21

1.5K 207 105
                                    

hatırlatmadan olmaz, medyasız okumuyoruz kesinlikle <3
ayrıca bundan önce bir bölüm daha yayınladım yanlışlıkla onu atlamayınız.


.
( aynı gece 01.25 )

wooyoung: kapının önüne çık 

san: wht? (01.54)

wooyoung: dışarı çık

san: gece gece beni rüyanda mı gördün amk ne diyosun

san: yat zıbar

san: bana da yazma

san: aq şerefsizi rüyasında bile benle uğraşıyo

san: SİKTİR

san: cama taş atan sen miydin

san: orospu çocuğu şeytan mı taşlıyorsun

wooyoung: 5 dakikaya aşağıda olmazsan alırım kapını pencereni aşağı 

san: dur amına koyayım öncelikle sen benim evimi nerden biliyosun??????????

san: ikinci olarak ne bok yemeye evime geliyosun

san: sorularımı mazur gör kafası güzel kardeşim, ilk defa biri beni dövmek için evimin önüne kadar geliyor 

wooyoung: üç buçuk dakikan kaldı

san: polis lojmanı sınırlarının içindesin biliyosun dimi amk çocuğu

san: yiyosa indir kapımı penceremi

wooyoung: sen bilirsin

san: elinin yayını sikeyim

san: YAPMAA

san: bekle ulan kansız 

san: taş atma bekle geliyorum

.

hırka almadan yalnızca kotumu üzerime çekip çıktığım için ipincecik tshirtümden tenime sızan hava yumuşak neresi varsa kaskatı kesiyor ve sızlatıyordu. evin bahçe kapısından çıkıp diğer lojmanları kontrol ettiğimde ışığı açık ev olmaması az da olsa rahatlattı. kimse kırılan camın sesini duymamış olmalıydı diğer türlü önce lojman güvenliği sonra da polis memurları dökülevirirdi dışarı. 

sitenin merkezi dediğimiz çınar ağacının arkasındaki kaldırıma tünemiş, dizlerine yasladığı kolları arasından iki yana açtığı ayaklarını izliyordu. soğuk yüzünden ellerimi ovalleştirip sıcak nefesimi avucuma üfleyerek ağır adımlarla yürüdüm. kafayı sıyırmış adinin teki olduğunu biliyordum, kulüp takımlarındaki liderlik vasfı yalnızca başarılı olmasından ileri gelmiyordu mesela. diktatörlüğü boyunu bile aştığı için, bakışlarıyla emir verebiliyor lafları etrafındakiler tarafından sorgulanmıyordu. tek anladığı gücünü insanlar üzerinde göstermekti aslında ona da kızamıyordum. ne kadar bilek gücü gerektiren spor varsa o da oradaydı. savunma atak hırçınlık küfür hepsi yaptığımız çoğu maçın doğasında vardı, fakat insan olan kendini koruyor ve yetiştiriyordu işte. wooyoung medenileşmekten çok ilkelleşmek için çaba gösteriyordu. sporun doğasına ait ne varsa üzerimde uyguladığında ne kadar iyi bir sporcu olduğunu kanıtlıyordu güyya. gidip boksta öğrendiği teknikleri eşcinseller üzerinde uygulamayan insanlar kötü sporcular değillerdi, ama onun acıdığım boş kafasında öyleydi. 

görüş açısına girdiğimde arkasındaki çantaya yasladığı sırtı dikleşti ve kafasını kaldırarak sokak lambasının yüzünün yarısını aydınlatmasına izin verdi. dudaklarına kayarken gözlerim onu öptüğüm günki gibi tatlı bir uyuşukluk yayıldı ağız kısmıma. o vanilya kokusu gelip yerleşti burnuma. bir erkek neden vanilyalı parfüm sıkardı anlamış değildim, fazla kadınsı bir kokuydu. bunu kesinlikle eleştiri için söylemiyorum, kim ne istiyorsa yapabilirdi benim kafamda fakat onun gibi bir adamın vanilya kokusu sıkması şaşırtıcıydı işte. onu öpmüş olmamın sıkıntısı sallarken bedenimi nefes verdim. canını sıkmak için yaptığım girişim benim canımı daha çok sıkmış gibi hissediyordum. o günden sonra nerde karşıma çıksa, dudaklarını öptüğümdeki o his ve koku bedenimi uyuşturup beni ele almaya çalışıyordu. 

fag & flaster || woosan [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin