeden Laçin'in odasına girdim.Canım benim,dün bütün gece beni dinlemişti ve yeni arkadaşlar edinmeme benden çok sevinmişti!
"Günaydın uykucu!"
Gözlerini kısarak esnedi,
"Günaydın.Bu ne neşe böyle?"dedi gülümseyerek.
"Ne olsun işte,hayat güzel,kuşlar felan.."dedim kıkırdayarak."Hadi kalk,sana kahvaltı hazırlayacağım."
"Vaaay keşke hergünün böyle olsa Adacığım."
Laçin'le kahvaltı yaptıktan sonra odama geçip hazırlanmaya başladım.Ne giysem ne giysem..Veee evet gözüme mini beyaz bir şort kestirdim.Üstüne de salaş kısa bir bluz ve de spor bir ceket giydim mi tamamdır! Saçlarıma dağınık topuz yaptım(inanır mısınız aynaya bakmadan yapınca daha güzel oluyor!), dudaklarıma şeftali tonlarında parlatıcımı sürüp gözüme eyeliner çektim.Bana eyeliner çekmeyi Hande öğretmişti.Ah,canım arkadaşım dün onu da aramıştım tabi ki. "Bu utangaçlıkla gene iyi bulmuşsun bir grup" demişti gülerek.
Evden çıkarken ayağıma giydiğim topuklulara bakıp gözlerimi kıstım.Antalya'da belki,ama Ankara'da bu mini şortla topuklular fazla dikkat çekerdi.Zaten boyum kısa sayılmazdı,daha da uzatmaya gerek yoktu.Spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Okula gittiğimde,bizimkilerden kimseyi göremedim.İlkim'in numarasını tuşlayıp çalmasını bekledim.
"Adaaa günaydıın."
"Günaydın İlkim.Geldim ben,okulda mısın?"
"Evet canım çardakların ordayız ,dersimin başlamasına 1 saat var.Sen de gelsene."
"Geliyoruum."
Telefonu kapatıp çardaklara doğru yürüdüm.Tam bizimkileri görmüş el sallıyordum ki,O'nu gördüm.Tam o sırada yanında bir çocukla konuşuyordu.Gözlerim üzerindeyken,birden kafasını çevirip bana baktı.Ah,o bakışlar..Bir an bahçedeki tüm sesler bıçakla kesilmiş gibi sustu sanki.Sadece ben ve onun bal rengi gözleri..Soğuk,ama aynı zamanda ateş gibi..Bakışlarımı ondan kurtaramıyordum.
Bizimkilerin yanına geldiğimde,ilgiyle bana baktıklarını farkettim.Utanarak "Naber?"dedim.
Onur beni süzerek "Günaydın.Ne güzel olmuşsun."dedi dudaklarında bir gülümsemeyle.
Ben teşekkür ederken,Tuğçe'nin bakışlarını üzerimde yakaladım.Biraz kıskanç,biraz kırgın..Fazla önemsemedim.Tam o sırada,
"Asıl senden naberrr"dedi İlkim tek kaşını kaldırarak. " O çocuk dünkü kaba şey değil mi?"
Ne diyeceğimi bilemeyerek kafamı çevirdim.
Ekrem atıldı "Oooo ateş bacayı sarmış galiba."dedi keyifle.
"Yok canım,ne ateşi,ne bacası.."dedim gülerek.
"Bence boşver.O bakıştığın çocuğun ismi Poyraz.Belalı bir tip diye duydum."dedi Beren kaşlarını çatarak.
Muhabbet,Onur'un da ilgisini çekmişti. "Gecelerden tanıyorum kendisini.Bizim okuldaki kızlarla ilgilenmiyor.Adam her gece kendinden büyük hatunlarla.Ayrıca,belalı olduğu kısmı da doğru.Geçen yıl barda dövdüğü çocuk hastanelik oldu,şikayetçi olsa Poyraz hapisten paçayı kurtaramazdı.Babasının şirketi var ve çok zenginler diye duydum.O zaman burada ne işi var derseniz,İzmir'de otururken karıştığı bıçaklı kavgalar babasının canına tak etmiş,'bundan sonra gözümün önünde duracaksın,şirket işlerine alışacaksın' diye Poyraz'ı da zorla buraya sürüklemiş." Gözlerini kısarak "Ada,bir durum yok değil mi?"diye sordu.
Gülümseyerek "Yok canım,ne durumu olacak?"dedim.
Tuğçe birden ellerini kaldırarak "Yeter ama,kızı rahat bırakın!"diyerek konuyu değiştirince rahat bir nefes aldım.Anlaşılan o ki,ilginin üzerimde toplanmasından rahatsız olan bir tek ben değildim..
Derken Tuğçe,Onur'a bakarak devam etti, "Poyraz gibi biri,Ada'ya niye baksın ki? Sanki Ada hoşlansa ne olacak,kendi ağzınızla söylediniz olgun kadınlardan hoşlanıyor diye.."
Tuğçe'nin söyledikleri tamamen doğruydu.Ama ben yine de sözlerinden rahatsızlık duydum.Biraz fazla kibirli gelmişti.
Dersin başlamasına 10 dakika kala Onur,ben ve İlkim kalktık.Bu ders aynı amfideydik.Tuğçe,Beren ve Ekrem ise oturmaya devam ediyorlardı.
Gülüşerek sınıfa girdiğimizde,ilk karşılaştığım arkalarda oturan Poyraz'ın delici bakışları oldu.Bu çocuk benden ne istiyordu böyle?
Onur'la ben önlere oturmak zorunda kalmıştık.İlkim ise biraz arkamızda hocanın gelmesini bekliyorduk.
Dersin ortalarına doğru, üzerimde yoğun bakışlar hissetmemle omzumun üstünden geriye baktım.Evet,yanılmamıştım...O'ydu..Ve beni izliyordu.Daha da ilginci,gözleri bir anda benden Onur'a kaydı.Merakla Onur'u incelemeye başladı.Üst sıradakiler dik dik bakınca istemeye istemeye kafamı çevirdim.Birden telefonuma bir mesaj geldi.
Laçin'di..
"Adaaaaaa anahtarımı evde unuttum,kapıda bekliyorum,dersin biter bitmez gelebilir misin????? "
Ona cevap yazdım ve ders bitince Onur'la İlkim'e durumu açıkladım."Tamam,biz de başka gün birşeyler yaparız artık."dedi Onur.Kafamla onaylayıp amfiden koşarcasına çıktım.Merdivenlerden hızla inerken ayağım bağcıklarıma takıldı ve tökezledim.Tam düşüyordum ki, bir el bileğimden yakalayıp beni kendisine çevirdi.Şaşkınlıkla kafamı kaldırdığımda ise,işte tüm heybetiyle karşımda duruyordu.
"Ne bu acele?"diye sordu Poyraz gözlerinde yanıp sönen bir merakla.Eli hala bileğimdeydi.
"Teşekkür ederim."diyip kolumu çektim.İçimdense 'Seni neden ilgilendirsin ki bu?'diye geçiriyordum.
Tam önüme dönüp gidecektim ki,dirseğimden tuttu.Şaşkınlıkla ona bakarken,
"Tanışamadık,ben Poyraz." Gülümsemesi can yakıcıydı..
"Ada."diyerek uzattığı elini tuttum.
"Acelen vardı galiba,ben seni tutmayayım Ada."dedi alayla gülerek.
Kendimi toparlayarak elimi elinden çektim.
"Evet.Eee,şey..Tanıştığımıza memnun oldum."dedim sersemlemiş bir biçimde.
Tekrar gülümsedi,gözleri tehlikeyle ışıldıyordu.Arkamı dönüp uzaklaşırken bakışlarının sıcaklığını sırtımda hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİR TUTAM SEN LAZIM
RomanceSoruyorum size.. Kötü bir çocuk ve normal bir kız.. Çocuk okulun en popüleri.. Kızsa şehirde yeni.. Her şey peri masalı gibi.. Kız çocuğa aşık olur, Çocuksa deli gibi kıza.. Peki ben böyle bir hikaye yazar mıyım? Hayır fazla klişe.. Ne toz pembedir...