home sweet home

933 107 80
                                    

Eve gelmek kesinlikle iyi bir fikir değildi.

Daha eve girmemişlerdi bile, fakat Taeyong şimdiden kötü hissetmeye başlamıştı. Apartmanları, otoparkları, bindikleri asansör, ona eski hayatını hatırlatan her şey onu üzmeye yetiyordu.

Özlüyordu. Çok özlüyordu.

Eski evinin kapısının önünde dikiliyordu şimdi, bir eli hala kızının elindeydi, sanki bir bıraksa onu tekrar kaybedecekmiş gibi sıkı sıkı tutuyordu elini. Anahtarını çıkarmış, kapıyı açmakla meşgul uzun boylu adamdaydı gözleri.

İki yıl sonra, eskiden evim dediği yere geri gelmişti ve gerginlikten bayılacak gibi hissettiğini söylemek az bile kalırdı.

Bir yanı içeri girmek için sabırsızlanıyordu, merak ediyordu kendi evinin ne hale geldiğini. Kurdukları düzeni değiştirmiş miydi? Onu tanımayan biri bu eve gelse, bir zaman burada başkasının yaşadığını anlamayacak kadar mı değiştirmişti evlerini? Hiç mi ona dair bir şey bırakmamıştı?

Jaehyun kapıyı açtı, sanki her şey olağandışı bir yavaşlıkta yaşanıyordu Taeyong için. Abartma, diyordu kendine. Sakin ol.

Ayakkabılarından kurtulup içeri girdikleri saniyeden itibaren Taeyong'un gözleri etrafta dolanmaya başlamıştı. Tabii, girer girmez evin çok büyük bir kısmını gördüğü söylenemezdi ama yine de gördükleri onu şaşırtmıştı.

Aynıydı.

Girişte durulduğunda bir kısmını görebildiği salona baktı biraz. Farklı görünmüyordu. İki yıl önce herhangi bir gün, işten çıkıp eve geldiğinde ne görüyorsa şu an onu görüyordu.

"Ben bir üstümü değiştireyim, Yunhee'ninkileri de. Sen bekleyebilirsin..." Jaehyun duraksadı, ufak da olsa gamzelerinin çıkmasını sağlayan bir gülümseme sundu büyüğüne. "Biliyorsun zaten neyin nerede olduğunu."

Taeyong başını sallamakla yetindi. Kızı ve eşi, eski eşi demeliydi, gözden kaybolduktan sonra salona doğru ilerledi. Onun yokluğunda Jaehyun'un evi tamamen değiştirmesini beklediğinden değildi ama, yine de şaşırmıştı. Yunhee'nin etrafa yayılmış oyuncakları dışında her şey aynı gözüküyordu.

Salona girmekten vazgeçti, daha çok merak ettiğini bildiği bir yer vardı. Birkaç adımla mutfağa geldi, gözleri her ayrıntıyı taramaya başlamıştı bile.

Mutfağın ne hale geldiğini merak etmesinin sebebi belliydi, düzenini kendi kurmuştu. İkisi de çalışan ebeveynler olduklarından mutfakta çok zaman harcayamasalar da, yemeklerini genellikle kızlarının bakıcısı yapardı, Taeyong kendini düzeni kurmaktan alıkoyamamıştı.

Jaehyun içinde herhangi bir sorun oluşturmazdı bu, evli oldukları süre boyunca eşinin düzenine alışmıştı. Seviyordu hatta.

Taeyong mutfağa girdi, fazla ses çıkarmamaya özenerek dolapları karıştırmaya başladı. Aynıydı. Bardaklar, tabaklar, her şey yerli yerinde duruyordu. Neredeyse bütün dolaplara, çekmecelere baktı. Ne aradığını o da bilmiyordu, farklı bir şey görmeyi bekliyordu belki de. En sonunda ellerini tezgaha dayayıp derin bir nefes aldı, gözleri dolmuştu.

Yemek masalarına baktı, üçünün birlikte oturdukları, yemek yedikleri, gülüştükleri canlandı gözünün önünde. Tezgaha baktı daha sonra, hep birlikte yemek yapmaya giriştikleri zamanlar geldi aklına, o zaman daha da küçük olan kızlarını tezgaha oturturlardı her zaman. Birbirlerine verdikleri kaçamak öpücükler, kızlarını kontrol edememeleri, o an yaptıkları yemeğe odaklanmıyor olmaları gibi bir sürü sebepten, gün sonunda mutfak savaş alanına dönerdi.

end to start | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin