"Umay, kalk hadi be kızım!"
"Ya ne var Atilla?"
"Kalk, bulamıyorum saatimi."
"Nerede çıkardıysan oradadır."
Ellerini vücudumda hissettim.
Beni kucağına almıştı.
Gözlerimi açtım zorlukla.
"Ne yapıyorsun? Nereye?"
Odamdan çıktık.
Salonun ortasına bıraktı beni.
"Hadi bul saatimi, buralarda bir yerdedir. Ben de çantanı hazırlayacağım. Kazak falan alacağım, sen ince ince şeylerle doldurursun şimdi çantanı."
Şizofrenliğine göz devirip etrafta saatini aramaya başladım. Salon iyice dağılmıştı.
Yattığı koltuğun altına baktım. Buradaydı işte.
"Buldum!"
Odamdan seslendi:
"Tamam hadi, gel üstünü giyin hemen."
Odama doğru adımlarken elimde tuttuğum saatine baktım.
Oha! Saat daha 03.00 lan!
"Delirdin mi sen? Daha sabah bile olmadan nereye gidiyoruz biz?"
"Ya güzelim benim, anca gideriz. Sabaha varmış oluruz oraya."
Hafta sonu boştu Atilla'nın. Bu yüzden Ankara'nın dışında bulunan ufak bir tatil köyüne gideceğimizi söylemişti. Hava hâlâ soğuktu, o karlı gecenin üstünden iki hafta geçmişti.
"Gece gece ya... Çok uykum var benim."
Kendimi yatağıma attım. Kıvrılıp gözlerimi kapattım.
"İyi tamam, uyu. Mecburen ben giydireceğim üstünü."
Hiç bozuntuya vermeden, dolabımdan çıkardığı kıyafetleri elime alıp banyoya gittim. Giyinip yatağıma yattım yine.
O da etrafta dolanıyordu.
Yaklaşık yarım saat daha uyumuşum. Uyandığımda tüm evi toplamış, çantamı hazırlamış hatta yol için atıştırmalık bir şeyler bile almıştı.
Tam da annemin istediği gibi bir damat...
"Hadi çıkalım artık, yeter Atilla..."
"Sen yat tabii, Atilla hazırlar. Orada da tüm işi sen yapacaksın ama."
Battaniyemi üzerimden sıyırıp saçımı tepeden topladım saçma bir stille.
"Aynen aynen."
Elime iki minik çanta alıp kapıyı açtım. O da diğer çantaları aldı, kapıyı kilitleyip indik aşağı. Hava her zamanki gibi çok soğuktu. Alışamamıştım Ankara'nın soğuğuna. İnsanın içine işliyordu.
Arabaya doğru yürürken ona biraz daha yanaşmaya çalıştım. Sanki yakınında yürürsem ısınacakmışım gibi.
Sitenin dışına park ettiği arabanın bagajına yerleştirdik eşyalarımızı. Elindeki bir poşetle konteynıra doğru yürüdü. Çöpü de çıkarmıştı eli değmişken.
Arabaya binince ona doğru dönüp "Tam bir aile babasısın." dedim.
"Eh, öyleyimdir."
Güldük.
"Uykun açıldı mı bari?"
"Sayılır. Araba çok soğuk."
"Dur şimdi ısınır."
Karanlık yollarda ilerlemeye başladık. Telefonumu arabanın sistemine bağlayıp rastgele bir şarkı açtım. Her zaman hayalini kurduğum o şarkı çıkmıştı şansımıza...