BÖLÜM 5

4.3K 356 80
                                    

Aralık ayına girmiştik.

Hayatım güzel ilerliyordu. Geçen hafta annem ve Yavuz abim gelmişti Ankara'ya. Birkaç gün bende kaldıktan sonra Şanlıurfa'ya dönmüşlerdi.

Vizelerim yeni bitmişti, rahatlamıştım biraz.

Atilla hemen hemen her gece uğruyordu yanıma. Bazen birkaç saat kalıyordu bazen sabaha kadar. Bazen ise on dakika oturup kalkıyordu hemen.

Bugünlerde yüzü solgundu. İşiyle alakalı bir şeylerin olduğunu anlayabiliyordum ama soramıyordum. Oturup benimle dertleşecek hâli yoktu.

Varlığına da alışmıştım biraz biraz. Mesela sabah uyandığımda panikle telefonuma sarılıp numarasının kayıtlı olup olmadığına bakmıyordum artık. Çünkü bir hayalin içinde olmadığıma emindim.

Merdivenleri tırmandıktan sonra evime girdim. Annemin geçen hafta hazırlayıp bıraktığı böreği mikrodalgaya attım. Yedikten sonra odama geçtim. Hava soğuktu, bir kazak geçirdim üstüme.

Uzun süre ödev yaptım. Okunacak çok kitap, değerlendirilecek çok yazı vardı. Ve ben bu uçsuz bucaksız denizin ortasında bir küçük Umay'dım.

Kapım çaldı.

Koşa koşa kapıyı açtım. Atilla'ydı gelen tabii ki.

İçeri girmesini bekleyecek kadar sabredemediğimden boynuna sarıldım. Başını eğmek zorunda kalmıştı. Elini sırtımın biraz daha aşağısına koyup içeri itti beni. Sarılı hâlde içeri girmiştik.

Delirdiğimi düşünebilirsiniz, birkaç saniye bekleyemiyor musun diyebilirsiniz. İnanın öyle büyük bir heyecan duyuyorum ki onu görünce, mantığım devre dışı kalıyor.

Ayrıca, eğer bir asker yakınıysanız onun hayatta olduğuna şahit olduğunuz her an mucizevidir sizin için. Beni herkes anlamayacaktır bu nedenle.

Mesela şu an burada da olmayabilirdi. Ama buradaydı.

"Kaç kez daha söyleyeceğim kapıyı açmadan önce mercekten kontrol et diye."

"Unutuyorum hep, ne yapayım?'

"Unutma Umay. Lütfen."

Bedenimi ayırdım ondan.

"Ne olacak Atilla? Ben zilin çalışından anlıyorum senin geldiğini."

Gülüp işaret parmağını burnuma değdirdi. Hep yaptığı gibi...

Ve ben de yine, kendimi ufak bir çocuk gibi hissettim. Seviyordum onun yanında olmayı ve nefes alıyor olmasına tanık olmayı.

Atilla; ailemden sonra, en büyük şansımdı benim.

Şu kirli gezegendeki talihimdi.

Koltuğa geçip her zamanki yerine kuruldu. Rutinlerimizi uyguluyorduk. Ben mutfağa geçip çayı koydum üstüne. O ise kanallarda dolanmaya başlamıştı.

Yanına oturup kolunun altına girdim. Bir eliyle kumandayı kontrol ediyor, diğer eliyle saçlarımı okşuyordu. Aşağı doğru kaydığımı fark edince elimi Atilla'nın bacağına atarak destek aldım ve doğruldum.

Saçlarımı okşayan eli durmuştu ve bedeninde bariz bir gerginliğin olduğunu hissetmiştim.

Yüzüne baktım.

"Noldu?"

Gülümsedi. Yapay olduğu çok belliydi.

"Bir şey olmadı güzelim."

Bacağına baktım. Siyah pantolonunun diz kapağına yakın bölgesinde çok belli olmayan bir şişlik vardı. Düzdü.

"Yaralandın mı?"

UMAY 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin