23. KOLAY GELSİN

7.2K 597 359
                                    

Hi hi civcivlerim hi hi..

☕Güzel okumalar

°°°

"Faruk çabuk gel buraya, eşek!"

Mutfağa resmen uçarak giriş yapan Faruk giydiği şortun ipini bağlarken "Çişimi yapıyordum ne oldu ki?" diye sordu heyecanla.

"Oğlum bu ne?" diyerek fırın tepsisini gösterince "Hii, kurabiye yapmıştım ki ben!" dedi dudaklarını ısırıp kararmış kurabiyelere bakarken.

"Bir gün evi yakacaksınız o olacak Faruk. Engin boş çaydanlığı koyar ocağa, sen kurabiyeyi fırında unutursun." dedim kızgınca. Bu gidişle ev sahibi kapı dışarı edecekti bizi evini yaktık diye.

"Ama internette gördüm ders çalışmadan önce masasına kurabiye ve süt koyup çalışanları. Bende öyle yapacaktım." dedi kızmamdan korkar gibi gülümseyerek.

Bir an kızacak gibi olsam da ifadesi yüzünden kızamayıp "Hadi Deniz abine gidelim. En lezzetli şeyler onun yanında." dedim. Bana da gün doğardı Denizim'i görmek için.

Neşeyle "Olur ben bu şortu değiştirip geliyorum o zaman." dediğinde "Yok yok gayet iyisin." dedim vakit kaybetmemek için.

Bugün kafede bir kutlama olacaktı ve sevgilimin işi başından aşkın olduğu için onu özlüyordum. Hem belki yardımım da dokunurdu ona.

---

"Deniz telefon görüşmesi yapıyor bal porsuğu." diyen İrem'e tebessüm edip arka tarafa geçerken Faruk'a "Benim minnoşum ablasını mı ziyarete gelmiş?" dediği geldi kulağıma ve bu haline tebessüm ettim. Faruk'u resmen erkek kardeşi gibi benimsemişti.

Arka tarafa geçip o özlemle odaya düstursuz daldığımda üzerindeki tişörtü çıkarmış kendini onunla yelleyen Denizle karşılaştım.

"Sen böğürtlen memişleri, karpuz göbüşü mü saldın çayıra sen?" diyerek yanına gittim ve dudağının kıyısını öptüm.

"Selami çok sıcak bana yaklaşma yoksa vallahi de üstüne atlar seni ezer üçüncü sayfa haberlerine konu olurum." dediğinde bu haline kıkırdadım.

"Kendimi güneşi yutmuş gibi hissediyorum. Bu sıcağın başka bir açıklaması olamaz." dediğinde elindeki tişörtü alıp ben onu yellemeye başladım.

Kaşlarını yalandan çatıp "Dur bari köle, oturayım öyle yap." dediğinde güldüm ve dediği gibi oturunca masanın üstündeki koca yelpazeyi alıp yellemeye başladım onu. Kliması bozulmuştu yavrumun.

"Kim demiş sevgilin mi var derdin var diye ha? Oh çok şükür." 

"Bize bir tatil mi gerekiyor ne?" dedim umutsuzca. Neco hayatta izin vermezdi çünkü bu aralar ayağının altından iş çıkarıyordu.

"Sahi bende bu yıl bir şey eksik diyorum, tatil yapmadım ben. Ondan hep bu kilolar." dedi Deniz hayıflanır gibi.

"Hiçte bile benim sevgilim beş kilo verdi bu ay." dedim gururla. Her gün tartıyordu kendini sevdiğim.

"Hep senin derdinden gidiyor zaten kilolar ya. Ne yapsak, ayrılsak mı? Ben yemeklere aşık olmaya devam etmek istiyorum da."

Elimdeki yelpaze istemsizce yere düşerken ayrılmak ve aşık olmak  kelimeleri raks etti beynimde. Kızsa mıydım sevse miydim diye gitgel yaparken burnuma değen fındıkla transtan çıktım.

"Sen şimdi bana aşık mısın yani?" diye sordum alenen ağzından duymak için gözlerimi kısarak.

"Evet sayın okuyucular, Selami beyi bu muhteşem tespiti için kutlarız efem. Kendisi ziyadesiyle akıllı olduğundan doğru bir noktaya parmak basmış olup gözlerimin yaşarmasına sebep olmuştur." diyerek yumruğunu mikrofon gibi kullanınca ona kırılmış gibi baktım.

son ŞİŞMANLIK neye yarar? [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin