Chaeyoung anlatımı
"Jennie,artık suçlu suçlu bakmayı kesip söyleyecek misin? Yoksa ben çıldıracağım!" Diye bağırdığımda herkesin bir anlığına korkutuğuna şahit oldum. Normal çünkü artık sinirlenmiştim. "Bilerek yaptım çünkü!" Diye geri bağırdığında gözlerim büyüdü. "Neden?!" Bu cevap beni daha fazla sinirlendirmişti. Neden böyle bir şey yapsın ki? Hâlâ susması gerçekten aklımı kaybetmemi sağlayacaktı. "Bilmiyorum! Buna anlam veremediğim için susuyorum zaten. Sanki kendimi ben yönetmiyormuşum gibi kendim elimi kestim. Kendime gelince sarıp seni buldum. Ama kılıç fazla güçlü olduğu için zehirlendim."
Derin bir nefes alıp yatağına oturdum. Ayakta duracak gücüm kalmamıştı artık. Her şey o kadar fazla üst üste geliyordu ki kafayı sıyırdım. "Kötü bir büyüye maruz kaldın büyük ihtimalle. Ama kimin,ne büyüsü bu?" Dedi arkadan Lalisa. "Ben düşünmüyorum,siz düşünün siz bulun bunu. Ben bir de bununla uğraşırsam ciddiyim beklenen de erken öleceğim!" Diye bağırıp ayağa kalktım. Hızla odadan çıktığımda herkesin şaşkın olduğundan emindim.
Kendi odama geldiğimde başımdaki tacı atıp masanın önüne geldim. Üstündeki notlara bakarken aklıma girmiyorlardı bile. Kapı çalındıktan sonra Jimin girince aklıma fazla delice bir şey gelmişti. Artık akıl sağlığımı kaybettiğim için de yapacaktım bunu. "İyi oldu geldiğin. Seni seviyorum,hatta aşığım. Sende beni seviyorsun eminim bu yüzden en kısa zamanda evleniyoruz,tamam mı?" Ani sözlerime karşı sendelerken bayılacak gibi duruyordu.
Yani evet haklı. Bana bunu söyleseydi direk bayılmıştım. Bayılmadan toparlandığında garip bir ortam oluşmuştu. "Sadece evet veya hayır de Jimin. Olayı hemen kapatmazsak daha da garipleşecek olay." Karşımdaki koltuklardan birine oturduğunda bende ayakta olduğunu fark edip oturdum. "Evet." Dediğinde mutlu bir şekilde güldüm. "Kraliçe olduğum için ve zamanın da olanlardan dolayı bana yaklaşmadığını biliyorum. Ama sorun değil. Bana karşı dürüst ol yeter. Karmaşık bir durumun içindeyiz ve daha olayın yarısını bile çözemedim. Tek bildiğim kötü bir şey olduğu ve ilimizi de ilgilendirdiği. Yanımda olmanı istiyorum sadece." İçimdekileri söyleyince biraz da olsa rahatladığımı hissettim.
"Kolay değil maalesef. Hâlâ zorlanıyorum,kötü hissediyorum. Seninle hiç karşılaşmamış olsam karşında olacaktım,ilk karşılaştığımız zamanlarda da kim olduğunu bilsem gerçekten seni öldürebilirdim o zamanlar fazla zayıftın. Uzun zaman boyunca sana karşı dolduruldum. Bunları düşündükçe sana karşı suçlu hissediyorum." Konuşmasını bitirdikten sonra tam ben konuşmaya hazırlanıyordum ki kapı resmen kırılaracak açıldı.
İkimizde ayağa kalktığımızda içeriye Hoseok girdi. Onun girmesiyle rahatlamış olsam da bir aksilik olduğunun farkındaydım. "Yakalayın!" Dediğinde iki asker gelip Jimin'i aldı. "Ne oluyor? Benim önümde nasıl bu şekilde davranabiliyorsunuz?" Diye bağırdım. Hoseok yanıma geldi,aynı zamanda askerlere Jimin'i götürmelerini işaret etti. "Affedin kraliçem ama büyük bir durum var. Hem sizin,hem tüm halkın güvenliği ve sizin itibarınız için yapmak zorundaydım. Size karşı birliklerin asıl düşmanlarımız tarafından toplandığının bilgisinia aldık. Aralarında adları geçtiği için onu da almak zorunda kaldık." Bir günümüz de olaysız geçse ne olacaktı acaba? Dün Yoongi'nin ve Jennie'nin olayı bugün de bu.
Önden yürüdüğümde herkes peşime takıldı. Yürürken hâlâ Hoseok'tan bilgi almaya devam ediyordum. Genelde törenlerin,yargılamaların olduğu o klâsik bahçeye geldim. En son burada babamın cenazesini ve taç giyme törenimi görmüştüm. Şimdi ne olacaktı bakalım. Kısa bir bakış atıp bir odaya girdim. O anda aklıma yine rüyalarımdan birinin gerçekleştiği dank etti. Lalisa yapmamamı söylemişti. Fazla dikkatli olmamın gerektiği bir durumdayım.
Tam da rüyadaki gibi gelip tacımı getirdiklerinde alıp taktım. Ama göz yaşına izin vermemiştim. Sakin bir şekilde kapıyı açtığımda Lalisa geldi aynı şekilde. Söylemesi gerekenleri söyledikten sonra gitti. Bahçeye çıktığımda ilk önce etrafa göz attım. Ne olacağını merakla bekleyen halk,korkan ve anlam veremeyen suçlular,emrimi bekleyen askerler ve ailem.
"İçinde bulunduğumuz durum fazla karışık bu yüzden tüm suçlu pozisyonundaki kişilere gerçekleri söylemeleri için tam şuanda büyü yapacağım. Hepsi tek tek sorgulandıktan sonra kararımı vereceğim. Sorgulara ben,prensler ve prensesler girecek. İtirazı olan herhangi biri var mı?" Kimseden ses gelmeyince koca bahçedeki diz çökmüş insanlara gerekli büyüyü yaptım ve askerlere götürmeleri için işaret verdim. "Dağılın şimdilik." Kalabalık uzaklaşırken bende sarayın içine girdim. Fazla karışıklık yaratmadan sorgulamalara başladık. İşimizin uzun süreceği şimdiden belliydi.
--------------------
Sonunda tüm sorgular bitmişti. Çoğu kişinin böyle bir şeyden haberi bile yoktu. Büyük ihtimalle kraliçenin son oyunu veya düşmanlarımızın oyunuydu. Hâlâ ihanet peşinde olanları bana bildiriyorlardı bende gereken kararı veriyordum,onların arasında neyse ki Jimin ya da diğerleri yoktu. En korktuğum şey olmamıştı. Sorguları biter bitmez sorgularını yapanlar gelip kağıtları bırakıp gidiyordu.
Joohyun sorguladığı kişilerin durumlarını anlatan kağıtları masama bırakırken aynı zamanda konuştu. "Chaeyoung,bugün hiç Bambam'i veya Mina'yı gördün mü?" Biraz düşüğündüğümde dünden beri onları görmediğim aklıma geldi. O kadar olayın içinde fark etmemiştim hiç. "Hayır görmedim,neden ki?"
"Saatlerdir onları arıyorum,bulamıyorum. Sorgulara bile girmemişler. Tabii onları deli gibi aramamın bir sebebi var. Sana bunu söylemem gerektiğini düşünüyorum. Gece Jennie'nin yanından ayrıldıktan sonra giderken bir çığlık duydum. Mina'nın sesini andırıyordu ama tam benzetmedim. Etrafı ne kadar detaylı aramış olsam da kimseyi bulamadım. Jennie'nin olayından kaynaklanan basit bir şey olduğunu düşündüm. Sonra bir şey oldu ve bayıldım. Garip bir rüya gördüm. Sanki senin geleceği görmen gibiydi ama öyle olmadığına da eminim. O an yaşanıyormuş gibiydi. Şüpheliyim bu yüzden." Anlattıkları karşısında düşüncelerime boğulmuştum.
Bu gece herkes garip şeyler yaşamış olabilirdi,tamamen doğal. Bazıları basit olur,hiçbir anlamı,tehlikesi olmaz ama bazıları da korkunç sebepler doğurur. Yada değişik olaylar. "Ne gördün rüyanda?" Her şeyden önce gördüğü rüyayı öğrenmem daha doğru olur.
"Mina ve Bambam'i tabii ki. Boşlukta gibiydik. Olayın içinde bende vardım nasıl oldu anlamadım. Jennie de vardı karşılarında. Arkası dönüktü ama sonra bana döndü,bana odaklandı. Mina ve Bambam beni görmüyor gibiydi. Sadece Jennie. O an fazla korktum Jennie'nin bakışlarından. Jennie kafasını geri çevirdiği anda gözlerimi açtım. Boğulmuş gibiydim nefes nefese uyandım. Sanki rüya gördüğüm süreçte nefes almamışım gibiydi." İçim ürperince arkama yasladım.
"Peki,Joohyun. Onları aramalarını söyleyeceğim. Sende dikkat et ve diğerlerine dikkatli olmaları gerektiğini söyle. Ama yaşadıklarını şimdilik kimseye söyleme. Sadece benim emrim olduğunu söyle." Başını sallayıp odadan çıktı. Evet bir problem daha eklendi. Bir kaç asker çağırdım. Mina ve Bambam'i gizlice aramaları için emir verdikten sonra kağıtları toplayıp büyük kitaplığa yerleştirdim.
Yatağıma yattığımda her ne kadar olanları düşünmek istemeyip rahatça uyumak istesemde yine düşünceler zihnimi ele geçirmişti. Her zaman olduğu gibi derin düşüncelerim,endişelerim arasında uykuya dalacaktım.
31 Ocak'tan beri asla bölüm atmamışım hatta yazmamış bile olabilirim. Artık atmam gerektiğini düşündüm girdim Wattpad'e bölüm yazdım bir kaç hikayeme. Umarım bölümü sevmişsinizdir çünkü bölümdeki Mina, Bambam olayı tamamen olay çıksın diye çıkarıldı yazarken ksmkskfi
Ama güzel planladım iyi ki aklıma gelmiş ksjsoek yazarken aklıma geldi aktı gitti

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Princess | Jirose
Historical Fiction"Onu kurtarabildim mi?" "Kurtardın... Şimdi ise en büyük sınavını vereceksin. Onu tekrar kendine aşık etmek." Chaeyoung × Jimin Kitap kapağı @_nightmaria tarafından yapılmıştır.