34. Bölüm

2K 176 2
                                    

İKİ HAFTA SONRASI...

Merve o gün uyandığında her zaman yaptığı gibi önce ılık bir duş aldı. Ardından mutfağa inerek kendisine bir kahve hazırladıktan sonra köşkün arka bahçesine çıkarak o bayıldığı manzarayı seyrederken kahvesini yudumladı. Çıplak ayakları ile bastığı çimenlerin serinliği bedenini hafifçe üşütürken, içtiği sıcak kahveyle kendini daha canlı hissediyordu.

Karşısındaki manzara, içinde yaşadığı muhteşem ev ve en önemlisi sevgilim derken bile içini titreten adamdı onu bir rüyanın içinde hissettirenler. Mutluluk içinde coşkuyla dolup taşıyor ve çoğu zaman kendini durduk yere gülümserken buluyordu.

Cüneyt ona sevdiğini ve birlikte yaşamaktan mutlu olduğunu söyledikten sonra kendine ev tutma işini bir kenara bırakmış ve onunla aynı evi paylaşmanın keyfini çıkarmaya başlamıştı.

Onun kollarında uyuyup uyanmaya şimdiden çok alışmış ve bu yüzden dün gece tek başına uyumakta biraz zorlanmıştı. Gece tek başına olmak çok garip gelmişti. Tüm hayatı boyunca yalnız yaşamış biriyken onun yokluğu kendini bomboş hissettirmiş ve bu hisse alışkın olmayan kalbi hüzünle dolmuştu. Yanında olmasa bile en azından sesini duymak istediği için aradığındaysa umduğundan daha kısa süren bir konuşmanın ardından Cüneyt çok yorgun olduğunu söyleyerek iyi geceler dilemişti. Çok uzun bir süre yatağın içinde uyuma mücadelesi vererek sağa sola dönüp durmuş, en sonunda günün yorgunluğu baskın geldiğinde uykuya dalmıştı.

Sıradan başlayan günü yine sıradan bir şekilde devam ediyordu. Eşsiz manzaraya karşı kahvesini bitirdikten sonra hemen işyerine doğru yola çıktı. İş için İstanbul'da olan Cüneyt'in yokluğunu kendini işe vererek ve Simge'nin İstanbul'a taşınıp taşınmama konusundaki kararsızlıklarını dinleyip, onun doğru kararı almasına yardımcı olmaya çalışarak geçiriyordu.

Yamanın onu ikna etmek için ciddi çaba sarf ettiği gayet ortadaydı. Şu an hapiste olan Selim'in bir sonraki mahkemede serbest kalması ihtimali varken Yaman onu ikna etmek için tüm kozlarını oynuyordu. En başta Merve'nin İstanbul'a onlarla birlikte gelmesi için epey dil dökmüş ancak onun Cüneyt'le olan ilişkisi yüzünden oradan taşınma fikrine hiç sıcak bakmadığını anladığında geri çekilmişti. Şimdi çoğunlukla Kıvanç üzerinden Simgeyi ikna etmeye çalışıyor, bazen teyzesi Münevver hanımı devreye sokarken, bazen de kız kardeşlerinden Simge'nin ikna olması konusunda destek alıyordu.

Merve, onun kendisi bırakıp gitmek istemediği için Yaman'ın teklifini geri çevirdiğine emindi. Birlikte taşınma konusunu birkaç sefer dile getirmiş ancak Merve'nin yeni başladığı ilişkisinde araya girmek istemediği için kendini geride tuttuğunu itiraf etmişti. Simge aslında taşınmak ve Selimi geride bırakmak istiyor ancak en yakın dostuyla arasında kilometrelerce mesafe olacak olmasını kabullenemiyordu.

O sabah günlük rutin işlerini hallettikten sonra kahve için bahçede bir araya geldiklerinde, Simge'nin ona olan bakışlarından yine aynı konuyu açacağını anlayan Merve,

''Söyle hadi. Daha fazla dayanamayacağını ikimizde biliyoruz nasılsa.'' dedi arkadaşına.

''Off. Offff.... Ne yapacağımı hiç bilmiyorum Merve. Yine aklımı karıştırdı benim bu şeytan sevgilim.''

''Pes edip vazgeçmesini beklemiyordun zaten, öyle değil mi?''

''Öyle de en azından beni de anlar diye umuyordum.''

''Seni anlamaya çalıştığına eminim ama o da ailesi için güvenli bir hayat kurmaya çalışıyor. Sen de onu anlamalısın.''

''Ben onu anlıyorum. İtiraz da etmiyorum zaten ama seni ve burada kurduğum tüm hayatımı bırakıp gitmek istemiyorum ben Merve. Çok mutsuz olacağımı hissediyorum orada. Özellikle sen yanımda yokken ne yapacağım, nasıl yaşayacağım ben. Üstelik aileme, özellikle babamın yakınlarında olma fikri inanılmaz rahatsız edici. Orada yaşamaya başladığım an karşılaşma ihtimalimiz öyle çok ki. Sonuçta aynı iş ortamının içindeler. Hem ayrıca benim Yaman'la evlendiğim öğrenince yıllardır adını bile anmadığı kızının kıymete bineceğine adım kadar eminim. Bu ihtimal bile İstanbul'a taşınmamam için yeterli bir sebep.''

Sarı ŞövalyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin