18

1.5K 199 50
                                    

bölümleri medyalar ile yazdığım için mutlaka medyayla okumanızı tavsiye ediyorum, denerseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız <3

-san-

masamın yanına konumlandırılan ellerle dikkatim kitaptan çaprazımda dikilen bedene kaydığında dejavu yaşadım. en son bu rafın hatta bu masanın hemen önünde bana yurmuğunu geçirmişti ve bir öpücük kazanmıştı dudaklarımdan.

"parayı ver"

avucunu açtığında kendime hakim olamayarak kıkırdayıp tekrar önüme döndüm, bu hayatsızlar arasında laflar mahalle dedikodusundan hızlı yayılıyordu. yeosang daha kütüphaneden çıkalı on dakika bile olmamıştı halbuki.

"hangi parayı?"

bilmezden gelip sırıttığımda çenesini gıcırdattı ve gözlerimi tekrar ona diktiğimde dişleriyle dudaklarını ezdi. güyya sinir basıyordu beyefendiyi, suratının ciddiyetten uzak komik bir hale geldiğini karşısına ayna dikip göstermek istemiştim adeta. 

"ibneliğin bitti yan kesiciliğin mi başladı şimdi?"

"siz benim sigara tutan ağzımın içine sıçmışsınız, hayatım kayarken dudaklarımın arasından kayan önemsiz bir sigaranın parasını geri aldım çok mu?"

göğsü derin bir nefesle şişip söndükten sonra elleriyle alnını gerdi ve yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu.

"uzak duracaksın yeosangdan. senin gibi bir ibneyle görünmeyecek anladın mı?"

söylediği üzerine sandalyemi ona doğru ittirip elimi hafif kapayıp fısıldayacakmışım gibi kulağına yaklaştım. 

"sen de şuan  bu ibneyle görünüyorsun yalnız"

kolumdan doğru ittirdiğinde yüzüme sinirden kuduracağı bilmiş bir gülümseme yerleştirdim. insan içinde bana vuramayacak kadar aklı evveldi yine de tekme falan atmasını beklerken tek yaptığı benim güldüğüm gibi bana gülmek oldu. etrafına bakıp benimle göründüğü için insanların hakkında konuşup konuşmadığını bile sorgulamamıştı. fazlasıyla rahattı. eli cebine giderken bir şey arıyormuş gibi karıştırdı orayı.

"al bu beş wonu da, kendine yüz alırsın."

masaya 5 won bırakıp eliyle yüzümü gösterirken sandalyeyi itip kalktıktan sonra da yüzsüz diye söylendi. gözlerim beş wonla arkasını dönmüş bedeni arasında giderken o çoktan kütüphaneden çıkmıştı.

"orospu çocuğu"



.
wooyoung ne yapmak istemekte?

fag & flaster || woosan [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin