(artık stray kids'e ithafen "çete" dediğimde, chan woojin minho changbin hyunjin ve yedam'dan bahsediyorum, yedam çetede değil ama sadece "çete ve yedam" demek uğraştırıcı)
Kısa süre sonra telefonun hâlâ çalıştığını fark eden Jisung, hızlı bir şekilde ezbere hatırladığı tek numarayı aradı ve kişinin bilinmeyen telefon numarasını cevaplaması için dua etti.
Birkaç kez çaldıktan sonra, kişi telefonu açtı. "Merhaba?" diye sordu ses şaşkınlıkla.
Jisung sesi duyunca rahatlayarak hıçkırarak ağlamaya başladı. "Minho lütfen yardım et."
"Jisung?!"
Çocuk ağladı, çok uzun süre sonra Minho'nun sesini duymak güzeldi, "Minho bana yardım et."
"Jisung neredesin?" Sesi çılgınca geliyordu.
"B-Bilmiyorum. Bir çeşit bodrum galiba. Moonjin ve çetesi burada. Minho b-ben korkuyorum." Jisung'un sesi dalgalandı.
"Biliyorum bebeğim. Seni bir an önce oradan çıkaracağım, bekle." Minho, Jisung'un korkusunu yatıştırmaya çalıştı.
"Lütfen acele et, artık burada olmak istemiyorum, Moonjin'in beni öldüreceğinden korkuyorum."
"Seni öldürmeyecek, seni bulup onu ve çetenin geri kalanını ondan önce öldüreceğim."
Jisung, Yeonjun'un söylediklerini hatırladı.
"B-bekle çeteyi öldürme."
"Ne? Ji-"
"Minho lütfen bana güven, onlar masum, onları öldürme. İstersen hapset ama onları öldürme."
"Tamam, tamam öldürmeyeceğim, söz veriyorum... Lütfen bana incinmediğini söyle."
"Ben iyiyim, sadece korkuyorum." Jisung biraz yalan söyledi. Minho'nun bilmediği şey ona zarar vermezdi.
"Çevrendekileri tarif edebilir misin? Dışarı bakabileceğin ve dışarıda gördüklerini tarif edebileceğin bir pencere var mı?"
"Um, bir pencere var, ama tek gördüğüm..." Jisung'un cümlesi, bodrum kapısının açılması ve merdivenlerden aşağı inen ayak sesleri nedeniyle kesildi.
"Ne yapıyorsun sen?" Moonjin'in sesi bağırdı.
"Jisung!? Jisung konuş benimle!" Çocuk, Minho'nun telefonla bağırdığını duydu, ama hiçbir şey söyleyemedi, sesi çıkamadı. Jisung korkuyla titredi, hareket edemedi. Vücudu bu pozisyonda yapıştırılmıştı. "Bir telefon mu buldun? Kiminle konuşuyorsun?" Moonjin telefona uzandı ama Jisung irkilerek telefonu korudu. "Orospu bana lanet olası telefonu ver." Moonjin, Jisung'un zaten ağrıyan yanağına tokat attı ve çocuğun acıdan ürkmesine ve telefonu düşürmesine neden oldu.
Moonjin uzandı ve telefonu aldı. "Eğer iyi bir çocuk olup telefonu bıraksaydın, o zaman seni tokatlamak zorunda kalmazdım. Bu senin hatan." Yüzünden yaşlar akan Jisung'a homurdandı. "Bu kim?" Moonjin telefona sordu. Jisung, Minho'nun cevabını duyamadı. Sadece Moonjin'i duyuyordu. "Oh Minho! Seninle konuşmak güzel dostum. Beni bulmaya çalışırken iyi şanslar. Biliyorsun, Jisung gerçekten çok çekici, onu neden bu kadar çok sevdiğini anlıyorum. Yatakta da harika biri olmalı."
Jisung'un gözleri onun hakkında söylenenlerle büyüdü. Rahatsızlığından yuvarlanıp saklanmak istedi, ama saklanacak bir yer yoktu. Moonjin şöyle devam etti, "Bakalım o giysilerin hiçbiri onu örtmeden Jisung ne kadar güzel olacak? Onu bağla ki hareket etmesin." Moonjin, son cümleyi kendisiyle birlikte gelen muhafızlara yöneltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
His Scars || Minsung
FanfictionMinho'nun bileğindeki yaralar? Sadece kavgadan kaynaklanıyor. Ya da en azından herkesin varsaydığı bu. Jisung, diğer yandan, herkesin söylediğinden daha karanlık bir geçmişi olduğunu hissediyor ve bulmak için kararlı. Minho'nun soğuk kalpli bir çet...