JUSTIN’İN GÖZÜNDEN;
Arabayı çalıştırdıktan sonra, kabinin içine açılan sinekliği geçerek içeri girdim. Bruce’la telefonu kapatır kapatmaz kötü bir şey olduğunu anladım ve geceyi Kelsey ile geçirip yarın gelmem için Bruce’u defalarca ikna etmeye çalıştım ama o kabul etmedi, çünkü ona göre “Bunu mutlaka görmek isteyecektim” artık o her neyse.
“Kels—“ ona baktım, nasıl üzgün gözüktüğünü görünce kendimi kısa kestim. Başı hala eğikti, önce tişörtünü tuttu ve yüzündeki hayal kırıklığıyla onları çantasına koymadan önce katladı.
Dudağımı yaladım, ona doğru yürüdüm ve kollarımı beline sardım. “Kızma.” Rahatlatıcı bir şekilde mırıldandım.
“Kızmadım.” Kabaca cevap verdi, çantasının içine eşyalarını fırlatmaya devam ederken gözlerimden kaçındı, varlığımı görmezden geldi.
Elimi saçıma götürdüm, şiddetle kafamın arkasını kaşıdım. Sessiz olduğu zaman çok sinir bozucuydu ve bu beni delirtiyordu. Bana kızgın olduğunu bilmekten nefret ediyordum ve ne olduğunu sorduğumda beni reddetmişti.
Ellerinin üstüne ellerimi koydum, derin bir iç çektim.“Öylesin.” Zorladım, ben gözlerinin içine bakarken tamamen bana baktı. “Bana ne olduğunu söyle.” Diye fısıldadım, öfkemi kaybetmeden bu konuda yeterince sakin kalmaya çalışıyordum.
Benden birşeyler saklamasından nefre ediyordum ve o da bunu biliyordu.
Bir şey söylemek için ağzını açtı, dudaklarını tekrar birbirine bastırdığında kaşlarımı çattım, düşüncelerinin konuşmasını engelledi.
Bir cevap beklerken ellerini rahatlatıcı bir şekilde sıktım, ayaklarıyla arandı, gözlerini benden ve başka herşeyden kaçırmaya çalışıyordu.
“Bu sadece…” Kelsey iç çekti, kafasını salladı. “Eve neden geri dönmek zorunda olduğumuzu anlamıyorum. Sen bana bu haftasonunu eğlenerek geçireceğimizi söyledin, sadece biz. Bana ayrılmayacağımızı ve gecemizi hiçbir şeyin mahvetmeyeceğini söyledin.” Cümlesindeki anahtar terimleri kullandı, benim kırgın olduğum kadar kırgın olduğu için beni sinirlendirmeye çalıştı.
“Güven bana bebeğim, bütün bu haftasonunu planlamıştım. Bu gece eve geri dönmeye hiç niyetim yoktu ama bir şey oldu ve Bruce’un bana ihtiyacı var.” İleriye eğildim, başının üstüne yumuşak bir öpücük yerleştirdim, endişesini unutmasını umut ettim. “Hadi,” kafamı arkaya çevirdim. “Çıkalım.”
Ellerini elimden çekti, Kelsey uzattığım elimi bir kez daha tutmadan önce herşeyini içine yerleştirdikten sonra çantasının fermuarını kapattı ve odanın dışına kadar beni takip etti.
Kapının girişinde durdu, Kelsey içten bir bakışla bir kez daha içeri baktı, kahverengi gözlerinde üzüntü parlıyordu. Başını eğdi, ön verandaya doğru yürüdü, benimle birlikte merdivenlerden inmeden önce kapıyı kilitlememi bekledi.
Yolcu kapısını açtım, Kelsey içine kaydı, bagaja çantalarımızı yerleştirirken benim sürücü koltuğuna oturmamı bekledi. Motoru çalıştırdım, arabayı geri geri sürerken arkama bakmak için Kelsey’nin koltuk başlığına elimi koydum.