Kelsey’nin gözünden:
‘’Gitmemi istemiyor musun?’’
Öbür elini yüzünden bir aşağı bir yukarıya doğru sıkıntıyla sürterek cevap verdi.‘’Ben ne sikim istediğimi bilmiyorum.’’
‘’O zaman gitmeme izin ver.’’ Diye önerdim ama aynı anda Justin’in yanan sıcak gözlerini fark edince ağzımı kapattım.
‘’Hayır.’’ diyerek tersledi. Sert sesi tüm vücuduma titreme hissi göndermişti. Justin gökyüzüne bakarken rahatlatıcı bir nefes alıp soğuk havanın içine girmesine izin verdi ve sakinleşmeye çalıştı. Beni tutmayı bırakıp kollarını iki yanına düşürdü. Ben onu izlerken o ellerini pantalonunun cebine sokup sıkıca gözlerini kapattı.
Dudağımı ısırarak , onun sözüne karşı gelip gitmeli mi yoksa onu dinleyip burda kalmalı mıyım diye düşündüm.
İkinci seçeneği yapmak daha mantıklı geldi.
Dönüp Justin’in yanında omuz omuza durarak , Saniyeler geçerken nefesimi tuttum. Etrafımızda ki hava kalınlaşırken sanki boğuluyormuşum gibi hissetim.
‘’Neyi anlamıyorum biliyor musun?’’ Justin mırıldandı. Gözleri karanlıkta dolaşırken sesinin tonunu sinirlenmemeye özen gösterek ayarlıyordu. Bana cevap verme şansı bile bırakmadan kendisi devam etti. ‘’Sana sinirlenmememi istiyorsun ama her seferinde beni sinirlendirecek şeyler yapıyorsun.’’
‘’Justin—‘’
‘’Sana konuşmanı söyledim mi?’’ diye bağırdı. Sesinin tonu atmosferimi keserken ona şaşkın gözlerle bakmaya başladım.
Dudaklarımı sıkıca kapatarak zorlukla yutkundum. Gözlerimi kırpıştırırken kendimi bu duruma alıştırmaya çalışıyordum. ‘’Neden böyle davranıyorsun?’’ diyerek fısıldadım. Düşüncelerimi sesli söylüyordum ve nerdeyse bundan pişman olucaktım. Dilimi ısırıp kendimi başka birşey söylememeye engelleyerek Justin’e baktım.
‘’Bu basit bir soru , Kelsey.’’ Diyerek devam etti. ‘’Sana konuşmanı söyledim mi? , Evet yada hayır?’’
‘’Hayır.’’ Omuzlarım düşerken mırıldandım. Kafamı eğerken saçlarım yüzümü kapatıyordu. Derin bir nefes aldım.
‘’O zaman lanet çeneni kapat.’’
Bir parça saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken hafifçe kafamı salladım ve onun gözlerine bakmayı red ederek önüme bakmaya başladım.
‘’Bana beni önemsediğini söylüyorsun , beni sevdiğini , ama arkamı döndüğüm saniye de sana her zaman sorduğum şeyin tersini yapıyorsun?’’ Kafasını sallayarak dudaklarını yaladı. ‘’Benim işlerimi burnunu sokmak senin yapamayacağın tek şey. Senden başka birşey istemiyorum.’’ Veranda’nın tahta kenarına tutunarak , derin bir nefes aldı Justin. ‘’Bu tehlikeli Kelsey… Bu zamana kadar hala anlayamadın mı? Bana yardım etmeye çalıştığın için senin hayatını tehlikeye atmayı risk’e alamam.’’