FİNAL

942 44 84
                                    


Hoseok gözlerine inanamıyordu. Taehyung uyanmış ve şu anda Jin ona su içirmeye çalışıyordu.
Hoseok'un yanına gelen Yoongi, Jimin ve Jungkook'ta kocaman gözlerle, Taehyung ile Jin'i izliyorlardı.

"Taehyung." Demişti Yoongi, hızla Taehyung'un yanına giderken.
"Doktoru çağırın." Demişti Hoseok, Jimin ve Jungkook'a. İkisi içlerinde ki sevinçle kafalarını sallayıp doktoru çağırmaya gittiler. Hoseok nasıl bir tepki vereceğini şaşırmıştı. İçindeki tarif edilemediği rahatlamayla, diğerlerinin yanına gidip konuşmuştu.

"Taehyung, kendini nasıl hissediyorsun? Bir yerin ağrıyor mu?" Taehyung olumsuz anlamında, başını iyi yana sallamıştı.
"İyiyim, sadece hafif ağrılarım var." Diye cevap vermişti Taehyung. Sesi o kadar güçsüz çıkmıştı ki, Jin'in kalbi ağrımıştı. Yoongi ve Hoseok, Taehyung'a sorularını sıralarken, içeri giren doktorla hepsi susmuşlardı.

Jin biran olsun Taehyung'un elini bırakmamıştı. Doktorun gelmesiyle daha da sıkı tutmuştu.
"Biraz geri çekilin lütfen." Demişti doktor. Jin, doktorun yüzüne bakmadı ve yerinden kıpırdamadı. Artık bir saniye bile olsa Taehyung'u burda yanlız bırakmak istemiyordu. Buradaki kimseye güvenmiyordu.

"Bu bir mucize. Yıllardır komada olan birisinin, tam ümidi kesmişken uyanması, gerçekten bir mucize. Biz hemen bir kaç tahlil yapacağız isterseniz. Sonuçlarda kötü bir şeyle karşılaşmasak, bugün bile taburcu olabilirsiniz." Demişti doktor.

Yoongi, doktora teşekkür etmişti. Doktordan daha fazla bilgi almak için, onunla birlikte çıkmıştı. Hoseok, arkadaşının yanına gidip kocaman sarıldı.
"Taehyung'un seni bırakmayacağını biliyordum. O seni çok seviyor. İkinizin sevgisi sayesinde, Taehyung şu anda hayata." Jin, duyduğu sözler karşısında gözleri tekrar dolmuştu. Hoseok'tan ayrılıp, Taehyung'a sarıldı. Canını acıtmamaya özen göstererek.

Hoseok onların yanlız kalmaları adına odadan çıkmıştı. Sadece Jin ve Taehyung kalmıştı. Odada ikisinin nefes sesi vardı. Jin, Taehyung dan fazla uzaklaşmadan geri çekildi. Taehyung, Jin'in dolmuş olan gözlerini sildi. Jin, Taehyung'un gözlerinin içine baktı, uzun zamandır bakamamıştı. Taehyung da aynı yoğunlukla baktı, Jin'in gözlerine.

Yüzleri birbirine yakınlaştıkça, ikisinin nefesleri titremişti. Aralarında bir kaç santim kala ikilinin gözleri kendiliğinden kapanmıştı. Özlemle, tutkuyla ve en önemlisi aşkla buluştu dudaklar. Öyle güzel öpüşüyor ve seviyorlardı ki birbirini, yılların acısını çıkarmak istiyorlar gibiydi.

Odanın kapısını tıklayınca, ikili istemeden de olsa birbirinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Taehyung, Jin'in kızaran yanaklarını biraz sevip, derin bir öpücük bıraktı yanaklarına. Jin parıldayan gözlerle, Taehyung'un gözlerini izlerken tekrar kapı sesi gelmişti.

"Gelin." Demişti Jin, biraz Taehyung dan uzaklaşarak. Ama hala bir eli Taehyung'un elini sıkıca tutuyordu.
"Jin, annen seninle konuşmak istiyor. Şu anda koridorda, içeriye gelecek yüzü yokmuş. İstemiyorsan, gitmesini istiyebilirim?" Demişti Hoseok, kapıda dururken.Jin, Taehyung'un gözlerindeki soru işaretleri gördüğünde, merakını gidermek için konuştu.

"Sevgilim, sen o kazadan sonra iki yıla yakın bir süredir komadasın. Bütün yaraların iyileşti, ama sen uyanmadın.
Annem de, doktorun onayıyla bugün senin yaşamına son verme kararı aldı. Ne kadar istesem de yetişemedim ve geldiğimde her şey bitmişti. Ben o sinirle ve korkuyla herkese bağırıp çağırdım. Seni kaybettim sandım ve bu çok kötü bir histi. Ama olacağı varmış, bu olanlardan sonra sana kavuştum. Bu bile çektiğim ve korktuğum her şeye değer. Çünkü seni getirdi bana." Diye bitirdi konuşmasını. Taehyung, Jin'in ağlamamak için kendini sıktığını gördü.

İntikam TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin