3 Yıl Sonra..
Louis ortadan kaybolalı tam 3 yıl oldu.Bir sabah uyandığımda onu yanımda göremedim.Hiç bir yerde yoktu.Hiç bir iz yoktu.O Londra'da yaşayan bir ünlüydü.Benden haberi bile yoktu.
Aynı o eve geldiğim gibi ansızın geri dönmüştüm.Yanı başımdaki odada annem ile kendi evimde..
Ona ulaşmaya çalıştım, onun yaşadıklarımızı unuttuğunu sanmıyordum.İçimde hala bir umut kırıntısı vardı.Instagram, Twitter ve daha bir çok sosyal medya hesaplarından ona gittikçe tükenen umutlarımla yazdım; ama ben kimdim ki? Bana cevap vermeyi bırak, mesajımı bile görür müydü?
Neydi bu? Eğer shiftingse, neden hatırlamıyordum? Eğer rüyaysa, neden öpücükleri ve dokunuşları bu kadar gerçekçi hissettirmişti? Eğer mental bir hastalığım varsa, neden daha önce değil de şimdi kendini göstermişti?
Bir gece yarısını tüm bunları düşünmeye harcadım.Delirmenin eşiğindeydim, bilinmemezlik beni yutuyordu.Ancak üzüntüden sarhoş olduğum bir gece düşünürken haftalardır aradığım nedeni buldum, ona ve onlara ait tüm anılar silinmişken; kader bana ceza verircesine hala anılarımı hatırlatıyordu.Sanki evrenin kurallarını yıktığım için bana yaptırımını uyguluyordu.
İlk geldiğimde kafam çok karışmıştı.Yanı başımda Louis'in kokusunu beklerken bir anda annemin sinirli bağırışıyla uyanmak, tahmin edemeyeceğiniz kadar trajikomikti.Halüsilasyon görüyorum, kabus görüyorum sandım; uyanmam gerek sandım.Uyanmak için neler yapmadım..
Ve ardından kabullenme süreci geldi.En korktuğum kısım da buydu zaten.Geceleri anneme ses gitmesin diye yorganın altında iyice kıvrılarak sessizce ağlama seansları, gün içinde normalde olsa çok komik bulup kahkahalarla güleceğim bir espriye mimik oynatamamam, sinir küpüne dönüşen vasıfsız birine benzemeye başlamam çevremdeki herkesi ürkütmeye başladı.Annem beni psikolojik destek almam açısından psikoloğa gönderecekti ancak ücret gözünü korkuttu, kendi kızının mental sağlığı adına paraya kıymadı.
Ve tabii ben daha da kötü bir hal aldım.
Ama zaman geçtikçe anladım ki, her ânın bir sonu, her romantik yaz dizilerinin de bir finali vardır.Bizim finalimiz belki de beklediğim gibi değildi, ama farklı olmamızın özelliği de bu değil miydi?
Ben her ne kadar bu finale alışamayacak gibi hissetsem de, zorundaydım..
Gitmeden önce son kez Noah ile konuştuğumu hatırlıyorum.Çok üstü kapalı bir sohbet gerçekleştirmişti.Fotoğraflar hakkında ona bilgi sahibi olup olmadığını sorduğumda dudağını belirgin bir şekilde ısırdı ve terlemeye başlaması gözümden kaçmadı.Ama konuyu ustalıkla değiştirerek bana getirdi, ve eski hayatımda dönmeden önceki son darbeyi onun tarafından aldım.
Benimle mümkünse bir daha hiç konuşmak istemediğini söyledi.Ben nedenini bile soramadan kaçıp gitti ve ona ulaşamadım.
Louis'in ise yatmadan önce bana, "Seni seviyorum.Yarın sabah hazır ol.Sana bir sürprizim olacak." dediğini hatırlıyorum.
Heyecanla uyudum o gece.Ama o sürprizi hiç göremedim.O sürprizi hep hayal ettim Louis, ama hayallerimin bile ötesinde olduğuna emindim.Aynı senin gibi.Aynı bizim gibi.Aynı bizim mucizevi bağımız gibi.
İşte şimdi gerçek hayata dönmüş, lüks ve sevgi dolu zamanımı unutmaya çalışan sıradan bir kızım.Hem burası da pek fena değil.O olmadıkça içimde kendini hissettiren boşluk hissini saymazsak, atlatabildim bile diyebilirim.Ben gayet iyiyim.
Evet, gayet iyiyim..
Belki de yaşadıklarım bir düştü.Belki hiç gerçekten onunla konuşmamıştım ve hiç aşık olmamıştım.
Keşke o hatıraları hiç yaşamasaydım.Keşke beni kendine hiç aşık etmeseydin.Senden nefret ediyorum.
Ama aynı zamanda, seni çok seviyorum; hiç unutma olur mu?
-Ayşegül...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mom, dad; how did you meet? (LP fanfic)
RomanceHayır, kesinlikle bir portalla dünyaca ünlü Louis Partridge'in yatak odasına düşmedim, hangi aptal buna inanır ki? (Louis in konuşmaları "L" ile gösterilirken, senin yaptığın konuşmalar Y/N ile gösterilecektir.İyi okumalar dilerim.)