10. Bölüm

4.3K 300 60
                                    


10. Bölüm

Neyimsin Sen Benim?

25.01.2021 22:14  *-*

*** **** *** **** ***

İki Gün Önce...

Cüneyt, arkadaşı Komiser Can'ın onu aramasıyla apar topar ofisinden ayrılmış, Emniyete doğru yola çıkmıştı.

Merve'ye saldıran adamı yakaladık dediğinde Adliye'ye gitmek üzere asansöre doğru ilerliyordu. Kısa bir an ne yapabilirim diye düşündükten sonra, yanında çalışan ve dava hakkında az da olsa bilgisi olan İlker'i yanına gitti ve elindeki dosyayı ona vererek adliyede ki duruşmaya katılmasını istedi. Başlangıç aşamasındaki dava ile ilgili delil ve tanıkların beyanı yapılacağı için orada olmasa da problem yaşanmayacağına emindi. İlker'in şaşkın ve ne diyeceğini bilmez bakışları altında, masasına bıraktığı dosya ile ilgili önemli bir kaç detaya dikkat etmesi gerektiğini söyledikten sonra, eğer soracağı şeyler olursa telefonda yanıt verebileceğini de belirterek onun itirazlarına kulak asmadan ofisten çıktı.

Yol boyu telefonda İlker'in dava hakkında sorularına yanıt verirken, bir yandan yakalanan suçluyu uzun süre içerde tutabilmek için neler yapabileceğini hesaplıyordu. Suç üstü olmadığı için işi biraz zordu ancak sabıkalı biriyse ve başka davalardan da aranıyorsa işi biraz kolaylaşırdı belki.

Antalya trafiğini aşıp Emniyet Müdürlüğüne vardığında telefon konuşmasını sonlandırdı ve hızla içeri girdi.

Can odasında onu bekliyordu. O, odaya girer girmez ayağa kalktı ve masasının etrafında dolanıp yanına kadar gelerek onunla tokalaştı.

''Hoş geldin Cüneyt. Gel şöyle oturalım. Ne içersin? Çay, kahve?''

''Bir çayını içerim, Sağol. ''

''Epey çabuk geldin. Buralarda mıydın yoksa?

''Yo, ofisteydim. Yol açıktı biraz, o yüzden çabuk geldim sanırım. Eee.. Konuştu mu adam? itiraf etti mi suçunu?''

''Henüz ifadesini almaya başlamadık. Savcı'dan haber bekliyorum. İfade alımına katılmak istediğini söyledi. Hem zanlı içerde biraz vakit geçirirse dili çabuk çözülür. Gerçi elimizde kamera görüntüleri ve GPS sinyalinin kayıtları var. İtiraf etmeme gibi bir şansı yok. Egemen Bey bu adamı daha önceden tanıyormuş zaten. Eski bir sabıkalıymış. Epey kalın bir dosyası var zanlının.''

''Egemen Bey mi? Davanın Savcısı Mehmet Bey değil miydi?''

''O rapor almış. Bir süre çalışmayacakmış. Eşinin ciddi bir rahatsızlığı varmış sanırım. Onun dosyalarından bazıları Egemen Bey devraldı. Adi suçlarda oldukça iyi bir savcı. Hiç merak etme, gereken detayları aktardım kendisine.''

Cüneyt'in bu değişiklik yüzünden biraz keyfi kaçmıştı. Mehmet Bey ile daha önceden tanışıyorlardı ve dava ile ilgili görüşüp saldırıya uğrayan kadının yakını olduğunu özellikle belirtmişti. Mehmet bey sadece hafif bir baş işareti ile durumu anladığını göstermiş ve aralarında başka bir diyalog kurmaya gerek kalmamıştı. Şimdi ise yeni savcının Egemen olması davanın gidişatı konusunda şüpheye düşmesine neden olmuştu. Merve'ye saldıran o şerefsizin hak ettiği cezayı almadan kısa bir sürede salıverilecek olması ihtimali bile sırtında soğuk bir ürpertiye yol açmıştı.

Cüneyt elindeki sıcak çay bardağını avucunun içinde döndürürken arkadaşının sesi ile daldığı düşüncelerden sıyrıldı. Can aklındakileri okurmuşçasına,

''Endişe etme. Egemen Bey bizden önce İstanbul'da çalışmış. Oradakilere kök söktürdüğü söylentisi geldi kulağıma. Eğer birinin suçlu olduğuna inanırsa, onun hak ettiği cezayı alması için elinden ne geliyorsa yaparmış. Buraya yeni geldi belki ama yeni bir savcı değil sonuçta. Ben de daha önce hiç aynı dosyada çalışmamıştım. Bu birlikte yürüttüğümüz ilk dosya ama bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. O yüzden sen de rahatla biraz. İstersen ifade almaya girmeden seni tanıştırayım. Belki senin de katılmana izin verir. Ne dersin?''

Sarı ŞövalyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin