"Tanışmanı istediğim birisi var." Minho, Jisung'u sınıftan çıkarıp kafeteryaya götürdü.
"Huh? Kim?"
"Aslında iki kişi. Chan ve Woojin." Minho gülümsedi.
Çift yemekhaneye geldiğinde herkesin dikkati üzerlerindeydi. Elbette kimse bir şey söylemedi, Minho'nun ne yapacağından çok korkuyorlardı ama çift sanki yemekhaneye saçlarını kazıyıp gelmiş gibi bakıyorlardı.
"Anne baban değil arkadaşların olduğu için endişelenme dedin biliyorum ama neden ailenle tanışıyormuşum gibi hissediyorum." Jisung fısıldadı.
Minho kıkırdadı, "Jisung rahatla, sana hiçbir şey yapmayacaklar." Kısa olan çocuk erkek arkadaşına baktı ve gözlerini kıstı.
Jisung masaya baktı ve Chan, Woojin, Changbin, Hyunjin, Yedam ve Felix'i gördü. Bir şey hakkında konuşuyorlardı. 'Changbin muhtemelen Felix'i Chan ve Woojin ile tanıştırdı. Ama Jeongin nerede?'
"Oh naber Minho. Bu kim?" Masaya geldiklerinde Chan sordu. Bu biraz ironik bir soruydu çünkü Chan açıkça kişinin kim olduğunu biliyordu.
"Chan, Woojin, bu Jisung, erkek arkadaşım." Minho tanıttı. Jisung utangaç bir gülümseme verdi.
"Ah, yani Minho'nun hakkında konuşmayı bırakamadığı kişi sensin." Chan sıcak bir gülümseme verdi.
Jisung güldü ve Minho'ya baktı, "Benim hakkımda mı konuşuyorsun?"
"Hayır-"
"Evet, her zaman." Woojin, Minho'nun lafını kesti.
Yedam, "Her zaman seni övüyor." diye ekledi.
"Onu hiç bu kadar sırılsıklam görmemiştim." dedi Chan. "Telefonuna bakarken hep gülüyor ve kısa süre sonra bunun sana mesaj attığı için olduğunu fark ettim."
Jisung uzun boyluya kocaman bir gülümseme verdi, kalbinin yumuşadığını hissetti.
Minho gözlerini yuvarladı, "Onları dinleme." Erkek arkadaşına söyledi ama Jisung çoktan ona sırıtıyordu.
"Jisung da her zaman Minho hakkında konuşur." dedi Felix gelişigüzel bir şekilde.
Jisung ihanet dolu bir bakışla Felix'e baktı. "Felix!"
"Ne?" Felix yanlış bir şey yapmamış gibi davrandı. "Bu doğru. Herkes zaten biliyor, sadece yüksek sesle söyledim." Grup başlarını salladı.
Jisung alay etti, "Benden farklıymışsın gibi davranma." Felix arkadaşına gözlerini kıstı ve Changbin'in gözleri parladı.
"Telaşlandığında çok tatlısın." Minho, erkek arkadaşına baktı.
Jisung pembeye döndü, "Kes şunu." Minho'yu itti ve diğeri güldü.
Jisung Felix'e, "Jeongin nerede?" diye sordu.
Chan, Jeongin'den bahsedildiğinde küçük kardeşine bir bakış attı ve Yedam da büyüğüne baktı.
"Jeongin?" Chan tam olarak kim olduğunu bildiği halde kafası karışmış gibi davrandı.
Yedam gözlerini devirdi. Kardeşinin ne yaptığını biliyordu. "O benim öğretmenim. Unuttun mu? O da Jisung ve Felix ile arkadaş."
"Ah evet." Chan başını salladı, Woojin gözlerini devirdi ve erkek arkadaşının omzunu tokatladı.
"Seungmin ile oturacağını söyledi." Felix, Jisung'un sorusunu yanıtladı. Hyunjin, Seungmin'in ismi geçtiğinde dikkat kesildi.
Jisung kaşlarını çattı, "Ama Seungmin demişti ki-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
His Scars || Minsung
FanfictionMinho'nun bileğindeki yaralar? Sadece kavgadan kaynaklanıyor. Ya da en azından herkesin varsaydığı bu. Jisung, diğer yandan, herkesin söylediğinden daha karanlık bir geçmişi olduğunu hissediyor ve bulmak için kararlı. Minho'nun soğuk kalpli bir çet...