Bölüm -10

316 31 25
                                    

Kevin gözyaşları içinde evden hızla çıkıp gitti. Bugüne kadar ardında bıraktığı hiç bir şey onu bu kadar derinden sarsmamıştı. O eve giden yolun ters istikametine doğru attığı her adım, Kevin'ı gerçek hayattan biraz daha uzaklaştırıyordu. Herşey bir silüet halini alıyordu zamanla. Bu yüzden savaşmalıydı aşkı için . Bu yüzden vazgeçmemeliydi.

09 Kasım 1995-Brenda WİLLİAMS' ın evi - Nevada /Abd saat: 07.37

Kevin' ın yüksek sesle konuşması ile Brenda yatağından bir hamlede kalkıp oturma odasına bakan Merdivenin en üstünden aşağı baktı. Tam bu esnada Kevin kapıdan hızla çıkmaktaydı. Annesi Mary ise ağlamaya başlamıştı.

-"anne?"

-".................."

- Neler oluyor?

Tabi ki Mary neler olduğunu söyleyemezdi. Bunu Brenda' da biliyordu. Çünkü annesi iki yıldır tek kelime etmiyordu. Bu durumun çaresizliği ile ellerini başına götürüp saçlarını düzeltti ve annesinin yanına doğru indi. Mary, elleri ile bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Bir şey göstermek istiyordu. Elini kalem şeklinde tutmasının ardından kalem ve kağıt istediğini anlayan Brenda, hemen kağıt ve kalem getirdi ve annesinin önüne bıraktı. Mary kalemi alıp ağır ağır yazmaya başladı ;

Sanırım.........
Kevin'a.........
Bir ŞANS daha ...........
Vermelisin.......

Bu satırları okuyan Brenda, bir anda gözyaşlarına hakim olamadı. Sadece şunları söyleyebildi;

-"Bilmiyorum anne... Bilmiyorum. Bundan hiç emin değilim."

Kevin Nevada' da kalmaya kararlıydı. Ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin, eski eşi Brenda ile tekrar eskisi gibi olabilmek için burada kalacaktı. Bu nedenle de geçici de olsa bir iş bulmak zorundaydı. Ne olursa, ne iş verilirse yapacaktı. Bir kaç dükkan ve bir kaç mağazaya girdi fakat her defasında kendisine uygun bir iş olmadığını söylediler. Fakat aramaya devam etmeliydi. Para kazanabileceği bir işe çok ihtiyacı vardı. Bu düşünce ile yürürken yolun tam karşısında bir pansiyon gördü. İş bulma umudu ile içeri girdi ve resepsiyon görevlisine;

-"Merhaba. Ben iş arıyorum. Bunun için kiminle görüşmeliyim?" diye sordu.

Yaşadığı hayattan hiçte memnun olmadığı ilk bakışta belli olan bu adam, hiç konuşmadan baygın bakışları ile yandaki odayı gösterdi. Kevin teşekkür edip, kirli beyaz atleti ve kocaman göbeği olan bu adamın gösterdiği odaya girdi. İçerde ondan çok da farklı olmayan bir başka adamla karşılaştı.

-"Merhaba.. "

-"ne istiyorsun?"

-"iş.... Sadece çalışmak için bir iş istiyorum."

-"Ne yapabilirsin ki?"

-"Herşeyi... Ne olursa..."

-"Peki neden sana güveneyim? Üzerinde bir takım elbise var. Buruşmuş ve toz içinde olmasına rağmen benim verdiğim işe ihtiyacın olmadığı belli."

-"Hayır tam tersine çok ihtiyacım var. İşimden kovuldum."

Kevin'i işe almaya pek de gönlü olmayan bu garip görünüşlü adam ;

-"Tamam dostum. Her katta bulunan tuvaletlerden başlayarak tüm katları temizle. Boş odaları kontrol edip, çarşafları değiştir. Bunun için sana haftalık 100 $ dolar vereceğim."

-"Bunca iş için sadece 100 $ dolar mı? Sen çıldırmışsın."

Kevin bunları söyledikten sonra ses tonunu biraz daha sertleştiren adam ;

-"Belli ki kalacak yerin de yok. Sana bir de oda veririm. Orada kalırsın. Bunu da kabul etmezsen çıkış kapısı arkanda dostum." dedi.

Bu işi kabul etmeliydi Kevin. Başka da şansı yoktu ve aynı gün işe başladı. Haftalardır temizlenmediği her halinden belli olan tuvaletleri teker teker temizledi. Sonra boş odalar ile ilgilendi ve işin tamamı bittiğinde akşam olmuştu bile. Boş odalardan birine gidip kendini yatağına bıraktı. Fakat ne kadar yorgun olursa olsun uyuyamadı. Yatağında dönüp durdu. Bu durum iki gün boyunca böyle devam etti.

11 Kasım 1995 - 107 numaralı pansiyon odası - saat :23.20

Ne kadar uğraşsa da olmuyordu. Bir türlü uyuyamıyordu Kevin. Dinleme molalarında merdivene oturup korkuluklara yaslanarak uyuduğu 10' ar dakika haricinde nerdeyse hiç uyumamıştı. Çünkü aklı hep Brenda'daydı. Bir yolunu bulup tekrar o eve dönmeli, Brenda ile konuşup herşeyi yoluna koymalıydı. Ama nasıl? Neyi, nasıl anlatacaktı?

12 Kasım 1995 - Brenda WİLLİAMS'ın evi - Nevada /Abd saat: 01.25

      Evin içi oldukça sessizdi. Brenda ve Mary bundan saatler önce uyumuştu. Brenda, bu gecenin kendisi için bir dönüm noktası olacağının farkında değildi.

      Dış kapı tokmağı sola doğru yavaşça döndü. Kapı bir kaç kez bu şekilde denendikten sonra, gecenin sessizliği tekrar kapladı evin ön bahçesini. Evin bodrum katının küçük penceresi açıktı. Az önce evin kapısını zorlayıp bir sonuç alamayan bu gizemli kişi, kısa bir araştırma yaptıktan sonra açık olan bu pencereyi görüp, oradan gizlice içeri girdi. Evin içi oldukça sessiz ve sakindi. Salonun ortasından geçen bir karaltı, Merdivenleri ağır ağır çıkmaktaydı. İlk odayı kontrol ettikten sonra, ikinci odaya yani Mary' nin yatak odasına girdi. Bir kaç saniye sonra da bulunduğu odadan çıkıp, Brenda' nın bulunduğu odaya girdi. Oldukça hafif bir uykuya sahip olan Brenda, evin yer döşemesinde kullanılan tahtalardan birinin gıcırdamasıyla gözlerini aniden açtı. Ani bir hareketle baş ucunda ki gece lambasının düğmesine basan Brenda, karşısında kar maskeli, elinde deri eldiveni ile uzun boylu ve iri yapılı bir kişinin olduğunu gördü. Tam bu sırada çığlık atmak üzere olan Brenda, elinde bulunan bıçağı gösterip işaret parmağı ile sakince "sus" işareti yapan bu adamın karşısında eli ile ağzını kapattı ve hiç sesini çıkartmadan öylece dondu kaldı. Tanımadığı bu adam bir kaç saniye sonra geldiği gibi sakince odadan çıktı ve seri adımlarla evden çıkıp gitti.

      Ne olduğunu anlayamayan Brenda, telaş içinde annesinin bulunduğu odaya girdi. Herşeyden habersiz uyuyan annesi, Brenda' nın içeri girmesi ile uyandı ve uykulu gözlerle kızına baktı. Brenda'nın korku ve heyecan dolu gözlerini gören Mary, aniden içini kaplayan korku ile Brenda'ya bakıyordu. İkisi de şaşkınlık ve korku içindeyken, Mary'nin başucunda bulunan komidinin üstünde bir kağıt gördüler. İkiye katlanmış olan bu kağıdı heyecanla eli titreyerek açan Brenda, kağıtta yazan cümleyi dehşet içerisinde okudu;

      Brenda...!

      Yaptığın hata üzerinde israr edersen, bir daha ki sefere bu kadar şanslı olmayabilirsin...!

      Bu kısacık notun yanlış odaya bırakıldığı açıkça ortadaydı. Hedef Brenda'ydı.

      Her ne kadar kabullenemese de Kevin'in yanında olmasını çok istiyordu artık. Fakat nasıl bir hata yapmıştı Brenda?  Ve bundan kim, nasıl etkilemişti? Bu soruların cevaplarını ararken, bildiği tek şey Kevin ile bir an önce konuşması gerektiğiydi.

      Çok geç olmadan...

SACRİFİCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin