20.Bölüm

2.1K 94 97
                                    

Selamm, yeni bölümü atıyorum; 2 gündür bölüm gelmiyor bu arada kusura bakmayın.Daha fazla bekletmek istemedim; bu yüzden hem bugün atıyorum hem de bu bölümün iki partı olacak; 1.yi şimdi, ikinci partını da 1-2 saat sonra atacağım.İyi okumalar dilerim^^




E ama bu kadarı da fazla, sevgilisi yok mu bu çocuğun?

Harbi.

Neyse bulmuşsun şöyle bir çocuk, hayır demek olmaz.



Y/N:Peki. Hemşireye söylerim, yastık ve battaniye getirir.

L:Ben çoktan söyledim.

Y/N:Öyle mi?Peki.

Kısa muhabbetimizin ardından Noah'ın telefonu çaldı ve bakması gerektiğini söyleyerek dışarı çıktı.Louis de yalnız kalmak isteyebileceğimi düşünmüş olacak ki o da çıktı.Minik pencere tarzı camdan ikisinin yürüyerek odadan uzaklaştığını görünce hızlıca ayağa kalktım.Ayakkabılarımı giydim, üstüme hırka alarak odadan çıktım.

Hooop, nereye?

Hava almaya çıkıyorum altı üstü.Hem sanane?

Senden ben sorumluyum.Bu yüzden saygılı davran bana.İzin almayı da unutma.

Ha?Ne saçmalı-

Tamam, çok yalvardın.İzin veriyorum.

İç ses seni var ya-

Sessizlik lütfen.


İç sesin bu ani ve saçma tavrını yaralanmamdan dolayı kendisini suçlu hissetmesine bağlıyordum.Yani, umarım öyledir.

Hastane koridorlarında yürürken o berbat hastane kokusu burnuma geliyordu.Bu kokuyu çoğu kez almıştım, küçükken de çok fazla gittiğimi varsayarsak.Annem sürekli beni getirirdi.Hep aynı odaya girer, kolumdan çekilen kanı izlerdim.Ardından tanımadığım birisi anneme bir miktar para verir, biz de giderdik.Her en az 2-3 haftada buradaydık.İlk başlarda kan bağışı yaptığımı sanmıştım; ama sonra bağış olmadığını-

??:Abla, annem nerde?

 Yavaş adımlarla ilerlerken kolumdaki baskıyla arkama döndüm.Küçük bir çocuk kolumu tutmuş yanaklarındaki yaşlarla bana bakıyordu.Sorduğu soruya ne cevap vereceğimi bilmezken o ise daha da fazla ağlamaya başlarken kolumu daha sıkı tuttu.

Y/N:B-ben- bilmiyorum.

Çocuk gözlerini sıkıca kapatarak yere oturdu ve hıçkırarak ağlamaya devam etti.Bu çocuğu hemen teselli etmezsem tüm hastaneyi ayağa kaldırabilirdi!

Y/N:Anneni beraber aramak ister misin?

Çocuk başını aşağı yukarı sallayarak koluma iyice sarıldı.Korkudan titriyormuş gibiydi resmen.İçim sızladı, kesinlikle bu çocuğun annesini bulmalıydım.

Önünde yavaşça eğildim.Saçları iki yandan topuz yapılmış,üzerinde de pembe bir elbise vardı.Gayet modern bir kız gibi görünüyordu.Zengin bir aileden gelmiş olmalıydı.

Y/N:Adın ne bakalım senin ufaklık?

??:Yabancılara adımı vermememi söyledi annem.

Y/N:Peki, sen ne zaman rahat hissedersen o zaman verirsin adını, olur mu?

??:T-tamam.

Şuan annesini bulmak yerine kızı polise teslim edebilirdim; ama işin uzamasını istemedim.Alt kata inip resepsiyona yöneldik.Bu sırada kız elimi bir saniye bile bırakmıyordu.İçim daha da sızladı.Eğer bu kızın annesini bulamazsak; hayatım boyunca vicdan azabı çekerdim.

Resepsiyon kıza sorular sorarken ben de resepsiyona yakın bir koltuğa oturdum.Etrafa göz gezdirirken karşıdan koşan bir kadın belirdi.Saçları iki omzunun yanında dalgalanırken hızlıca resepsiyona koşuyordu, ancak silüet çok tanıdık geliyordu.

Mor ve şık elbisesinin içinde yanındaki adamla resepsiyona geldiler.Ama ben hala kadının kim olduğunu çıkarmaya çalışıyordum.

Hızlı adımlarla ben de yanlarına giderken küçük kız çocuğunun kadının kollarına atlayarak "Anne!" diye seslenmesini duydum.Ardından adama sarıldı ve bu sefer de "Baba!" dedi.Gerçekten kızın anne ve babasını bulmasına rahatlamıştım.

Tam kadının arkasında durdum.Yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ve bana dönmesi için kadına seslendim;

Y/N:Affedersiniz, kızın annesisiniz sanırım.

Kadın sesimi duyarak bana doğru döndü.Yüzümdeki gülümseme dondu.Etraftaki her şey dondu; zaman durdu.Sadece ben, kadının gözlerine baktım, o da benim.Şaşkınlığın vücudumu ele geçirdiğini hissederken ağzımı kıpırdatmaya yetti gücüm.

"A-anne..?"





Yalnızz, çok güzel yerde kesmedim mi?Şuan içinizden bana ettiğiniz küfürleri duyar gibiyim.Ama pişman değilim; aklım hala yapamadıklarımda.

Bu arada farkettiyseniz artık iç ses daha az kendini gösteriyor, çünkü bu bölümler hafif duygusal benzeri.Ama merak etmeyin, iç sesten rahat rahat kurtulamayacaksınız.^^

Söyleyecek pek bir şey yok.Sadece size bir şey sormak istiyorum; bir Texting kitabı daha yazmak istiyorum; ama Harry Styles ile, ve konu çok farklı olacak.Eğer yazmamı istiyorsanız LÜTFENN söyleyin,eğer yoğun istek gelmezse yazmayacağım.

O zamann, hepinize iyi ve sağlıklı günler diliyorum!<3




-Ayşegül

mom, dad; how did you meet? (LP fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin