Multi: (temsili) Olivia ve Ashley
Koskoca bir karanlığa doğru çekildiğinizi hissettiniz mi hiç? Dipte olduğunuzu düşündüğünüz oldu mu? 'Ne pahasına olursa olsun!' dediniz mi kendinize? Düşüncelerinizin birbiriyle savaştığı anları, kaçınılmazlığı hissediyor musunuz?
Boş bakışlarım kitapları süzerken beynimi işgal eden sorularla uğraşıyordum. Saniyeler yavaş adımlarla ilerliyordu. Sessizlik, tamamen ters düşüyordu düşüncelerime.
Kafamı geriye doğru yaslayarak tavanı izlemeye başladım. Tüm işlerimi bitirmiş, Olivia yı bekliyordum. Sonuca ulaşması gereken bilinmezlikler vardı.
Kütüphanenin kapısı açılırken ayağı kalktım. Olivia yorgun gözlerle geliyordu. "Nerede kaldın?" dedim bıkkın ses tonumla. O ise yavaş adımlarla yaklaşarak az önce kalktığım sandalyeye yığıldı. "Bugün işim çoktu." diye açıkladı. Her an uyuyabilecekmiş gibi duruyordu.
"Kalk bakalım." ayağımla hafif bir ritim tutarken kalkmasını bekliyordum. "Ben nöbet tutarım." Ardından başını masanın üstüne koyarak gözlerini yumdu. Ayağımı son kez vurduktan sonra rititm tutmaya ara verdim ve Olivia yı kolundan çekiştirerek kaldırdım. Rafın yanında ki düğmeye bastığımda gizli oda karşıladı bizi. "Labalatuar ile ilgili bir şeyler bulmalıyız, hadi." diyerek bir dolaba yönlendirdim Olivia yı. O da pes ederek kağıtları karıştırmaya başladı.
Bir çok dosyaya bakmama rağmen elimde hiç bir şey yoktu. Çünkü, çoğu anlamadığım bir dil ile yazılmıştı. Daha önce hiç görmediğim bir lisan..
Umutsuzca, Olivia ya yöneldim. Elinde ki iki kağıdı karşılaştırıyordu. Biri, yine anlayamadığım yazının bulunduğu bir kağıt parçasıydı. Diğeri ise bir kopyasını çıkardığım Dark House un planı. "İkisinde ki yazılar aynı dil olmalı." dedi Olivia kağıtları bana yaklaştırarak, haklıydı.
Daha sonra yere çökerek planı da hemen önüne koydu. Bende ona katılarak yanına geçtim. "Yazıları anlamasak bile labalatuarın nerede olduğunu bulabiliriz." diyerek fikrini belirtti Olivia. Bir yandan da parmağını yıpranmış kağıdın üzerinde gezdirerek bir şeyler arıyordu. "Doğru."
En son parmağı bir yerde duraksadı. "Ashley!" dedi heyecanla. Verdiği tepki üzerine merak içinde parmağıyla işaretlediği yere baktım. Ardından, bulduğumuz ipucu ile benim de yüzümde aynı ifade belirdi.
Bildiğimizin aksine, bu plan da fazladan bir kat daha vardı "Peki oraya nasıl gideceğiz?" diyerek aklımda ki soruyu seslendirdi Olivia. "Merdivenlerin sonunda ki kat burası değilse, oraya inen gizli bir geçiş olmalı." Bu büyük bir sorundu bu. Karmaşık planda bu kısım bahsedilmiyordu, hatta o kat ın hiç bir ayrıntısı da çizilmemişti. İşte bu bende daha çok merak uyandırıyordu.
Saçlarımı karıştırıp biraz düşündüm "Bilmiyorum, ama şimdi buradan çıkmalıyız." dedim ve ayaklandım. Daha sonra, pantalonumu sirkeleyerek gizli odanın çıkışına ilerledim.
Kütüphaneden, gün geçtikçe çoğalan karanlığımızla ayrıldık. Kafamda ki bilinmezlikten kurtulmaya çalışırken, daha çok soruyla boğuluyordum şimdi. Üstelik bu sefer hiç bir planım da yoktu.
"Ben biraz uyuyacağım." diye mırıldandı Olivia oldukça yorgun çıkan sesiyle. "Öğle yemeği?" Kolunun birini omzuma atarak ilerlemeye devam etti. "Şuan yorgunluğum, açlığımdan daha ağır basıyor." Bu haline gülerek devam ettim.
"Öyle olsun bakalım." Yarı kapalı gözleriyle tekrar mırıldandı. "Odaya bıraksana beni." Gözlerimi kısarak olumsuz cevabımı hazırladım. Fakat onu yalnız bırakırsam koridorun bir kenarında uyuklamasından şüpheleniyordum. "Bu seferlik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark House
AdventureDark House, olasıdışı yaşanmışlıkların olduğu karanlık bir labirentti. Ve onlar için her gün belki de ölüme, her saniye karanlığa bir adımdı. Ashley karmaşık oyunun piyonlarından biriydi. Ve en büyük bilinmezliklerin başrolü.. Karanlığaydı isyanı...