ÖZEL BÖLÜM

4.4K 348 140
                                    

"Atilla! Bulamıyorum küpelerimi..."

"Hayatım, mutfak masasına bıraktın ya."

"Ay tamam, tamam."

Aceleyle mutfağa koşup küpelerimi taktım ve tekrar aynamın karşısına geçtim.

Ciddi bir kombin yapmıştım. Kumaş pantolon, kumaş ceket, saat, stilettolar...

"Yeteri kadar güzel oldun bence, abartmasan mı? Sinirlenmeye başlıyoruz."

Aynadan görebiliyordum onları.

Atilla ve Oğuz Kağan, beraber kapıya yaslanmış çatık kaşlarla bana bakıyorlardı.

Beş yaşındaki oğlum dayanamayıp babasının yanından ayrıldı ve bana doğru koştu.

Kucağıma aldım güzel çocuğumu.

"Anneciğim, ne zaman geleceksin?"

"Üç saate buradayım kuşum. Siz de ben gelene kadar babanla evi temizleyeceksiniz, tamam mı?"

"Olmaz."

Kaşlarımı çattım. "Nedenmiş küçük bey?"

"Hakan dayım gelecek, beni götürecek."

"Nereye?"

"Payvona."

Şaşkınlıkla açtım gözlerimi. Ne diyordu bu çocuk?

"Ne? Nereden öğrendin sen bu sözcüğü?"

Bilmiş bir yüz ifadesiyle kucağımdan atlayıp salona koştu.

"Hakan dayım dedi anne, ben de ilk kez gideceğim payvona. Çok eğlenceli bir yermiş. Lunapark gibi."

Pavyon da diyemiyordu şapşal, payvon diyordu. O dilini ısırmamak için zor tutuyordum kendimi.

Peşinden koşup ağzını kapattım ellerimle.

"Oğlum, birdaha duymayayım o sözcüğü. Tamam mı? Çok kızarım yoksa."

"Neden?"

Gel de açıkla şimdi bu çocuğa...

Hakan abim iflah olmaz bir serseriydi.

Oğlum cevap alamayınca omuzlarını silkip odasına gitti.

Atilla girdi salona. Elinde geniş bir kaseye doldurduğu meyveler vardı.

"Bir izin günüm var, onda da sen yoksun."

Dudağına bir öpücük bıraktım.

"Geleceğim birkaç saate. Önemli bir konferans bu, konuşmacı olarak katılacağım. Ben olmazsam iptal olur, o kadar insan da vakit ayırdı, programını ona göre ayarladı sonuçta."

Oğuz Kağan'a seslendi:

"Oğuz! Gel oğlum, meyve vakti."

Daha sonra bana dönüp "Eğer geç kalırsan..." dedi.

Gülüp "Ee, ne olurmuş?" dedim.

Hınzır gülüşünü yerleştirdi yüzüne.

"Geçen gece olan."

Utançla gülümseyip bacağına vurdum.

"Pis herif seni."

Odama yöneldim çantamı almak için.

"O gece öyle demiyordun ama!" diye bağırdı arkamdan.

Çantama selpak ve ıslak mendil de attıktan sonra parfümümü sıktım.

UMAY 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin