Kelsey'nin gözünden:
''Justin,'' ağzımı şaşkınlıkla açtım. Geçen her saniye ile kalbim daha hızlı atıyordu. Ben 4 yıllık sevgilime bakarken adrenalin damarlarımda pompalanıyordu. Elim titreyerek , tüm duyguların karışımını midem de hissettim.
Dudaklarını ısırarak , bekler gibi bana baktı , umut ve tedirginlik gözleri'nin içinde parlıyordu.
''B-Buna emin misin?'' fısıldadım,''Yani...tüm bu olanların arasında sence bu yapılacak doğru şey mi? Ben sadece---'' kafamı sallayarak , titrek bir nefes verdim,''Aman tanrım..''
Gülümseyerek , Justin bir dizi'nin üstünde durmaya devam etti. Gözyaşlarıyla dolu gözlerimin önünde kutu hala açık duruyordu,''Şuan dan itibaren ve sonsuza dek hayatımı seninle geçirmek istiyorum. Sen benim için teksin Kelsey Jones.''
''Evlenmek mi istiyorsun?'' yavaşça sordum. Söylediği tüm kelimelerden bir anlam çıkartmaya çalışıyordum. Çizilmiş bir Cd gibi tekrar ve tekrar baştan sarıyordum ama duyduklarıma inanamıyordum. ''Benimle?'' yutkundum,''Emin misin?'' duraksadım,''Yani... Ben baş belası olabilirim.''
Omuzlarını silkerek , sırıttı, ''Evet , ama benim baş belamsın.''
Gülerek , kafamı salladım,''Ama seni her zaman gıcık ediyorum. Gürültülüyüm ve sürekli senin iyi olup olmadığını kontrol ediyorum , her zaman kavga ediyoruz... bunu gerçekten yapmak istiyor musun... tüm hayatın boyunca?''
Tümden ayağa kalkarak , Justin ellerimi elleri'nin arasına aldı , kutu'nun düşmemesi için dikkatlice tuttu,''Beni çıldırtıyorsun , senin yüzünden çığlık atmak istiyorum , beni gıcık etmemenin bokunu çıkartıyorsun , evet sürekli işlerime karışıyorsun , çok fazla endişeleniyorsun ve dik kafalısın ama sen Benimsin. Ben sana , sen olduğun için aşık oldum. O yüzden evet , tüm hayatım boyunca bunlarla uğraşmak isterim çünkü seni seviyorum ve aşk bazen sana çılgınca şeyler yaptırabiliyor.''
Kafamı sallayarak , dudağımı ısırdım. Tüm söyledikleri'nin hafızama kazınmasını sağladım. Dudaklarımı yalayarak , sıcak gözyaşlarımın aktığını hissettim, ''Bunun sürekli evde kalmam için yarattığın çılgın bir fikir olmadığına emin misin..,'' zorlukla yutkundum,''Eğer öyleyse... hiç komik değil.''
Hiç birşey demeden kafasını salladı , gözleri anında parlamıştı,''Seninle evlenmek istiyorum çünkü seni Hayatımın içinde istiyorum Kelsey.'' yavaşça mırıldandı ve tüm vücuduma bir titreşim göndermeyi sağladı.''Luke tarafından kaçırıldığında , o zaman benim için ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar çok şeyi değiştirdiğini anladım. Bana sorular sordun , daha önceden düşünmediğim şeyleri düşünmeme neden oldun. Bana güvendin. Kendini bana açtın ve bende kendimi sana güvenirken buldum. Her zaman seni görmek için can atmaya başladım , gün içinde seni düşünmeye ve aslında ... seninle evde olmak istemeye başladım.''
''Bende tüm bunları hissediyordum.'' fısıldadım , kafamı sallayarak dudaklarımı ağzımın içine aldım , gözyaşlarımın yanağımdan süzüldüğünü hissedebiliyordum,''Hayatım boyunca bir çok şey yaşadım ama tek şey ... deneyimim olmayan tek şey aşık olmak ve karşılığını almaktı. Şimdi nasıl bir şey olduğunu biliyorum ve şuan hissedebiliyorum ama korkuyorum.... Sonsuza kadar sana yeticek kadar iyi olamamaktan. Benden sıkılacağından ve başkasını isteyeceğinden korkuyorum. Bunun üstesinden gelebileceğimi sanmıyorum.''
''Böyle konuşma,'' Justin kafasını salladı,''Bu dünyada senin yerine geçebilicek kimse yok. Ben başkasını istemiyorum , eğer isteseydim , şuan burda olmazdım. Ben Seni istiyorum ve sadece seni.. seni gördüğüm ilk günden beri.''
''Tüm hayatım boyunca bana doğru ve yanlışları söylediler , çocukmuşum gibi davrandılar. Normal olma deneyimini yaşamak için hiç şansım olmadı. Ama sen... sen bunların hepsini değiştirdin. Hayatın değer kısmını gösterdin. Bana birini sevmenin nasıl olduğunu gösterdin. Hayatım yıkılıyor zannederken bana tutunmam için birşeyler verdin.'' Gözyaşlarım arasında gülümsedim,''Tüm şeyler için beni şımartsan bile , doğrusunu söylemek gerekirse , seninde benim üzerimde çok etkin oldu.'' bir elimi çekerek , avucumun içini yanağına yerleştirdim ve baş parmağımla sıcak derisini okşadım,''Seni çok seviyorum. Hayal edebileceğim den daha çok .. o yüzden evet,'' rahat bir şekilde kafamı salladım.
''Evet mi?'' Justin sanki yanlış duymuş gibi sordu , doğru duyduğuna emin olmak istiyordu.
''Evet,'' gülümsedim,''Cevabım evet Justin. Seninle evlenmek istiyorum;Geri kalan hayatımı seninle geçirmek istiyorum.''
Sözlerimi anladığında Justin'in gözleri büyümüştü.''Evet?'' Tekrar sordu ve kocaman bir şekilde güldü,''Evet mi dedin sen?''
Gülerek , kafamı salladım. Ben daha anlamadan kendimi Justin'in kollarında ve havada dönüyorken bulmuştum. Beni sıkıca saran Justin'in omuzlarına tutunup bende onun gibi kocaman gülerek ona doğru baktım. Mutluluk ikimizinde vücudun dan etrafa yayılıyordu.
Sonunda beni ayaklarımın üstüne tekrar koyarak , Justin geriye bir adım attı ve kibarca kutu dan yüzüğü aldı. Gözlerimin içine bakarken , elimi kaldırmam ile kolayca yüzüğü parmağıma geçirdi,''Bu harika,'' gülümsedim,diğer elimle gözyaşlarımı sildim.
''Aynı senin gibi,'' Başka bir kelime söylemeden nefesini verdi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Saniyeler geçmeden ikimizden de gelen elektrik , titrememe neden olmuştu.
Kollarımı boynuna sararak , parmaklarımın ucuna bastım ve öpücüğü derinleştirdim. İçimizde ki tüm sevgi dudaklarımızdan geçiş yaparken , ona hiç olmadığı kadar sıkıca tutunuyordum.
Ellerini kalçalarımda dinlendirirken , Justin dudaklarını çekmeden önce bir iki kez kalçalarımı sıktı. Alnı'nı alnıma dayadı,''Seni Seviyorum,'' fısıldadı,''Mrs. Kelsey Anne Bieber.''
''Bende Seni Seviyorum ,'' gelecekte ki soyadım'ı onun ağzından duymak karnımın kasılmasına ve kalbimin sıkışmasına neden olmuştu. Parlak bir şekilde güldüm ve ekledim,''Mr. Bieber.''
Sırıtarak , bir kez daha öptü ve aniden beni kucağına alması ile şaşkınlıkla ağzımı açtım.
''Nereye gidiyorsun?'' güldüm , O yürüdükçe ayaklarım havada sallanıyordu. Önce oturma odası ardından mutfağa girerek , bahçe avlusu'nun kapısını açtı ve soğuk hava'nın içine adımını attı.
Soğuk havayla aniden üşüyerek , Justin'in sıcaklığına sarıldım. Ceketi'nin yanlarına tutunarak , parke yerden , çimenlik yer'e geçmesini izledim. Ardından daha önce geldiğimiz düz alan'a doğru ilerlemeye başlamıştı.
''Justin , ne yapıyorsun?'' Onun benim düşmeme izin vermeyeceğini bilsem bile düşme korkusundan dolayı biraz daha sıkı tutundum ve boynuna doğru mırıldandım.
''Görüceksin,''
