Eldar'a veda edeli birkaç saat olmuştu ve Steve o zamandan beri bir kelime bile etmemişti. Gitmeden önce Strange Bucky'i kenara çekip birşeyler söylemişti.'Kral Barnes... Steve Rogers lânetle yaşamakta olduğu için bazen öfke nöbetleri geçirebilir ya da üzgün bir ruh hâli içinde olabilir. Onun aklını oyalayacak birşeyler bulmasını sağlamalısınız.'
"Steve... Biraz dinlenelim mi?"
Steve durup ona baktı ve başını salladı. Bucky zaten onun yorgun olduğunu düşündüğü için durmuştu. Yoksa kendisi yoluna devam ederdi.
Bir ağacın dibine oturduklarında Bucky çantasından yiyecek birşeylerle bir şişede içecek çıkardı.
Steve onun uzattığı yiyecekten biraz yedi. Sonra yere uzanmak üzere hamle yaparken Bucky tarafından durduruldu. Steve ona soru soran bakışlarla bakarken başını onun kucağında buldu.
"Burası daha yumuşak. Şimdi biraz kestirebilirsin."
Yüzüne bir tebessüm yerleşen Steve ona kısa bir an baktıktan sonra gözlerini kapadı.
Bucky etrafı olabilecek tehlikelere karşı dikkatle dinlerken aynı zamanda onun yüzünü inceliyordu. Üzerindeki yorgunluk yüzüne vurmuş gibiydi. Ya da lânetin yükü buna sebep olmuştu. Her halükarda ona iyi gelecek bir yol bulmalıydı.
***
"Chris! Bruce ve Clint ile sakince oyna. Yaramazlık yok."
Grant Tony'i izlerken gülümsedi ve yanına gelip ona sarıldı. Dudaklarını kulağına doğru yaklaştırıp "Dostlarımız istedikleri şeylerle ilgilenirken bizde odamızda biraz vakit geçirsek nasıl olurdu?"dedi.
"Mükemmel olur bence."
Grant onu kucağına aldığı gibi hızla yatak odalarına gitti.
Yatağın yanında onu bırakıp uzaklaşmadan kendi işlemeli ceketini çıkardı. Bakışlarıyla onun soyunmasını da izliyordu. Teni çağrıda bulunuyordu. Özlemin, tutkunun ve aşkın çağrısıydı.
Tony üzerindekileri çıkarıp atarken bakışlarını onun üzerinden çekmiyordu. Açığa çıkan beyaz ten açlığını ve ihtiyacını kamçılıyor, bir an önce bedenlerinin birleşmesini istemesine neden oluyordu.
+18
İkisi de tamamen soyunduğunda Grant yatağa oturup onu da kucağına oturttu. Güzel eşi beklemeksizin dudaklarına kapanmıştı ve ihtiyacı olan şeyi talep ediyordu. Kollarını ona sarıp dudaklarını oynatarak ona karşılık verdi. Tony'nin sabırsızlığı alt dudağını ısırdığı anda belli olmuştu. Dudağından çıkan kan onun tarafından emilirken bu inlemesine neden oldu.
Başını geriye çekerek arzudan koyulaşmış mavileriyle ona baktı. "Isır beni sevgili eşim."
Tony'nin gözleri kırmızıya dönerken onun boynuna hamle yaptı. Kanından bir miktar içerken Grant onun teninde ellerini gezdirdi. İçmeyi bıraktığı anda hızlıca onu yatağa yatırıp bacaklarının arasına yerleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IN SEARCH OF BLUE EYES "SOUL CARRİER" (STONY)
FanfictionHEART STEALİNG BLUE EYES kitabının devamıdır. Anlayabilmek için önce onu okumanız gerekmektedir. B×B