BÖLÜM 4

351 32 51
                                    


Selam arkadaşlar, nasılsınız?
Çok oldu yazmayalı, nasıl özledim anlatamam. Ama işlerim çok bir bilseniz, vakit bulamıyorum yazmaya..😞

Hikayemizin dördüncü bölümüyle yeniden karşınızdayım. Bu hafta MAVİ AŞK zamanı anlayacağınız..💙

Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Umarım seversiniz. Sabırsızlıkla okumanızı bekliyorum. Açelya Ahu ve Arslan sizleri özledi. Onlara artık kısaca ArHu diyoruz biliyorsunuz..

Bundan sonraki hikayemiz de Mavi Görev olacak. Bu önümüzdeki hafta da ona yazacağım yeni bölümü, biliyorsunuz artık sırayla yazıyorum.

Şimdi keyifli okumalar olsun..

..

Açelya Ahu'nun anlatımıyla..

Odasına zorlukla sokmuştum onu. Hala kendinde değil gibiydi, çok ateşi vardı.

Yatağa yatmasına yardım ettiğimde yeniden ateşini kontrol ettim. Ne yapacağımı bilmiyordum, nasıl yapacağımı bilmiyordum. Bir elimi alnıma bir elimi belime dayadım, düşünmeye çalıştım.

Böyle bir durum olsa kesinlikle hastaneye giderdim ya da yıllardır bana bakan Mihriban teyze benimle ilgilenir ve iyileşirdim. Ben ateşlendiğimde onun ne yaptığını düşünmeye çalıştım, gerilmiştim ve paniklemiştim. Korkuyordum.

Birden aklıma gelenlerle harekete başladım. Öncelikle üstündekileri çıkartmaya çalıştım, bunu güçlükle yapabilmiştim. Ardından da banyodaki küçük el havlularından birkaçını soğuk suyla ıslattım.

İç çamaşırına kadar soymuştum onu ve bu durum aslında fazlasıyla elimi ayağımı dolaştırmaya yetmişti. Havlulardan birini alnına, diğer ikisini koltuk altlarına sıkıştırdım. Hafifçe inledi, hissettiği soğuklukla irkilmişti.

"Geçti.. Geçicek.." diyerek mırıldandım, yatağın kenarına oturdum. Onu izliyordum.

Bu şekilde her 10 dakikada bir havluları yeniden ıslatıp yerlerini değiştirdim. Üşüyorum diyerek inlemelerini, titremelerini önemsemedim. Biliyordum ki geçecekti..

Dakikalar sonra telefonum çaldığında, arayanı umursamadan sessize aldım. Yan taraftan gelen sert bir kapı kapanma sesi duyduğumda da panikle ayağa fırladım.

Furkan gelmişti! Furkan hemen bu odanın yanındaki odamıza gelmişti!

Panikle ne yapacağımı bilmeyerek balkona çıktım, kapı kapalı olsa da sesini
duymaya çalıştım. Bana seslendi. Elimdeki telefon gecenin karanlığında parlamaya başladı, yine arıyordu. Dudağımı dişleyerek kısacık bir süre düşündüm.

Yapacak tek bir şeyim vardı!

Kalbim gümbür gümbür atıyordu. Furkan balkon kapısını açtığı gibi başımı ona çevirdim.

"Burdayım. Erken geldin?" dedim normal olmaya çalışarak. Oysa daha birkaç saniye önce hemen sağımdaki fazla yüksek olmayan duvarın üstünden atlayarak balkondan balkona geçmiş ve hemen sandalyeye oturmuştun. Sanki hep buradaymışım gibi..

"Neredesin sen kaç saattir? Bir şey oldu sandım!"

"Burda oturuyordum."

"Neden gelmedin? İyi misin?"

"Canım istemedi, biraz sessizlik istedim."

"Hıı.. Peki öyleyse niye telefonu açmıyorsun? Boşuna geldim buraya, korkuttun beni.."

"Aa, aradın mı?" diyerek bilmezden gelip çantamı kurcalamaya başladım. "Buradaydı telefonum, sessizde mi kaldı ki.." dediğimde bulmuş gibi yaptım. Ekranı açtım. "Aa, aramışsın! Kusura bakma.." dedim geri masaya koyarken.

MAVİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin