-san-
"choi san ve jung wooyoung, biyoloji projesi"
ikili grupların ve ders projelerinin rehber hocası tarafından açıklandığı gün sınıfta onca insan varken wooyoung ile grup yapılmama mı yoksa changbin ve yeonjun'un arkadaşları adına küfredip benim gibi bir ibneyle wooyoung'un grup olmak istemeyeceğini söylemelerine mi takılsaydım bilemediğim anlardaydım. gözlerim kaçamak tavırlarla en arka duvar tarafındaki boş sırayı bulduğunda derince bir nefes verdim. iki haftadır okula gelmiyordu, rapor alıp almadığını dahi bilmiyordum fakat almadıysa çoktan sınıfta kalmıştı.
uzun zamandır dayak yemediğim için mutlu olmalı ve siktir etmeliydim fakat wooyoung son bir aydır o kadar değişik davranmıştı ki kendi hayatımla bile uğraşmaya mecalim yokken neden benden elini eteğini çektiğini öğrenmek için onun hayatını deşmek istiyordum. kapımın önüne kadar gelişi dudaklarıma santim uzaklıktayken neden beni öptün demesi, çenemi kavrayan elleriyle sigara dumanını suratına yöneltmesi hepsi aklımı çeliyordu. hatta öylesine kafam karışıyordu ki kapıma beni dövmeye geldiğini bile unutup o yorgun bakışları yüzünden neyi olduğunu sorgulayıp duruyordum. celladına aşık olan wattpad kurgularındaki kızlardan farkım yok gibiydi. onun amacı tabiki beni etkilemek olmamıştı hiçbir zaman ama ben etkileniyordum işte. suratımda yaralar bırakan adamın suratındaki yarayı düşünecek kadar akıl tutulması yaşıyor, jiletlediği kollarından sızan kan aklıma geldikçe sıkışan göğsümü yumruklayasım geliyordu.
üç senedir ilk defa beni az da olsa boş bırakmış olmasına şükretmem gerekirken bunları düşünüp delirmenin eşiğine geliyordum. öyle ki her akşam eve gittiğimde babamdan başka bir şey düşünür olmak aklımı dağıtmıştı bile. öylece otururken elim telefonuma gidiyor ve yine mesaj atmasını bekliyordum. yapmıyordu, yokmuşum gibi davranıyor görmezden geliyordu. en son mesajlaşmamızda bana üç senedir çektirdiği işkenceyi yüzüne vurmuştum emin durup doğru olanı yaptın utanması gereken o desem de kendime, acaba vicdan azabı mı çekiyor diye sorgulamadan da edemiyordum. objektif bakarsak onun vicdan azabı çekme ihtimali babamın eve gelme ihtimalinden daha düşüktü.
zil çalıp hoca sınıftan çıktığında kitaplarımı toplayıp sırt çantama attıktan sonra dersleri erken bittiği için bahçede bekleyen mingi ve yunhonun yanına geçtim. pes atacak havam yoktu fakat çocuklara karşı koyacak gücüm hiç yoktu.
.
wooyoung: biyoloji projesi için grup olmuşuz
wooyoung: changbin söyledi
wooyoung: ben edebiyattan proje alacağım hocaya söylersin seni başkasıyla grup yapar
san: yaşıyorsun...
san: niye ben söylüyormuşum? ağanın eşşeği yok okula gelip kendin söyle
wooyoung: uzatma
san: hele hele
san: paşam sen hayırdır? ulak mı var burada
san: ben de o meymenetsiz suratını görmeye niyetli değilim
san: ayrıca tüm dersler dolu açıkta da kimse yok mecburen birlikte yapacağız :)
wooyoung: tamam, ben hocayla konuşur hallederim. sen kendine yeni partner bak
san: derdin ne senin? bak tüm samimiyetimle soruyorum.
san: nerde ali kıran başkesen wooyoung? kuzenin mi yazıyor yoksa :)
wooyoung: yüzün kaşınıyo heralde
san: hahhhh sonunda be üç r'li errrkek wooyoung
san: çenem dinlendi amk bu kadar boş bırakmazdın sen
wooyoung: siktir git başımdan san
san: beni niye öptün diye sordun ya iki hafta önce kapımın önünde
san: sürekli yüzüne hücum yapılması ne demekmiş tat istedim
san: benim yumruklarım değil dudaklarım konuştu ama ne yaparsın
san: eğer o yüzden gelmiyorsan okula, gel öptüğüm dudaklarına okkalı bi kafa atayım kapansın konu
san: benim yüzümden sınıfta kalma
wooyoung: sen kendini bu kadar önemli mi sanıyosun ya :D
san: değil miyim?
san: insan dikkate aldığı adamı döver wooyoung boş yapma şimdi
san: üç yıldır sistematik olarak dövülüyorum :D
wooyoung: ulan azıcık bile gururun yok mu? okula gel sıç ağzıma diyorsun yani HDHJDJKSKSK
wooyoung: ben ipini gevşetmişken uzak dur san, yoksa o ipler seni de beni de boğacak
san: ne demek istiyorsun?
wooyoung çevrimdışı
san: hay ben senin amına koyayım
san: seni düşünen beynime sıçayım
san: ne demek istediğini açıklayıp öyle gitsene, göt
san: çıldıracağım ya
san çevrimdışı
.
sizi yeriiim, önceki bölüme yazdıklarınızı okuyup cevaplayacağım siz bunu okurken. eleştirileriniz bile pamuk gibi skkskdld korkmayın yavrularım eleştirin ki ben de ona göre şekilleneyim. tabi şuan kırklı bölümlerde olduğumdan tavsiyelerinizi ancak ordan sonrası için uygulayabilirim, iyi geceler öpüyorum siziii
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fag & flaster || woosan [texting]
Fanficsoluk, ölgün gözlerle bakınca ne boş ne anlamsızdır dünya. -slyvia plath [ texting ] [woosan] lgbt+ konulu bir kurgudur. küfür, argo, şiddet içerir.