Justin’in gözünden:
Kızgın olduğumu söylemek çok az olurdu. Şuan öyle bir öfke ile yanıyordum ki , arabayı geri çevirip o oruspu çocuğunun yanına gidebilir ve gögsünden onu vurabilirdim.
Ama kendimi sonradan pişman olacağım birşeyi yapmaktan alı koyup sakinleşmeye çalıştım. Ayrıca ordan ayrılmadan önce onunla yaptığım konuşmadan dolayı o piçin bir daha benim kızımın yanına yaklaşacağında iki kez düşüneceğine inanmıştım.
Kapının kapanma sesini duyduğumda biliyordum ki artık istediğim her boku söyleyebilirdim , ‘’Eğer seni bir daha onun yanında görürsem—‘’
‘’Cidden adamım , Hiç birşey yapmıyordum.’’ Tanner ellerini önünde korunma amacı ile kaldırdı , ‘’Sadece herşeyi yoluna koymaya çalışıyordum , bu kadar.’’
Gözlerimi kıstım , ‘’İstediğin kadar kendini haklı göstermeye çalışabilirsin. Ona ellerini sür , hayatta kalma çizgini aştın demektir.’’
Tanner gözlerini kırpıştırdı ve ağzını şaşkın bir şekilde açtı.
‘’Onun hakkında bilmemen gereken şeyleri biliyor olman , sadece benim sana olan nefretimi büyütüyor. Eğer akıllı olsaydın , şu ağzını kapatır ve ben seni zorlamadan önce geriye çekilirdin.’’ İğrenmişlik ifadesi yüzümü kaplarken , onunla dip dibe duruyordum. ‘’Hatta daha iyisi , neden Colorada’ya geri gitmiyorsun? Stratford’da sana ihtiyaç yok.’’
‘’Sen nasıl oluyorda benim Colorado’lu olduğumu biliyorsun?’’ Tanner kaşlarını kaldırdı. Dudakları kapalı.
Şeytani bir gülümseme dudaklarımda belirmişti. ‘’Ben burdaki herkes hakkında herşeyi biliyorum. Eğer daha fark etmediysen , burası benim şehrim. Eğer southside’ın çaprazında ki köprü’nün altında kafayı bulsan , bilirdim. Eğer sen ve Bobby , geçen hafta Leanna ile takıldıysan bunuda bilirdim çünkü herşey her zaman bana geliyor , anladın mı?’’ Daha çok yakınına adım atıp , gözlerimi ona kilitledim. ‘’Eğer Kelsey’nin yakınına bir kez daha gidecek kadar topların olsaydı , bunuda bilirdim ve çok kısa bir süre içinde o kıçını yakalardım.’’
Çenesini sıkıca sıktı ve yumruklarını yan taraflarında tuttu , ‘’Beni tanımıyorsun bile.’’ Sinirle hırladı.
‘’Ama sen beni biliyorsun ve neler yapabileceğimi de. Eğer bir saniyeliğine de olsa benim seni öldürmeyeceğimi düşünüyorsan , yanılıyorsun çocuk.’’
‘’Herneyse,’’ vurgulayarak öbür tarafa doğru baktı ve ellerini cebine soktu.
‘’İyi , şimdi bu sorunu çözdüğümüze gore… ‘’ arkamı döndüm ama aniden tekrar dönüp , Tanner’I omuzlarından tuttum ve kasığına tekmemi geçirdim.
Acı içinde kıvranarak , kasıklarını tuttu vey ere yığıldı. Bana içinde olan tüm nefreti ile bakarak nefesinin altından küfürler yağdırdı.
Onun seviyesine doğru eğilerek , gözlerine baktım ve elimi omzuna koydum. Sırıtarak , boğazımdan gelen kıkırdamayı engelledim.’’Bunu senin ilk uyarın olarak algıla , Evans. Eğer senin onun bir metre uzağında bile görürsem…’’ sözümü kestim ve kafamı salladım, ‘’Bu cümleyi sanırım bitirmemeliyim çünkü eminim ki sen ne olacağını hayal edebiliyorsundur.’’ Diyerek omzuna vurdum ve ayağa kalkıp arabama doğru ilerledim.