"Bu kulağa çok saçma geliyor. Ben... olamam. Ben benim işte. Başkası değilim."Tony panikleyen ve bir türlü bu durumu kabullenemeyen adama baktı. Sevdiği adamın o mavi gözlerin ardında bir yerlerde olduğundan emindi. Bir de onu buna ikna edebilirse güzel olacaktı.
"Beni yanlış anladın. Sen sensin zaten ama benim eşim Grant'ın ruhu da senin bedeninde. Demek istediğim tek bedende iki ruhsunuz. En başından beri seninle değildi. Tuhaflıkları ne zaman yaşamaya başladın?"
Steve bir süre düşündü. Sonra cevap verdi. "Yaklaşık birkaç aydır. Sanrılar, tuhaf rüyalar ve gölgeler görüp durdum. Medyuma gitmeyi bile düşünmüştüm."
Tony "Bizim diyarımızla senin Dünyan farklı zamanlara sahip demek ki."dedi.
Steve anlamadı. "Neden öyle dedin?"
Tony onun yanına oturup "Grant bizden aylar önce ayrıldı. Ben bebeğimi Eldar'da doğurup buraya öyle geldim."dedi.
"Şeyyyy... Bir erkeğin doğurması pek mümkün değil diye biliyorum ben."
Tony güldü. "Bende ilk başlarda öyle düşünüyordum ama Eldar'ın mucizelerle dolu bir yer olduğunu öğrendim. Elbette bebeğin çıkacağı bir nokta yoktu. Vampir olduğum ve yaralarımın çabuk kapanacağını düşündüğümüz için karnımı yarıp bebeği çıkardılar."
Steve bir anlığına şok oldu. Gördüğü bir rüyayla ilgili küçük bir kesit anımsadı.
Biri elindeki ince ama bir o kadar da keskin olan bıçakla birinin karnını yarıyordu.
O kişi Tony'di. Yüzünü görememişti ama şimdi anlıyordu. Bebek doğduğunda sanki kendisine ait olmayan hisler ruhunu sarmıştı.
Adlandırmadığı bir his içini kapladı. Özlem mi? Acı mı? Umutsuzluk muydu yoksa?
"Ben sana-sana inanıyorum."
Tony başını çevirip ona baktı. "Buna sevindim."
Steve, başı hâlâ kucağında olan Bucky'nin kulaklarının arkasını kaşıdı. Tony onun parmaklarının köpeğin siyah tüylerinde gezinmesini izlerken içindeki özlem yeniden kendini gösterdi. Eşinin dokunuşunu bile özlemişti. Konuyu dağıtmak için ona bir soru sordu. Ayrıca kendisini biraz iyi hissetmesini sağlamaya çalışıyordu.
"Demek köpeğinin adı Bucky." Bunu der demez kahkaha attı.
Steve ona şaşkın bir şekilde bakarken köpekte kulaklarını iyice dikmiş ona bakıyordu. Az önce adı geçmişti.
"Bunun nesi komik?"
Tony gülmeyi kesip "Eldar'a ilk geldiğimde bir kurt adamla karşılaştım. Adı Bucky'di ve kurt adamların kralıydı. Onunla iyi dost olmuştum. Sonradan onun Grant'ın gizli tutulmuş abisi olduğunu öğrendim."dedi.
"İsim benzerliği olabilir."
"Steve, senin adın benzemese de Grant'ın kopyasısın. Sadece saçının rengi kumral."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IN SEARCH OF BLUE EYES "SOUL CARRİER" (STONY)
FanficHEART STEALİNG BLUE EYES kitabının devamıdır. Anlayabilmek için önce onu okumanız gerekmektedir. B×B