BÖLÜM 14~GERİ DÖNÜŞ

191 40 96
                                    


Bucky şaşkınlıkla onun kırmızı renginden bile daha ürkütücü görünen gözlerine baktı. Durup geri çekildi. "Sakin ol. Öfke içindeki lâneti tetikliyor. Ruhunu karanlığa boyamasını istemeyiz."

Steve onun ne demek istediğini anlamadı ama bu söyledikleriyle biraz olsun sakinleşti. O sırada gözünün rengi de eski rahatlatıcı maviye döndü. "Neden herkes beni bir konuda zorluyor?"

Onunla sakince konuşmanın daha mantıklı olduğunu düşünen Bucky gölün kenarını işaret ederek "Oturup konuşalım. Hem böylece aklındaki bir çok sorunun cevabını almış olursun"dedi.

Steve başını sallayarak bu konuda ona katıldı. Kesinlikle biriyle konuşmaya ihtiyacı vardı. Onunla birlikte gölün kenarına gidip çimenlerin üzerine oturdu. Gölün parlayan yüzeyine bakarken yeniden huzur buldu. "Eldar çok güzel."

Onun bu lafıyla Bucky sırıttı. "Bu güzelliğin içinde öyle sırlar yatar ki fark edemediğin bir anda kendini berbat bir durumda bulursun. Örnek vermek gerekirsek Grant'a bakman yeterli. Çok uzun yıllardır yaşıyor ve başı hiç dertten kurtulamadı. Eldar'ın güzelliğinin keyfini rahatça yaşayamadı."

Steve başını önüne eğdi. "Grant'ın hayatının ne kadar kötü geçtiğini anlatıp benden fedakârlık yapmamı beklemeyin. Artık buna izin vermem. Kendini kurtarmak için hiç düşünmeden beni harcadı. Ben önemsiz biri miyim? Bir insan kral olmadığında ya da ailesi olmadığında hayatını istediği gibi yaşamayı hak etmiyor mu?"

Bucky bir süre onu izledikten sonra sıkıntılı bir iç çekti. "Bazılarının kaderinde bu yatıyor sanırım. Tony sana hiç benden bahsetti mi?"

Yüzünde bir gülümseme oluştu ve başını kaldırıp ona baktı. "Senin kurt adam olduğunu söyledi. Hatta ilk seninle tanışmış."

Bucky başını sallayarak "İlk gördüğümde ona saldırdığımı da söyledi mi?"dedi.

Bu Steve'i şaşırttı. "Hayır, söylemedi."

Bakışlarını göle çevirdi. "Ona saldırdığımda durmamış olsaydım Grant esaretinden kurtulamayacaktı. Kardeşimi berbat bir hayata mahkum etmiş olacaktım. Hem de onun kardeşim olduğunu bilmeden bunu yapacaktım. Tony hepimizin hayatını değiştirdi. Herşeyden öte bizi bir araya getirdi. Şimdi birbirinin sırtını kollayan kocaman bir aileyiz."

Steve bu cümlelerden ne anlam çıkarması gerektiğini bilemedi. "Ne demek istiyorsun?"

Bakışlarını yeniden ona çeviren siyah saçlı adam "Bu yaşadıklarının hiç biri tesadüf değil. Kötü bir durumdan geçiyorsun ve belki daha da kötü olacak ama şunu unutma. Burada yeni dostlar edineceksin ve hepsi seni hayatı pahasına koruyacak. Tony'i çoktan kazandın. Kimbilir belki bende senden hoşlanmışımdır. Tâbi bu vücudunda değil. Bu kardeşimin vücudu ve küçük kardeşler bazen abilerini sinir eder."dedi.

Son cümlesi Steve'i güldürmeye yetti. Bucky anında bakışını göle çevirdi. "Ve büyük bir önemle söylemeliyim ki o vücudun en önemli silahını herkesten uzak tut."

"Anlamadım."

"Grant'ın gözlerine uzun süre bakıldığında kalpleri çalar ve bir daha geri alınamaz. Bildiğin aşık olursun işte. Ben abisiyim ve hep dikkatli davrandım. Lütfen beni yakma."

IN SEARCH OF BLUE EYES "SOUL CARRİER" (STONY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin