5. Bölüm

5.1K 360 75
                                    


5. Bölüm

Kapıyı Çalan Şans

07.12.2020

*** ** *** ** *** ** ***

Cüneyt, oturduğu koltuğunda kalkarak Merve'nin onu izleyen bakışları altında masasın etrafında dolaştı ve onun karşısındaki koltuğa geçip oturdu.

Çok değil, birkaç saat önce onunla yeniden karşı karşıya geldiğinde, ona çıkma teklif edeceksin deseler güler geçerdi, ancak az önce ağzından dökülen kelimeleri kontrol edememiş ve şakayla karışık yine yemek yemeyi teklif etmişti.

Merve etrafında olduğunda, onunla konuşup, ona kendine has üslubuyla bir şeylerden bahsettiğinde kayıtsız kalamadığı ortadaydı. Çılgın sarışın fazlasıyla ilgisini çekiyordu, özellikle karşısında otururken. Onu kravatından tutarak çekip öptüğü andan beri onu öpmekten çok daha fazlası aklını meşgul ediyor, aralarında olabilecekleri deli gibi merak ediyordu.

Antalya'ya döndükten sonra ofiste işlerini toparlayıp hemen yanına gittiğinde, her şeyin yolunda olduğunu düşünürken, Merve hiç beklemedi bir şekilde onu geri çevirmişti ki bu anormal bir şekilde kızdırmıştı onu. Neden diye sormamak için kendini zor tutmuş, yaşadığı hayal kırıklığını yansıtmamaya çalışarak hızla yanından ayrılmıştı. Belki de herkese karşı böyledir diye düşünerek ondan aldığı işaretlerin kendisine özel olmadığına karar vermişti ki bu düşünce onu çok daha fazla kızdırmıştı.

Sekreteri, müvekkilleri ile toplantıdayken onu arayıp Merve'nin geldiğini söylediğini önce çok şaşırmış, sonra belki de bir parça kızgınlıktan onun bekletmesini söylemişti. Adamlarla süren toplantı esnasında aklı sürekli dışarda onu bekleyen sarışına kaymış ama inat edip toplantısını bölmemişti. Bitmek üzere olan toplantının son notlarını alırken onun fırtına gibi içeri girmesiyle, ona kızması gerekirken adamları hemen yollayarak odada baş başa kalmaları için kapıyı kapatmıştı.

Şimdi ise karşısında oturup onu reddettiği için üzülüp üzülmediğini soran kadına karşı, içinde büyüyen onu öpme dürtüsüne hakim olmaya çalışıyor, onu reddettiği için üzülmekten çok ona kızmış olduğunu en uygun kelimeleri bularak ona nasıl anlatacağını hesaplıyordu.

''Cevap vereceğim ama karşılığında benim de bir soru sorma hakkım olur. Ve sen de en az benim kadar dürüst cevap vermek zorundasın. Kabul mü?''

Merve bir an için sessiz kaldı. Evet derse ne soracağını tahmin edemediği için tedirgin oluyor, hayır derse de neden üzüldüğünü öğrenemeyecek oluşunun hayal kırıklığıyla doluyordu. Merakı endişesinden baskın gelerek, ''Kabul'' diye yanıtladı. ''Ama çok zor bir soru olmasın.'' diye de tamamladı cümlesini.

''Zor bir soru değil emin ol. En azından benim kadar zorlanmayacağına eminim.' dedi Cüneyt.

Merve oturduğu koltukta kıpırdanarak iyice geriye yaslandı ve

''Peki öyleyse. Önce sen sorumu cevapla. Sonra da ben.'' dediğinde Cüneyt kadının yüzüne yerleşen kendinden emin gülüşten hoşlandığını fark etti.

''Anlaştık o halde. Sen o gün yemek davetimi geri çevirdiğinde hissettiğim duyguyu sadece üzüntü diye tanımlamam doğru olmaz. Çok daha fazlası vardı çünkü.''

Cüneyt'in söylediği şey, neden sorusuna cevap vermek yerine daha merak uyandırıcıydı.

''Ne gibi mesela?'' diye yeni bir soru sordu Merve hemen.

Cüneyt onunla yaptığı sohbetten memnun gülümseyerek, ''Bugün tam soru gündesin sanırım sen? Hani ben soracaktım cevap verdikten sonra'' dediğinde Merve hemen atıldı;

Sarı ŞövalyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin