15.Bölüm - Karanlık

515 53 31
                                    

Nefesimi tutup olacakları bekledim. Bir an durduğunu sandım zamanın, sanki dünya dönmeye ara vermişti birkaç saniye.

Bir çift ayakkabıyla olan görüş açım bölündü birden. Siyah karton kutu dolap kapağının ardında aldı yerini. Üstündeki etiket dikkatimi çektiğinde odağım eğik yazıyı buldu. Kaşlarımı çatarak kutunun üzerinde ki ismi okudum. 'Lisa'

O anda kulağıma zorlukla gelen rafın yerini değiştirirken çıkardığı sesi dinledim. Kutu soğuk zeminden kaldırıldı birden. Ardından yavaşça uzaklaşan adım sesleri. Merak bedenimi sararken kapağı aralayarak dışarı baktım. Kızıl saçları tepeden topuz yapılmış, kırışmış beyaz önlüğüyle kutunun içindekilerle uğraşan tanıdık bir silüet gördüm. Beni Dark House da karşılayan kadın. Onun Dark House ile sorumlu kişi olduğunu düşünüyordum. Çünkü bu oda herkesin bileceği bir yer değildi. Yakalanma ihtimalinin verdiği korkuyla eski halimi aldım. Dolap hareket edebileceğim kadar büyük değildi, ama gidebileceğim kadar köşeye çekildim.

Dakikalar sonra ayak sesleri yakınlaştı. Siyah topuklu ayakkabılar bu sefer de rafların arasında kayboldu. Kapı sesini tekrar duyduğumda nefes alış verişlerimin düzene girmesini bekledim. Kimsenin olmadığına kanaat getirerek kütüphaneden çıktım.

Lavoboların yanına geldiğimde soğuk suyla yüzümü yıkadım. Hava soğuk olmamasına rağmen terletmişti fazla heyecan. Tokamı bileğime geçirerek saçlarımı serbest bıraktım. Saçlarımı elimle düzelttikten sonra aralık olan kapıdan çıktım.

Bileğimde ki tokayla oynarken birkez daha girdi aynı ayakkabılar görüş açıma. Kalbim aynı heyecanla atarken bakışlarımı kısılmış gözlerine çıkardım.

"Ne işin var bu saatte?" İçimde ki gerginliği dışa vurmadan rahat tavırlarımı takındım. "Lavabo ya gitmiştim" dedim elimle arkamı göstererek. Kaşları eski haline döndüğünde aynı ses tonuyla devam etti. "Odana." En yapmacık gülümsememi ona gösterdikten sonra yanından geçtim ve ifadem değişti anında. Saçlarımı geriye atarak odama ilerledim.

Karmaşadan her zaman nefret etmiştim. Şimdi ise hapsolmuştum karmaşık bir karanlığa. Siyah her zaman benim en sevdiğim renkti. Ve şimdi siyah rengim değil, benliğimdi.

Gözlerimi açtığımda yine aynı tavanla karşılaştım. Aynı tavan, aynı duvarlar. Artık yabancı değildi hiç biri.

Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve yan tarafıma baktım. Alışılmadık bir şekilde Olivia dan önce uyanmıştım. Gözlerim gün ışığına alıştığında kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Hemen ardından adımlarım Olivia ya yöneldi.

"Olivia." hiçbir tepki alamadığımda daha yüksek sesle tekrarladım. "Olivia, uyan hadi." bir kaç kere sarsılmadan sonra aniden açtı gözlerini. Hızla kalkıp inen göğsü ve irileşen gözleri kabus gördüğünü gösteriyordu.

"İyi misin?" dedim vericeği cevabı bilerek. "İyiyim, kötü bir rüya sadece." yüzüne bakmayı sürdürdüm. "Ne gördün?" gözlerini kısa bir süre kapattı. Çatılan kaşlarıyla bir şeyler hatırlamaya çalıştığı belliydi. "Her şeyin bir anda karardığını hatırlıyorum sadece."

Derin bir nefes aldım dediklerinin üzerine. Kötü bir his kalbimden başlayarak tüm bedenime yayılıyordu. "Bügün kötü bir şeyler olacakmış gibi hissediyorum." dedim başımı ellerimin arasına koyarken. Odada ki sessizliğin daha fazla sinirimi bozmasına izin vermeyerek kötü enerjiyi kapı dışarı ettim. "Hadi kalk seni uykucu." dedim alayla. Ağzı aralanırken kaşlarını kaldırdı. "Bir gün senden sonra kalktım diye uykucu mu oluyorum." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Arkasında ki yastığa yöneldiğinde yataktan fırlayarak kapıya koştum. Kapıyı kapattıkdan hemen sonra yastığın kapıyla buluştuğunu kanıtlayan ses duyuldu. Bunun üzerine kıkırdadım. Kulpu çevirip kafamı aralıktan uzattım. "Hadi ama, ünvanımı sana devrediyorum biraz daha kibar olmalısın." dedim dudağımı büzerek. Bu sefer eline aldığı şeyle kaşlarım havaya kalktı. Ve hızla kapıyı kapattım. Kafamda cam kırıkları olmadığına şükrederek yönümü yemekhaneye çevirdim.

Dark HouseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin