Bir cenaze hazırlığı vardı. Kimin öldüğünü merak ediyordum. Etrafıma baktığımda geçen seferki rüyamda olan kişilerin yine burada olduğunu görmüştüm. Ama bazıları eksikti. Bir an yanıma baktığımda annemi gördüm, hüngür hüngür ağlıyordu.
Sadece o da değil, tüm kardeşlerim, eşleri, kuzenlerim yakın olan herkes ağlıyordu. Kendimin de ağladığını birinin bana sarılıp gözyaşlarımı silmesi ile anladım. Bana sarılan Prens Jimin'di
Kraliyetin olduğu yerde babamın da olması gerekiyordu ama onu göremiyordum. Aklıma gelen şey ile şaşkına döndüm. Ben babamın cenazesinde miydim?!
~~~
Korkunç bir rüyaydı. O cenazenin babamın cenazesi olmamasını umdum. Daha fazla dayanıyorum. Hemen üstüme mavi bir elbise geçirip Jennie'nin odasına girdim.
"Jennie seninle birşey konuşmalıyım." Dedim hemen. "Noldu Chaeyoung, kötü gözüküyorsun? Kötü birşey mi? Nayeon mu? Durumla ilgili mi?" Diye hızlıca sıraladı.
"Dur,beni dinle. Ben bir süredir bazı rüyalar görüyorum. Bu rüyalarda hep Prens Jimin oluyor. Tanımadığım kişileri bile gördüm. Az önce ise bir cenazede olduğumu gördüm. Sanırım babamın cenazesiydi..." Dedim.
Gözleri büyüdü bir anda. "Nasıl ya? Ne oluyor böyle? Umarım o rüyalar sadece bir rüyadır..." Dedi elimi tutarken. "Umarım Jennie umarım." Dedim dolu gözlerimdeki yaşları geri göndermeye çalışırken.
"Korkuyorum..."
"Korkma,sen çok güçlüsün. Hiçbir şeyden Korkmazsın. Boşver onlar sadece bir rüya,yani umarım." Tesellilerinin işe yarayacağını sanmıyordum.
Ağlamamı kısa sürede durdurdum. "Ben çok sıkılıyorum yapacak hiçbir şey yok!" Dedim sıkkınca. O da aynı şekilde cevap verdi. "Bende çok sıkılıyorum."
Uzun zamandır diğer Prensesler ile görüşmüyorduk. Ben onlarla -Nayeon hariç- yakındım ama Jennie yakın değildi. Bu bir fırsat olabilirdi. Nayeon da akıllanmıştı bu yüzden sorun çıkacağını sanmıyorum.
Sorun çıkarsa Jennie bu sefer acımaz öldürür onu. "Jennie, Prenseslerin yanına gidelim mi?" Dedim ona dönüp. "Olur aslında,hem tanımış olurum onları." Diyip kalktı bende mavi elbisemi tutarak kalktım.
Buraya geldiğimden beri ilk defa mavi elbise giymiştim. Bebek mavisi elbiseler bana aşırı yakışırdı. Prenseslerin genelde toplandığı yerlere gittik.
Bahçede bulunan bir yerde oturuyorlardı sürekli. Prenses Jisoo hariç hepsi buradaydı ama onlar da çok endişeli görünüyordu.
Bizi -daha doğrusu Jennie'yi- görünce kalkıp eğildiler. Yüzlerindeki endişe hala duruyordu. "Ne bu yüzünüzün hâli?" Dedi Jennie. "Jisoo unnie yok." Dedi Yeji.
"Hiç bir şekilde bulamadık, başına birşey gelmiş olmasından korkuyoruz." Dedi arkasından devam ederek Seungwan.
Jennie ve ben birbirimize dönüp kimsenin görmediği şeytani bir sırıtma sunduk. Bizimkilerden biri kaçırmıştır, Jennie'ye karşılık. Büyük ihtimalle en temiz gibi duran ama en kinci kişi olan Seok Jin'dir.
"Aaa,en sevdiğim Jisoo'ydu benim!" Dedim salak bir şekilde. "Cidden,en temiziniz o gibi duruyordu. Onun başına birşey geleceğine Nayeon gelseydi keşke. Rahat ederdim açıkçası,bunu bende yaptırabilirim ama doğrusu." Dedi Jennie.
Bu kız ortalığı karıştırmaya bayılıyor! Hepsinin özellikle de Nayeon'un sinirlendiği belliydi. "Ne bakıyorsunuz öyle? Kime baktığınızın farkındasınızdır umarım." Göz devidirerek başka taraflara çevirdiler bakışlarını.
Yanımıza biri geldi. "Leydi Jisoo'nun nerede olduğunu tespit ettik. Ana Sarayda..." Dedi. Jennie gür ve dengesizim diye bağıran bir kahkaha attı.
"Seok Jin yapılan hiçbir şeyin karşılığını vermeden durmaz." Dedi. Ben ise fark ettirmeden gülüyordum. Buradan çıktığımda bende aynı şekilde gülecektim.
"Ana Saraya gidip gelmek istiyorum ben. Geri gelebilirim sorun yok ama yeni varisimize doyamadım daha ve kardeşinizi öldürmemeleri için uyarmalıyım." Dedi Jennie. Prensler de gelmişti çoktan.
Soobin atılarak konuştu. "Gidin ve ablamın güvenliğinden emin olun lütfen Prenses." Dedi. "Merak etmeyin,beni öldürmediğiniz ve bir zarar gelmediği sürece Seok Jin ona bana baktığı gibi bakacaktır. Ama benim gidip bir kez uyarmak gerek,ona belli olmaz." Dedi.
"Bende gelebilir miyim Prenses?" Dedim olaya atlayarak. Onları görmek istiyorum. "Tabiki. Tek güvendiğim sensin,seni yanıma almadan gitmem." Dedi. Gülümsedim ve salak hareketler yapmaya başladım.
İyi oynuyordum ama. "Sizi getirip götüreceğim." Dedi Yoongi. Anladık Jennie'ye aşıksın! "Jimin ile bende geleyim." Dedi Junmyeon. Joohyun bunun üstüne atlamazsa iyidir. Çünkü tam tipine uyuyordu. Ama düşmandı o sorun.
Jennie ve ben onları eş geçip hazırlanmak için oradan ayrıldık. Benim odama gelir gelmez kahkahalara boğulduk. "Jin yapmasıysa bende Prenses Chaeyoung değilim!" Dedim.
"Bende Prenses Jennie değilim!" Dedi. Gözlerimden yaş geliyordu artık. Daha fazla oyalanmadan bir kaç eşya aldım. Jennie de kaldığı odadan eşya aldı.
Bahçeye çıkıp gitmek için beklemeye başladık. Mina ve bambam de bizimle gelcekti.
Yazar anlatımı
Prenses Chaeyoung kendini ele vermişti,hemde hiç sevmediği yeri geldiğinde onu bitirmekten çekinmeyecek birine...
Piç mi dediniz? Ehehehe göbek adımdır nxnxndbs
Aslında çok birşey değil bu. Devam etmesi için gerekliydi çok kızmayın ihihi
Ay beni bugün özel numara aradı ne olur ne olmaz diye babama açtırdım. Babamın sesini duyduğu anda kapattı. Ailecek ona sövüyoruz. Ama tanıdığım biriyse boşuna yedi o kadar küfürü dndjxhdndhd
Ama yapmasaymış beni bu şekilde ararsa duyacağı tek şey küfür olur fjdndnjf25 oy 35 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Princess | Jirose
Fiction Historique"Onu kurtarabildim mi?" "Kurtardın... Şimdi ise en büyük sınavını vereceksin. Onu tekrar kendine aşık etmek." Chaeyoung × Jimin Kitap kapağı @_nightmaria tarafından yapılmıştır.