BÖLÜM 6

4.1K 341 98
                                    

O gecenin üzerinden dört hafta geçmişti. Bugün dönmesi gerekiyordu Atilla'nın.

Doğum günüydü çünkü.

Dün evimi dip köşe temizlemiştim, çer çöp ne varsa atmıştım. Ve salonumu da Atilla'nın doğum günü için süslemiştim.

Uyanır uyanmaz salona girip baktım. Dün gece hazırlamıştım tüm bunları ve sabah görünce de ne kadar güzel yapmışım demeden edememiştim.

Etrafta salonuma uyumlu gri mat balonlar vardı. Duvarlara onunla olan birkaç fotoğrafımızı asmıştım. Süsleri dağıtmıştım etrafa. Her şey birbiriyle uyumluydu ve inanılmaz şıktı.

Eh, biraz para da dökmüştüm.

Pişman mıydım? Asla.

Hemen hazırlanıp çıkmam gerekiyordu. Derse gecikmemeliydim, sunumum vardı.

İki kişilik minik partimizin yiyeceklerini büyük ölçüde hazırlamıştım. Pastayı ise sona bırakmıştım.

Bu akşam yapacaktım onu.

Heyecanım gitgide artıyordu.

Bugün onu görecektim bir ayın ardından. Öyle özlemiştim ki...

Hızlıca giyinip evden çıktım.

Hava her zamanki gibi çok soğuktu ama yağmur yoktu, kuruydu bugün Ankara.

Otobüsteyken yapacağım pastanın malzemelerini inceledim, birkaç eksik vardı. Okul dönüşü alacaktım onları.

Sınıfa girerken yine Faruk'u gördüm. Son birkaç haftadır göz göze dahi gelmiyordu benimle ama bugün fazla cüretkârdı. Göz kırpıp pis pis sırıtmıştı.

Görmezden gelmeye karar verip yerime oturdum. Fatma ile de aramız pek iyi değildi şu sıralar, yeni sevgili yapmıştı ve yüzüme bakmıyordu hanımefendi. Her zamanki hâlleriydi aslında ama bir türlü alışamıyordum.

Ben bunları düşünürken sınıfa girdi ve arka sırama geçti kısa bir baş selamı verdikten sonra.

Göz devirip defterimi açtım.

Hoca girer girmez ders başladı ve sunumumu yaptım dersin sonlara doğru. Sunum boyunca Faruk gözlerimin içine içine bakmıştı. Hoşuma gitmiyordu bu hâlleri, bir şeylerin peşindeydi belli ki.

Beni çileden çıkarmaya çalışıyordu aklınca.

Üç saatlik dersimiz bitince çok oyalanmadan sınıftan çıktım ve otobüs durağına doğru yürüdüm.

Sabah şom ağzımı açtığımdan olsa gerek, yağmur çiselemeye başlamıştı. Ben eve girene kadar şiddetlenmese bari diye içimden geçirirken yağmur şiddetlendi.

Gerçekten iyi günümdeydim.

Çantamı kafama siper ederek otobüse bindim.

Büyük ihtimalle markete uğrayamayacaktım. Eve gidip yağmurun dinmesini beklemek en mantıklısıydı.

Öyle de yaptım.

Ama eve gelişimin üzerinden üç saat geçmesine rağmen yağmur aynı hızla devam ediyordu.

Biraz daha beklemeye karar verdim, dinerdi elbet.

Bunu söylememin üzerinden de dört saat geçti ve ben bugün iyi günümde olduğum için yağmur biraz bile kaybetmedi hızını. Hâlâ yağıyordu şiddetle.

Gece on ikiye az kalmıştı ve artık pastaya girişmem gerekiyordu.

Atilla ne zaman gelirdi acaba?

UMAY 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin