Bölüm -13

358 26 42
                                    

Kevin ;

-"Ama bu dedektif Jonathan BRİGS!" dedi ve üzerinden atamadığı şaşkınlığı ile ekledi ;

-"Hadi onu içeri taşıyalım."

Oldukça iri yapılı olan siyahi dedektif Jonathan BRİGS'i içeri taşıdılar. Baygınlığı bir kaç dakika içinde geçen dedektif, gözlerini açtığında başında bir buz torbası olduğunu farketti ve başucunda ona mahçup gözlerle bakan Brenda ile hemen yanında ki Kevin'i gördü. Çatlayacak gibi ağrıyan başını elleri ile ovduktan sonra güven veren bir ses tonu ile ;

-"Üzülmeyin, hata benimdi. Yaşadıklarınızdan sonra her an tetikte olduğunuzu tahmin etmeliydim. Ama çalışmalarımızın sonuçlarını bir an önce duymanızı istedim." dedi.

Dedektif BRİGS, kendisini pür dikkat dinleyen Kevin ve Brenda'ya herşeyi anlatmaya başladı.

-"Mary'nin cesedinde yapılan incelemelerde, dudak ve yanaklarında darp izlerini gördük. Bunun üzerine bir boğuşma olduğunu var sayarak tırnaklarını inceledik. Tahmin ettiğimiz gibi Mary'nin tırnak aralarında katile ait olduğunu değerlendirdiğimiz deri parçaları ve saç telleri çıktı. Biz CIA olarak, yakaladığımız tüm suçluların DNA analizlerini kayıt altına alırız. Mary'nin tırnak aralarından çıkan kalıntılar ile bizim dosya kayıtlarımızda bulunan bir suçlunun kayıtları bire bir eşleşti. Yani suçluyu büyük oranla tespit ettik. Fakat onun sizden ne istediğini de bilmemiz gerekiyor."

Odada bir süre sessizlik olduktan sonra gözler Kevin'a döndü. Kevin, yutkundu ve gözlerini kaçırdı. Kimse ne diyeceğini bilemiyordu. Bu gergin ortamdan kurtulmak isteyen Brenda "gidip kendime sıcak çikolata hazırlayacağım. Siz de ister misiniz?" diye sordu.

-"Evet. Lütfen. "

-"Umarım bu sizi yormaz Bayan WİLLİAMS."

Brenda sıcak çikolataları hazırlamak üzere mutfak kısmına geçti. Tezgaha üç bardak bıraktı ve sırtı odaya dönük şekilde ocağa bir cezve süt koydu. Bu sırada dedektif şüpheli gözlerle Kevin'a baktıktan sonra evin penceresine doğru yürüdü. Kendisiyle özel konuşmak istediğini anlayan Kevin, dedektif Jonathan' ın yanına gitti. Dedektif ;

-"Siz bu konuda bir şeyler biliyor gibisiniz bay MİLLER?

-"Hayır. Hiç bir şey bilmiyorum. Bilseydim eğer sizi çağırmazdım. Herşeyi kendim hallederdim."

-"Ben bundan çok da emin değilim."

-"Ama emin olmalısın dedektif. Ayrıca şu şüpheci bakışlarını üzerimden çek. Bu bakışları Brenda'nın görmesini istemezsin."

-"Ah evet. Uğruna herşeyden vazgeçtiğin kadın. Belki de yatalak olduğu için ayağına bağ olan annesini öldürtebilecek kadar."

-"Lanet olsun dedektif! Ne demeye çalışıyorsun?"

-"Aksi ispatlanana kadar herkes şüphelidir."

Brenda ;

-"Sıcak çikolatalar hazır."

Dedektif Jonathan aniden kapıya yöneldi ve giriş kapısını açıp geriye dönerek ;

-"Söylediklerimi ve sorduğum soruları dikkate alın bay MİLLER. Aksi takdirde.... "

Bunlar dedektifin son sözleri oldu. Çünkü nerden geldiği belli olmayan bir mermi, dedektifin ensesinden girip gözünün hemen altından çıkmıştı. Kimse ne olduğunu anlamadan dedektif yere yığıldı. Kevin, hemen Brenda'nın üzerine atlayıp yere yatırdı. Bir süre nefes nefese odayı dinledi.

SACRİFİCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin